Metaverse korkutuyor!
Türk Dil Kurumu, sosyalleşmeyi kısaca “toplumsallaşma” olarak tanımlamaktadır. Toplumsallaşmayı şöyle açıklamak mümkün: “Bireyin kişilik kazanarak belli bir toplumsal çevreye hazırlanması, toplumla bütünleşmesi süreci, sosyalleşme”.
Alıntıya şu cümlelerle devam edelim: “Toplumsallaşma (Socialization), bir bireyin toplumun kurallarını ve normlarını edinme sürecidir ve toplumsallaşmanın asal etkenlerinden biri iletişimdir. Toplumun kültür mirasının kuşaktan kuşağa aktarımının sağlanması; yapısalcı-işlevselci yaklaşıma göre iletişimin işlevlerinden biridir”
Benim anladığım sosyalleşme olmazsa, toplumsallaşma olmaz, toplumsallaşma olmazsa birey içinde yaşadığı kültürü algılayamaz, öğrenemez. Bu öğrenme süreci bireyin diğer insanlarla olan ilişkilerini belirler, topluma uyum sürecini oluşturur.
Toplumu bireyler oluşturur ve bu bireylerim toplum kural ve yasalarına uygun etmeleri beklenir ama sosyalleşmeyen bir bireyin bu kuralları öğrenmesi ve uyması mümkün değildir.
Bir başka alıntıda şöyle diyor: “Sosyalleşme, insanın toplumda kendi yerini belirgin hale getirme ihtiyacının sonucu biçimlenen bir süreçtir. Hem kendini toplumda kabul ettirme; saygı, sevgi ilgi görme hem de yerini belirleme ihtiyacı, sosyalleşme süreciyle karşılanmaktadır. Bu sebeple de bu süreç çocukluktan itibaren insan yaşamını etkilemektedir.”
Ahlak kazanımı da aynı şekilde sosyalleşme ile mümkündür. Adalet ve ahlak duygularının gelişmesi tamamen toplumsallaşma ile bağlantılıdır.
İnternette iki adet araştırmayı inceledim. 11 üniversitede yapılan araştırmaya göre öğrencilerin günlük ortalama internet kullanımı 3 saat. Bunun 2.62 saatini sosyal medyaya ayırıyorlar. Sosyal medyayı iletişim aracı olarak görüyorlar. Araştırmaya katılan öğrencilerin normal yaşamda yoksunluğunu hissettikleri için sosyal medya kullanımıyla karşılamaya çalıştıkları birinci ihtiyaçları mutluluk- eğlence ihtiyacıdır.
Diğeri ise Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın (TEGV) İstanbul ve Van illerindeki 5, 6, 7 ve 8. sınıflarında okuyan 148 çocuğa kullanım alışkanlıkları ve sosyalleşmeye yönelik bilgi alma ve tutumlarını ölçmek amaçlı araştırmacı tarafından geliştirilen bir ankettir.
Araştırma sonucunda çocukların günde ortalama 2 saatini sosyal ağlarda geçirdikleri, sosyal ağların yasal kullanım yaşının 13 olmasına rağmen araştırmaya katılan çocukların çok büyük bir çoğunluğunun ilk defa 11-12 yaşlarında bu ağlarda hesap açtığı ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte çocuklar bu teknolojileri en çok eğlence için daha sonra da sosyalleşmek için kullandıkları ortaya çıkmıştır.
İki araştırmanın da son cümlesine dikkat ettiniz mi? Eğlence amaçlı ve sonrasında sosyalleşmek için. İşte burası beni korkutuyor.
Ben yaşıma göre daha yenilikçi biri olarak bilinirim, teknolojik gelişmelere açığım, yeni kuşakların alışkanlıklarını anlamaya çalışırım, yargılamam. Fakat bu konu çok önemli. Sokaklarda oynayıp kaynaşan nesiller yerine internet üzerinden toplumsallaşan bir nesil geliyor. Yukarıda bahsedilen toplum kurallarını anlama, öğrenme ve uygulama mümkün olabilecek mi? Ahlak değerleri internet üzerinden öğrenilebilecek mi? Emin değilim, korkuyorum.
Şimdi Metaverse diye bir şey ortaya attılar. Neredeyse herkes tarafından alkışlanıyor. Yukarıda yazdığım nedenlerle bu yeni kavramdan korkan bir avuç kişi olabiliriz.
Son 100 belki daha uzun süreyi incelediğinizde hep bir Amerikan modası ve bunun peşinden koşan bir Dünya görüyoruz. Buna moda, teknoloji, siyaset gibi birçok konu dahil. Mesela rockn roll, hamburger, Amerikan pizzası, büyük arabalar, uzaya gidiş, kot pantolon gibi saymakla bitmeyecek çok konu var.
Teknolojide mainframe, sunucu/client, bulut, edge computing, veri merkezi, dağınık yapı, bütünleşik yapı, yapay zeka, IoT gibi kavramların ucu bucağı yok. Çoğu zaten var olan gelişmelere verilmiş popüler olma ihtimali yüksek isimler. Bu konu çok tartışmaya açık, derine saplanmayayım.
Şimdi çıktı birileri, “Metaverse” dedi. Evde oturduğumuz yerden Dünya’nın her kendine gidebileceğimiz, günlük alışverişleri yapabildiğimiz, okula bile gerek kalmadan eğitim sistemleri, iş görüşmeleri, eğlenceler vs vs. Dikkat oturduğumuz yerden ….
E ne oldu sosyalleşme? Toplumsallaşma? Ahlak edinme yöntemi, kural ve yasaları bilme ve uyma?
Bruce Willis’in bir filmini izledim. Sabah uyanınca bir koltuğa oturuyor, sonra onun dijital kopyası kahvaltı edip, aracına binip iş görüşmesine gidiyor. Yanlış hatırlamıyorsam bir mahkemede avukatlık görevini uyguluyor, silahlar ve dövüş sahneleri bile sanal ama vurulursa fiziksel bedeni de tehlikeye giriyor filan. Akşam eve dönüyor dijital Bruce, sonra fiziksel Bruce koltuktan kalkıyor. Birgün daha böyle sonuçlanıyor, evden çıkmadan. Bu mu alkışlanan Metaverse? Hepimizin ikizlerinin buluştuğu, toplantılarda tartıştığı, eve dönerken alışveriş yaptığı…Sarılmadan, öpüşmeden, gözlerine bakmadan. Düşünsenize, bu durumda derbi maçlarında ne futbolcular fiziksel ne seyirciler. Her şey bir sanal dünyaya sıkıştırılmış.
Ben istemiyorum, korkuyorum. Bana pek yetişmez ama gelecek kuşaklar için endişeleniyorum. Robotların Dünyamızı işgal etmesine gerek kalmayacak, biz zaten bu dünyada sadece birer sanal vücut olacağız, ortam onlara kalacak.
Her yeni çıkan ABD kavramını alkışlamaya devam
Yazdım…