Morgan Stanley’e göre Starlink projesinin potansiyeli yüksek
Elon Musk’ın kurduğu SpaceX şirketi, Starlink projesiyle Dünya’yı çevreleyen ve internete erişim sağlayan devasa bir uydu ağı planlıyor. Proje en geç 2027 yılında tamamlanınca, uzaya 12,000 internet uydusu yerleştirilmiş olacak. İlk 400 uydu gönderildikten sonra, tahminen 2020 ortalarında, aktif internet servisi ve müşteri kabulü başlayabilecek.
Bu yılın Mayıs ayında, ilk deneme olarak 60 Starlink internet uydusu başarıyla yörüngeye yerleştirildikten sonra SpaceX’in piyasa değeri 33.3 milyar dolar olarak tahmin ediliyordu. Fakat, Eylül ortasında bir rapor yayımlayan Morgan Stanley, SpaceX’in değerini 52 milyar dolar olarak tahmin ediyor (http://bit.ly/2nlmsJF). “Bu analiz, şimdi dünya nüfusunun yaklaşık %50’si geniş bant internete erişebilirken, bunun %75’e çıkacağı ve artan geniş bant abonelerinin yaklaşık %10’unun SpaceX müşterisi olacağı varsayımına dayanıyor” diyen rapora göre, Starlink projesi tam başarıyla gerçekleştirilse, SpaceX’in değeri 120 milyar dolara kadar çıkabilir.
Proje yaklaşık 10 milyar dolar harcama gerektiriyor. Elon Musk, ilk 60 uydu başarıyla gönderildikten hemen sonra SpaceX’e 1 milyar dolar civarında yatırım parası geldiğini ve proje tamamlandıktan sonra internet hizmetinden senede en az 30 milyar dolar net gelir beklediğini açıkladı (https://bloom.bg/2mxh4mf).
Starlink Neden Önemli Bir Proje?
Şu anda internet servisi veren uydular eski teknoloji, çok büyük, pahalı ve Dünya’dan yaklaşık 35 bin kilometre uzakta olduğu için sinyallerde gecikme süresi olabiliyor. Ayrıca, kapsam alanları dar. Starlink uyduları ise küçük (sadece 227 kg), yeni teknoloji ve Dünya’dan 450 ile 1500 kilometre arasında uzaklıklarda yörüngeye yerleştirileceği için, iletişimde gecikme süresi (latency) olmayacak ve fiber-optik kablolardan daha hızlı internet servisi sunabilecek. Starlink, dünyanın en ücra köşelerine, okyanus ortasındaki gemiye bile hızlı, gecikme süresi olmayan, evin içine konabilecek 200 dolarlık bir antenle erişilebilen, makul fiyatta internet hizmeti sunabilecek.
Starlink projesinin teknik ayrıntılarını inceleyen bir makale (http://bit.ly/2nSzONe) yayımlayan University College London’da araştırmacı Mark Handley, “Bu, uzun zamandır gördüğümüz en heyecan verici bir ağ projesi ve herkesin hayatını etkileyebilir” diye bir açıklama yaptı. Handley’in makalesi, Starlink projesinin tüm teknik ayrıntılarını ortaya koyuyor ve önemli analizler içeriyor. Burada özetlemek haksızlık olur ama konuyla ve ilgili teknolojilerdeki yeniliklerle ilgilenen herkesin okuması gerekir.
Güçlükler ve Rekabet
Gerek Handley’in makalesi gerekse Elon Musk’ın açıklamaları Starlink projesinin önündeki teknik güçlükleri açıklıyor. Birçok bakımdan bir ilkin yaşandığı projede bunlar doğal. Örneğin, ilk 60 uyduyu taşıyan Falcon 9 roketin (resim yanda) bunları uzaya yayması, Elon Musk’ın ifadesiyle biraz garip ve “Masanın üstüne bir deste iskambil kağıdı açmaya benziyor.”
Tekrar kullanılabilen Falcon 9 roketiyle, bir seferde 60 uydu göndererek 2027’ye kadar 12,000 uyduyu yörüngeye yerleştirebilmek için, her ay 120 uydu gönderilmesi gerekecek. Yani, Falcon 9’un ayda iki sefer yapması gerekecek. Ayrıca, yenilenmesi gereken uydular olacak ve Falcon 9’dan diğer müşteri talepleri var. Dolayısıyla, SpaceX’in roketleri Starlink projesini gerçekleştirmeye yeterli değil. Handley’e göre henüz yapımı tamamlanmamış olan Starship’in bu proje için de kullanılması gerekli olacak. Devasa ve yeniden kullanılabilir uzay gemisi olan Starship, bir seferde yüzlerce Starlink uydusunu yörüngeye yerleştirebilir. Hem de bunu yapma maliyetinin, Falcon 9’un sefer maliyetinin onda biri hatta yüzde biri olabileceği bekleniyor. Gerçi, Elon Musk, Starship’i Mars’a yolculuk için geliştirdiklerini söylese de Handley bu uzay gemisinin Starlink için de kullanılmasını zorunlu görüyor.
Ayrıca, gerçek şu ki, şimdiye kadar uydu ile internette rekabet başarılı olmadı. Gerçi, onlar eski teknolojilerdi ve Starlink’den çok başkaydı. Fakat, önümüzdeki 5G teknolojisiyle çok güçlenecek olan karasal hatlarla Starlink’in rekabet yarışması zor olacak (http://bit.ly/2oZ4ddH).
Bu arada, başka şirketlerin de örneğin, OneWeb’in (https://bloom.bg/2mxh4mf) ve Kuiper projesiyle (http://bit.ly/2mC1Mgf) Amazon’un da uzaya binlerce uydu gönderme çalışması içerisinde olduğunu belirtelim.
Türkiye? Uydularımız ile “gurur verici”(?!) haberleri medyada görüyoruz ama gerçeklerle ilgili bilgileri TELKODER raporundan öğreniyoruz (http://bit.ly/2odZNPm). Özetle, uluslararası iddialardan çok uzaktayız. Sadece ülkemizde haberleşmeye yeterli katkıda bulunabilmesi için, uydu hizmetlerimizin on kat büyümesi ve sektörün serbestleşmesi gerektiğini belirtiyor TELKODER (http://bit.ly/2mFLgvK).