Müşteri ayak izi değişti
GTech Kurucu Ortağı ve CEO’su Mine Taşkaya, artık bankacılık sektörünün kendini ‘fintech’lere rakip değil, kendi ekosistemi içerisinde bir iş ortağı olarak görmeye başladığını vurguladı.
Pandemi sürecinde çok yol katedildiğinin ve bakış açılarının ciddi olarak değiştinin altını çizen GTech Kurucu Ortağı ve CEO’su Mine Taşkaya, “Şu an yurt dışına gidebilecek düzeyde çözümlerin, ürünlerin ve iş birliklerinin gerçekleştiğine inanıyorum. Bundan sonra adaptasyon hızı aynı şekilde devam edecek. Hangi sektörde olursak olalım, tercih edilen olmak; bundan sonra hayatımızda olmazsa olmaz bir şey” değerlendirmesini yaptı. Taşkaya, BThaber’in ‘3 Gazeteci 1 Konuk-3G1K’ başlıklı dijital etkinliğinin konuğu oldu ve BThaber Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi, BThaber Ankara Temsilcisi Sedef Özkan ve BThaber Editörü Handan Aybars’ın sorularını yanıtladı:
-
Pandemi dönemi, veri yönetimi alanında ne gibi değişiklikler getirdi, şirketler veri yönetimi alanında hibrit çalışma modeli ve yeni normal paralelinde ne gibi yeni normalleri benimsemek durumunda kaldı?
Karma bir dönemdi; bu karma dönemin ilk günlerinde şirket yöneticileri yarının ne olduğunu bilmedikleri bir süreç geçirdiler. Ancak büyük operasyonlar, şirketlerinde yer alan verilere bakarak yönetebiliyorlardı. Her sektörde de eve geçtik, buradan çalışalım demek, regülayon anlamında da mümkün olmayan konulardı. Bizim o geçiş dediğimiz dönem müthiş bir adaptasyon gerektiriyordu. Aslında her sektör için ayrı ve 360 derece düşünülmesi gereken bir süreç oldu. Hem şirketler hem çalışanlar çok hızlı bir şekilde bu teknolojik adaptasyonu gerçekleştirmeye çalıştılar hem de regülatörler çok hızlı kararlar alarak şirketlerin önlerini açtılar. En önce insan sağlığı değerini ortaya koyarak yeni dönüşümü gerçekleştirmeye çalıştık. Veri kısmı da aslında bunun hep merkezinde.
-
Finans sektörü ve bankacılık alanında ‘fintech’ler geleneksel yapıyı nasıl değiştiriyor? Bireyler, kurumlar, bankacılık sektörü şirketleri, regülasyonlar bu değişimi nasıl karşılıyor, bu değişime ne derece hazırlar, neler istiyorlar?
McKinsey’in pandeminin başlarında yaptığı bir analize göre 8 hafta içinde pek çok şirket dijital dönüşüm yolculuğunda yaklaşık 5 yıllık yol kat etti. Aslında pandemi başında yaşadığımız hummalı durumu çok net gösteren bir analiz. Çok ciddi regüle olan finans sektöründe kırmızı çizgilerin ortadan kalktığı, müthiş bir dönüşümün olduğu; yıllar içerisinde ancak kararlarının alınabileceği konuların bir iki gün içinde kararlarının alındığı, esnekliğin arttığı günler yaşadık. Bu noktada, bankalara, ‘fintech’lere ciddi bir gelişim alanı, yeni ürün ve çözümleri çıkartmak adına da daha açık fikirli olma şansı getirdiğini söyleyebiliriz. ‘Fintech’ler daha çok veri analitiğine, yapay zekâ çözümlerini ürünlerine entegre ederek biraz daha yenilikçi, değişen dünyaya daha hızlı adapte olabilecek hizmetleri vermek üzere kendilerini konumlamış durumdalar.
Demek ki yaptığınızdan daha farklı çalışmalar yapmanız lazım
-
GTech’in büyük veri ve ileri analitik, iş zekâsı, kurumsal performans yönetimi, finansal servisler başlığındaki hizmetlerine yönelik ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Öne çıkan başlıklar neler ve bunlar için nasıl bir geliştirme stratejisi izliyorsunuz?
Ölçemediğinizi yönetemezsiniz; artık ölçmenin çeşitliliği de, ölçtüğünüz parametreler ya da baktığınız şeyler de çok arttı ve değişti. Kriz dönemleri belirsizliklerin daha fazla olduğu günler olduğu için daha çok veriye daha detaylı bakabilmek, normal şartlarda çok da önemli olmayan detaydaki analizler, analitikler böyle zamanlarda misli misli önemli hale geliyor. Çünkü bildiğiniz, alıştığınız birikimler, deneyimler devam etmiyor. Müşteri ayak izi değişti; müşterinin davranış şekli değişti. Çünkü koşullar değişti. Pandemi süreci de bitecek. Dolayısıyla bazı alışkanlıklarımız kalacak ya da dönüşecek bazılarında da eskiye döneceğiz. Hangi sektörde olursanız olun tüm bunları çok iyi analiz etmeniz gerek. Veri dediğiniz şey, uçtan uca her türlü veridir; tedarikçinizle, dağıtım kanalınızla, üretim bandınızla, şirket içindeki çalışanlarınız ve müşterilerinizle ilgili tüm verilere bütünleşik bakarak en doğru kararı vermeye başlıyorsunuz. Veri çeşitliliği ne kadar artarsa içgörüsü yüksek daha yenilikçi fikirlerle ve önerilerle hizmet ve ürün sunabilirsiniz. Küresel dünyada rekabetçi olarak devam edebilmek için şirketlerimizi değişen dünyanın dinamiklerine göre adapte etmemiz gerekiyor. Veri yönetimi ve yapay zekâ artık tüm şirketlerin ajandasında var. Üst yönetim bu stratejiyi benimsediği zaman zaten ekipler bunu yapmak üzere hazır. Şirketlerin büyüklüğü ne olursa olsun aynı döngüyü KOBİ’ler dahil olmak üzere hepsi yaşıyor. Bu kültürel bir dönüşüm. Kararlılık, bu kararı besleyen teknoloji yatırımları önemli ama bu dönüşüm, çalışanlarınıza da yatırım gerektiriyor. Çalışanlarınızın yetkinliklerini artırmak, veri okur yazarlığı; onu analiz edebilmek, buna göre iş kararlarını alabilmek çok kıymetli. Tüm parametleri çalıştırarak bir karar veriyorsunuz, verdiğiniz karar 3’üncü gün artık doğru olmayabilir. Çünkü bir başka parametre değişmiş olabilir; yeni bir karar vermeniz gerekebilir. Bu hız yavaşlamayacak. Pandemi sürecinde müşteri alışkanlıklarında bir değişiklik daha olacak: Dijital ortamda o kadar çok şey var ki bir zaman sonra bunu sadeleştirmek isteyeceğiz. Daha az uygulama ve daha az çözüm ya da kurumla muhatap olarak ihtiyaçlarımızı karşılamaya doğru gideceğiz. Firmalar müşterisini kaybetmek istemeyecek, bu nedenle seçilen olmayı sağlamaları gerekiyor. Sonrasında da değiştirilmemesini sağlayacak şekilde ürün ve çözümleri sunmaya devam edecek. Demek ki yaptığınızdan daha farklı çalışmalar yapmanız lazım. Değişen durumlardaki verilerinizi iyi analiz etmeniz gerekiyor, öneri ve hizmetlerinize verilen reaksiyonları iyi anlamak ve çok hızlı müdahale etmek, daha proaktif davranabilmek… Müşteriyi kaybettikten sonra “Sizi nasıl kazanabiliriz?” demek değil… Hangi sektörde olursak olalım, tercih edilen olmak; bundan sonra hayatımızda olmazsa olmaz bir şey… Sizin ürün ve hizmetlerinizi iyi bir şekilde sunabilmeniz, kendi içinizde operasyonlarınızı iyi yönetebilmeniz, verimliliği sağlayabilmeniz, ürün ve süreçlerin sürekliliği, kesintisiz hizmet son derece önemli. Sürdürülebilirliğin içerisinde de çok fazla parametre var. İş ortaklarınızın da bu sürdürülebilirliği sekteye uğramayacak olgunlukta ve bakış açısında olması gerekiyor ki bunu sağlayabilin.
Farklı ülkelerdeki iş ortaklığı kanallarıyla birlikte, ürünlerimizi sunmayı hedefliyoruz
-
Striim, Symphony Banking, Magic Reports, Smartbank, Profit 4.0, Wiseboard Retail, Wiseboard Insurance, DataStax gibi ilginç ve İngilizce isimli ürünleriniz var. Bu ürünler birbirini nasıl tamamlıyor ve bunlara ne gibi yenilikler eklemek gündeminizde? Finans sektörü çözümlerinizin küresel pazarda gücünü ve yeniliklere uyum yetkinliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
GTech adına söyleyeyim; hepsi göz bebeklerimiz. Strim ve DataStax küresel anlamda iş birliği yaptığımız çok değerli iş ortaklarımız. Sunmuş olduğumuz ürün ve hizmetlerimizde konunun en iyileriyle çalışmak GTech için en önemli noktalardan bir tanesi. Ürünlerimizle müşterilerimizin kısa zamanda, düşük maliyetli, hemen sonuca ulaşmasını sağlamaya çalışıyoruz; herkes bunu istiyor, içgörülere bir an önce sahip olmak istiyor. Birbirinden tamamen bağımsız çalışan ama müşterimiz isterse de tamamen entegre olan bu çözümlerle aslında uçtan uca hizmet ve çözüm sunmaya çalışıyoruz. Yabancı isimlerin sebebi de; GTech’in yurt dışı açılımı hedefine de hizmet ediyor. Türkiye özellikle bankacılıkta çok ileri düzeyde; burada bir ürün geliştirdiğinizde birçok ülkeye gidin, orada zaten onların beklentisinden daha fazlası bizde olmuş oluyor. Dolayısıyla biz farklı ülkelerdeki iş ortaklığı kanallarıyla birlikte, ürünlerimizi, orada müşterilerimize sunmayı hedefliyoruz. GTech olarak çok önemli bir misyona da sahibiz; sunduğumuz analitik çözümler her şirketin kârlılığını, cirosunu artıran dolayısıyla onlara rekabet avantajı kazandıran çözümler… Bu da her bir şirketimizin kendi ayakları üzerinde kalmasına, böyle zorlu bir dönemi aşmasına, bundan sonra da sadece lokalde değil küreselde de bir oyuncu olmasına çok yardımcı olacak ürün ve çözümler. Onlarla birlikte hem Türkiye’de hem yurt dışında ürünlerimizle var olmayı hedefliyoruz. Ki bu GTech’in 2020’de başlamış 2021’de ve sonrasında çok yoğun bir şekilde devam edecek ana stratejilerinden birisi. Türkiye’de olduğu gibi her ülkede lokal regülasyonlara entegrasyon konusu var. Her ülkede yerel bankacılık sektörü çözümü sunan, bizim gibi çözüm sağlayan firmalar bizim iş ortaklığındaki en önemli zincir haline geliyor. Çünkü onlar bu konuda yatırım yapmış, destek alan, o ülkenin regülatif beklentilerini bilen en iyi iş ortakları. İkincisi küresel ‘SI’lar bizim için önemli bir iş ortağı. Örneğin Deloitte ve PwC değişik ürün ve çözümlerimizi götürmek için çok değerli kurumlar. Bir yıl önce Moody’s Analytics de, GTech olarak iş birliğini başlattığımız çok değerli bir iş ortağımız. Özellikle risk yönetimi ve bankacılık sektöründeki ürün ve çözümleriyle önemli bir iş birliği gerçekleştirdik. Ve Türkiye’nin en değerli en büyük bankalarından birisinde de ilk projemizi aldık; 2021’de de başarıyla hayata geçirmiş olacağız. Buradaki sinerji bizim yurt dışındaki yapılandırmamızı da etkilemiş oldu. Önemli olan doğru eşleştirmeleri doğru iş ortaklıklarıyla yapıp gerçekleştirebilmek. Biz GTech olarak hep bir sonrakine odaklanmaya çalışıyoruz. Analitik hep geleceği adreslediği için geleneksel ürün ve çözümleri yenilikçi kattığımız fonksiyonlarla hem Türkiye’de hem yurt dışında ayrıştırmaya ve dönüştürmeye çalışıyoruz.
Bizim stratejimiz; uçtan uca veri yönetimi
-
Entegrasyon yetkinliğinin önemi, sektörde iş birliklerini destekliyor mu? Hem rekabet hem iş birliği odaklı çalışma felsefesi sizce ne kadar önemli ve bunu yürütmek için nasıl hareket etmek gerek? Gtech olarak pandemi dönemi ve sonrasına yönelik hedeflerinizi paylaşır mısınız?
İş birliği, güç birliği kavramları daha olgunlaştı. İş birliği fırsatlarıyla herkese değer yaratacak ortak paydayı yakaladığınızda bugün bunun tamamen rekabet edenlere nazaran daha büyük fark yarattığını görüyoruz. Bir ekosistemle hareket etmek, çalışmaları, işi, fonksiyonları paylaşmak önemli, bu da ona daha mutlu müşteri avantajı sağlıyor. Bizim stratejimiz; uçtan uca veri yönetimi. Henüz yolda olan diğer ürünlerimizle daha kısa sürede daha kolay ulaşılabilir ürün ve çözümlerle müşterilerimize gitmeyi hedefliyoruz. Bu sadece yurt içine değil yurt dışına da ürün ve hizmetlerimizi götürmek açısından bizim için en önemli ivmelendirici unsur. Yazılım ihracatı yapmayı hep konuşuyoruz; bunu hayata geçirebildiğimiz günler… 2021’e elimiz kolumuz çok dolu girdik. Bazı konularda da müşterilerimizle iş birliği yapıyoruz. Bunun çok önemli bir sinerji olduğunu düşünüyoruz; ürüne birlikte yatırım yatırım yapıyoruz ve onların içindeki değerleri gerçek anlamda ürüne taşıma şansı elde ediyoruz. Büyük veri ve veri analitiği olmazsa olmaz konular… Her ürününüzün mutlaka yenilikçi tarafları olması gerekiyor. Stratejik iş birlikleriyle KOBİ’lere erişebilmeyi de hedefliyoruz. 21’inci yılımızın içindeyiz. Hayatta değişmeyen tek şey; değişim. Gençlere çok inanıyorum. Yeter ki onlar da kendilerine inansınlar; kendilerine inandıklarında onlara destek olacak birileri muhakkak hayatlarına giriyor. Gençlerle; ileriye bakmayı, hayal kurmayı, hayallerinin peşinden nasıl gidebileceklerini paylaşmaya çalışıyorum. Çünkü hayatım boyunca hep hayallerimin peşinden gitmeye çalışan biri oldum. Mentorluk yaptığım genç arkadaşlarımda da çok keyifli yolculuklarımız oluyor.