Mobilde yeni arayışların odağında kullanıcı deneyimi var
Mobil işletim sistemleri ve mobil işlemciler, akıllı telefonlar ile tablet bilgisayarlara hayat veren ve onların büyük ölçüde yönünü belirleyen unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. Son birkaç yıla kadar mobil cihazlar her ne kadar masaüstü sistemlerin ‘kırpılmış birer kopyası’ olarak düşünülse de, ihtiyaçları hedef alan yeni anlayış biçimi mobiliteyi sadece donanım veya sadece yazılım olarak görmekten öteye geçiyor.
Akıllı telefonlara olan ilginin hızlı artışı ve pazara giren yeni üreticilerin katkısıyla bu cihazların kalite ortalamaları da her yönden yükseliyor. Apple’ın iPhone’u karşısında açık kaynak mobil işletim sistemi Android’in dikilmesi ve birçok işlemci üreticisinin son iki yıldır ardı ardına duyurduğu mobil işlemciler pazarı hareketlendirirken kullanıcılar açısından satın alınabilir fiyattaki ürün sayısı artıyor çok daha fazla özellik avuç içine giriyor.
Akıllı telefonun parlayan yıldızı: Android
Arkasında Google gibi bir güç bulunan Android işletim sistemi, 2010 yılında atak yaptı ve 2011’in başında dünyanın en popüler işletim sistemi haline geldi. Bunda Amazon’un Kindle Fire’ı gibi Android tabletlerin satışlarının da büyük etkisi oldu. Son dönemde uygulama yükleme hızının artmaya başladığına işaret eden Google’ın son verilerine göre, 22 ayda 1 milyar uygulamanın indirildiği Android Market, 9 milyardan 10 milyara sadece 1 ayda çıktı.
Diğer taraftan, Apple’ın iOS işletim sistemi uygulama indirme konusunda hâlâ lider ama uzmanlara göre bu liderlik fazla uzun sürmeyecek. Temmuz ayında 15 milyar indirme yapıldığını belirten Apple’ın karşısında Android’in cihaz aktivasyon hızı, uzmanlara göre uygulama indirme ve kullanımına da yansıyor. Bu nedenle uzmanlar, Android’in, 2012’nin ilk yarısında uygulama indirmelerde Apple’ın yerini almasını bekliyor. Buna karşın bazı analistlere göre uygulama indirme sayısı Apple App Store ile Android Market arasında karşılaştırma yapabilmek için yeterli bir kriter değil. Çünkü Apple App Store her şeye rağmen geliştiriciler açısından daha önemli bir kazanç kapısı ve Google’ın da uygulama marketine nicelik yerine nitelik bakımından yaklaşması gerekiyor.
Hiçbir zaman ‘sadece donanım’ olmayacak
Akıllı telefon işine soyunan üreticiler, ilk zamanlarda her fiyat aralığına uygun ürünler tasarlayarak piyasaya hakim olmaya çalışsa da, işin böyle yürümediğini, kullanıcı deneyimi açısından güçlü bir donanıma ihtiyaç duyulduğunu anladı. Bileşen üretiminin artmasıyla dokunmatik ekranlarda ve işlemci güçlerinde ortalama kalite yükseldi ama bu defa da tüm üreticiler donanıma ağırlık vererek müşteriye sadece ‘iyi bir donanım’ satma yarışına girdi. İşin kilit noktası: Güçlü bir donanımın ve kararlı bir işletim sisteminin aynı cihazda var olması gerektiğiydi. Bunu birçoğundan daha önce gören Apple’ın başarısının sırrı da zaten burada yatıyor. Diğer bir sır ise Apple’ın sadece 2 farklı cihaz için iOS ve uygulamalar geliştirmek zorunda olması. Android’de bu standardı binlerce farklı marka ve model için tutturmak oldukça zor.
2011 yılı bu anlamda Android tarafında da birçok dengenin kurulmasına tanıklık eden bir yıl oldu. Android 3.0 Honeycomb ile beraber tablet bilgisayarlara özel olarak tasarlanan ilk Android işletim sistemi yayınlandı. 3.0’ın sonrasında ise Android farklı donanımları kapsayan, standartları daha oturmuş bir sistem haline geliyor. Göstergeler, bu durumun önümüzdeki yıl da devam edeceğini ve Android işletim sistemini zayıf kılan birçok pürüzün ortadan kalkacağını işaret ediyor.
Mobil genişbant
kullanımı artıyor
Sosyal paylaşım kültürünün yayılması ve içeriğe mobil cihazlardan ulaşma isteğinin artması ile beraber mobil genişbant kullanımı da hız kazanıyor. Bunda modern cihazların getirdiği kullanıcı deneyimine ek olarak iş yaşamı ve özel yaşamı birbiri içine geçiren modern anlayışın da etkisi büyük. Son zamanların eğilimi, gün içerisinde iş için kullanılan e-posta hesabının kontrol edilmesinin yanında sosyal ağlara da aynı cihazlar üzerinden bağlanılması. İç içe geçen bu da kullanım alışkanlıkları beraberinde yeni teknolojilerin de geliştirilmesine ön ayak oluyor.
3G altyapısından sonra 4G’ye geçişin konuşulmaya başlandığı günümüzde, NFC ve mobil ödeme gibi yükselişte olan kavramlardan söz etmek mümkün. Mobil cihazlara olan bağımlılığın artmasının bu teknolojilerin önünü açacağı ve önümüzdeki yıllarda bu teknolojilerin kullanım oranlarının katlanarak artacağı, sektörün genel görüşü. Bunun yanında mobil internetin geçtiğimiz yıllara göre daha uygun fiyatlarla tüketiciye sunulabilmesinin de yükselişte büyük payı var ve önümüzdeki dönemde bunun devam edeceği görülebiliyor.
“Uygulama ve çözümler mobil ortama göre tasarlanmalı”
Mobil pazar her ele alındığında, Türkiye’nin altyapısı ve teknolojisi konuşuluyor. Türkiye’nin, yeni teknolojilerin mevcut altyapıyla bütünleştirilmesi konusunda diğer ülkelere kıyasla daha avantajlı olduğunu düşünen Qualcomm Türkiye Genel Müdürü Barış Ruacan, “Türkiye ağ teknolojileri ve özellikle 3G altyapısında en son teknolojilerin kullanıldığı bir ülke ve bu nedenle Türkiye’de yeni teknolojileri eklemek, güncellemeler yapmak pek çok ülkeye göre daha kolay” dedi. Ruacan, mevcut yenilikleri ve uygulamaları mobil ortama taşımak için öncelikli olarak uygulama ve çözümlerin en başından itibaren mobil ortam düşünülerek tasarlanması ve mobil kullanım alışkanlıklarının PC tabanlı internet kullanımından farklı olduğu gerçeğinin dikkate alınması gerektiğini belirtiyor ve ekliyor: “Ayrıca kamu hizmetleri, bankacılık ve iletişim gibi alanların kendilerine has özelliklerinden doğan güvenlik ihtiyaçlarının giderilmesi için gerek donanım gerekse yazılım tarafında güvenlik konusuna ağırlık verilmesinin doğru olacağını düşünüyorum.”