Müşteri marka iletişiminde yeni sahne: Sayısal dünya
Geleneksel pazarlamadan dijital pazarlamaya geçen pazarlama dünyasında artık kitlelerin birebir içinde olduğu süreçler, farklı iş modelleri var. Performans tabanlı dijital pazarlama, gelir ortaklığı gibi modellerin gündemde olduğu dijital pazarlama, sürekli değişen dinamikleri ile farklı bakış açıları getiriyor. Birebir dijital pazarlama dünyasının içinde olan Yunus Güvenen’e göre ise dijital pazarlama öyle bir alan ki; bildiğinizi iddia ettiğiniz an, bilmediğinizi de kabul ettiğiniz an.
Günümüz dünyasında pek çok şeyi değiştiren teknolojinin değiştirdiği alanlardan biri de; yaygınlaşan internet ile birlikte hiç kuşkusuz pazarlama. Web 2.0 dünyasında artık müşterilerle markaların etkileşim ve iletişimleri de hızla değişmiş durumda. Pazarlama artık millattan önce ve sonra gibi internet öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrılıyor.
Eskiden pazarlamanın 4P’sini (ürün, fiyat, tanıtım, kanal) şirketler belirler, bütün riski tek başlarına alırlardı. Daha sonra bunu tüketicilerine sunar ve stratejilerinin işe yaramasını umarak satış tablolarıyla yatıp kalkarlardı. Şimdi ise değişen pazar koşulları ve gelişen teknoloji ile kitleler de bu süreçlere dahil. Portallar üzerinden yürütülen etkileşimli kampanyalar, sosyal medya kampanyaları pazarlamanın olmazsa olmazları.
>>Peki etkileşimli pazarlama, internet pazarlama, e-pazarlama şeklinde de kullanılan dijital pazarlama aslında tam olarak ne?
Kimilerine göre dijital pazarlama bir satış yöntemi değil. Ulaşılan sonuçları sayesinde satış artışı sağlayan, bir ilişkilendirme ve iletişim süreci aslında.
Pazarlamada geleneksel pazarlamadaki monolog diyologa, tek yönlü fonksiyon kişiye özel pazarlamaya, kitlesel iletişim, gerçek zamanlıya, statik yapı
dinamik yapıya, yaylım ateşi yaklaşım, ortaklaşa katılıma, müşteriler arasındaki iletişimsizlik, segmentlere ayrılmış yoğun müşteri iletişimine ve zor tanımlanan müşterilerden daha fazla müşteri verisine uzanan bir değişim söz konusu.
Dijital pazarlamanın sağladığı stratejik avantajlarsa yabana atılır gibi değil, aracısız dağıtım modeli, yeni iş modelleri üretilmesi, ulaşılmamış alt segmentleri hedefleyebilme, pazarı daha verimli kullanma, şeffaf pazar döngüsü gibi.
Geçen süreçte artan sosyal mecra kullanımıyla dijital pazarlamanın temel kuralları, sürekli değişen tüketici eğilimleri nedeniyle yeni bakış açılarına ihtiyaç duyarak gelişim göstermiş durumda. Dijital pazarlamanın temellerinde dijital pazarlama planını hazırla, iyi bir domain seç, site tasarla ve altyapısını hazırla, sitene gerekli bağlantıları kur, site analizlerini izle, iletişim için e-posta ve anlık mesajlaşma sistemlerini kullan, müşterilerinin e-posta listesini tut, çevrimiçi reklam ver, trafiğini arttır temellerini oluştururken, artık dijital pazarlamada yeni yaklaşımlar var. Bunlar da önce fikir satmaya başla, fikrinin etrafında bir kitle oluştur, kontrolü kitleye vererek riskini azalt, yetkilendirme sınırlarını koyma, değer zincirini optimize et, iş modelini sürekli yeniden kurgula, iş modelini yeniden kurgula, statükoyu değiştir olarak sıralanıyor.
>>Her noktada tüketici belirleyici figür
Artık ürünün tasarımından, fiyatına, tanıtımına kadar pek çok aşamada tüketiciler direk belirleyici figür. Bunu dijital pazarlamanın merkezine koyan şirketler stratejik avantaj sağlamayı başarıyor. Tahmin etmeye çalışarak tüm riski üstleneceğinize, bırakın insanlar sizin yerinize sorunlarını dile getirsin, çözüm önerileri sunsun, çözümleri talep etsin diyorlar. Yani daha az riskli ve hızlı modeller gündemde.
Biz de tüm bu gelişmeler paralelinde dijital pazarlama alanındaki öncü yaklaşımlarıyla tanınan performans tabanlı dijital pazarlama kavramı ve gelir ortaklığı sistemini Türkiye’de yerleştiren, dijital medya planlama, mobil reklamcılık ve Google Adwords alanlarında yaratıcı çözümler sunan Digitouch Grubu kurucusu, yöneticisi ve ortağı olan Yunus Güvenen’le dijital pazarlama ekseninde her noktaya dokunduğumuz keyifli bir sohbet yaptık. 2008 yılında Güvenen tarafından kurulan Digitouch, performans tabanlı dijital pazarlama ve medya hizmetleri sunan uluslararası bir ajans. Avrupa Merkezli Hummingbird Ventures gibi önemli fon ve melek yatırımcıların da Türkiye’de ilk yatırım yaptığı şirket olan Digitouch’un reklam altyapısı ise 4 kıtadan 145’i aşkın müşteri ile Avrupa’nın En Hızlı Büyüyen Ad Server’ı olarak 30 medya satın alma ajansına, irili ufaklı 115 yayıncıya ve bin 200’ün üzerinde siteye hizmet veriyor.
Dijital pazarlama algısını, Digitouch’ı, sundukları hizmet modellerini, yeni girişimlerini ve pazarlamada sosyal medyanın değişen rolünü konuştuğumuz Güvenen’le sohbetimiz, ilginç noktalar ortaya koydu.
>>Öncelikle dijital pazarlama dendiğinde şirketler neyi anlamalılar? Dijital pazarlama neden ve nasıl?
Bugün Türkiye’de bütün AVM’lerde mağazası olup bir deneyelim diyerek buna biraz zaman ayıran bütün şirketlerden bütün bayileri arasındaki toplam ciroyu elde edenler var şu anda. Yani bu noktaya gidebiliyor bu iş. Geçenlerde bir müşterim dedi ki benim iki sene önce internet sitem en fazla ciro üreten diğer bütün bayilerim arasında. Bu sene üçüncü. Bu hızla altı aya birinci olacak dedi. Artık şunu herkesin anlaması gerekiyor dijital dünya bir satış, dağıtım ve başvuru kanalı. Bu kadar basit. Burası bir reklam alanı değil. Nasıl ki bir AVM’de dev bir mağaza açıyorsunuz insanlar gelsin sorularını sorsun diye artık tüketicinin çok büyük bir bölümü interneti kullanıyor bunu yapmak için. Bu sabah NTV’de haberlerde liselerde Marmara Üniversitesi bir araştırma yapmış. Dedikleri şey şu: Bu çocuklar artık televizyon seyretmiyorlar. Türkiye’de çoğunluk 27 yaşın altında bu ülkede.
Biz bu ekosistem içindeki markaların yapmayı istedikleri şeyleri yapabilen bir şirket olarak kendimizi konumlandırıyoruz. Tabi bunun için hem teknoloji yatırımı yapıyoruz, hem kendimizi geliştiriyoruz.
>>Türkiye’de pazara tanıştırdığınız performans tabanlı dijital pazarlama kavramı var. Bu nedir tam olarak? Biraz anlatır mısınız?
“Performans pazarlaması bir ajans işi standart reklam işi değil, biz reklam iletişimini daha verimli hale getirmeye çalışıyoruz.”
Performans pazarlaması dediğimiz şey aslında dijital mecranın yapısı gereği herşey ölçümlenebilmesinden başlıyor ve siz bir iş modeli üretirken pazarlamada bunun bir parçası oluyor. Pazarlamanın içindeki birtakım hedefleri reklam iletişimine bağlıyorsunuz. Diyelim ki siz bir şirketsiniz her hafta kullanıcılarınıza promosyonlarınızı iletiyorsunuz. Yüzbin kişiye iletiyorsunuz bin satış yapıyorsunuz. Bu 100 bin kişi 200 bin kişiye çıkarsaydım 2 bin satış yapar mıydım? Ama 200 bine çıkarırken de maliyetlerimi kontrol etmeliyim diyorsunuz. İşte biz orada devreye giriyoruz. Acaba getirdiğimiz insanlar ne kadar satışa dönüyor bir gelen bir daha ne zaman geliyor? Ya da bir markanın bir ürününe bakmış olan kişi yeniden bakıyor mu? gibi sorular sorup ve teknolojiler üzerine de bunları kurgulayıp reklam iletişimini daha verimli hale getirmeye çalışıyoruz. Yani çok hızlı bir raporlama ve geri dönüş tahlili söz konusu.
Mesela, ben bir araba markasının yöneticisiyim. Bir araba tanıtımım olacak.Peki mesajım ne olacak kararsızım. Bugün geleneksel Türkiye’de ne yapılıyor? Bir odak grup kullanalım soru soralım duruma bakalım ona göre hareket edelim deniyor. Bir yönetici internette ne yapabilir, diyebilir ki ben odak grup istemiyorum üç tane farklı kavramda reklam yapayım bunlar küçük ölçekli bazı bölgelere özel reklamlar olsun. Ve bakalım bu insanlar bu reklama nasıl tepki veriyorlar siteme kaç kişi geliyor, ne kadar kalıyorlar? Orada çıkan çok hızlı sonuçla dört tane mesaj yapıyorsunuz banner üzerine çıkıyorsunuz ve analiz ediyorsunuz. Banner tıklanırken biz hangi tip kullanıcıların orayı tercih ettiğini ve tükettiğini de anlayabiliyoruz bu marka boyutunda.
Biz bu modelde bütün reklam verme maliyetini hedeflerini müşteri ile beraber konuşarak yapıyoruz. Performans pazarlaması bir ajans işi standart reklam işi değildir bir danışmanlık işidir.
“Performans pazarlaması bir danstır. Benim sizi onu yapmaya ikna etmemin hiçbir anlamı yoktur siz benimle dans etmezseniz. en başarılı müşterilerimiz hakikaten bizimle birlikte kafa yoranlar.”
Performans pazarlaması bir danstır. Benim sizi onu yapmaya ikna etmemin hiçbir anlamı yok siz benimle dans etmezseniz. Bizim en başarılı müşterilerimiz hakikaten bizimle birlikte kafa yoranlar. Yani bizimle bilgi ve fikir paylaşanlar. Çünkü sihirli değnek değil, mecra satın alması değil. Ben oturup size benim 1 milyon liram var bana reklam satın alın diyebilirim, bunda birşey yoktur ama bana bir milyona reklam satın ama bu reklamın sonunda ben 400 bin lira ciro üreteceğim ve bunların hepsi de ilk defa benden satın alanlar olsun derseniz iş apayrı bir noktaya gidiyor.
Doğru soruları kurgulayıp, doğru paket planı ile yol almak gerekiyor. Digitouch olarak performans pazarlaması şirketi olarak bir ajansız. Bu ajansın altında gelir ortakları platformu var. Bunun yaptığı şey, performans üzerinden fiyatlandırma yaparak performans kampanyalarının kurulması. Biz bir yerel şirketiz ve Türkiye’yi odak alıyoruz. Türkiye’nin pazar ihtiyaçlarını çok daha iyi bilebiliyoruz. Bu çerçevede aslında bizim gibi yerli olup yerel manada performans bazlı çalışmalar yapan birçok ülkede şirketler var.
“10 yıl sonraki pazarlama yöneticileri istatistik kökenli olanlardan gelirse kimse şaşırmamalı”
>>Bu durumda performans tabanlı dijital pazarlama ciddi bir analiz tahlil, raporlama sürecini getiriyor değil mi?
Evet aynen öyle. Zaten bu gelişim doğrultusunda geleceğin 10 yıl sonraki pazarlama yöneticileri istatistik kökenli olanlardan gelirse kimse şaşırmamalı diyoruz.
Pazarlamada çok fazla bu tip profiller de gelmeye başlayacak. Hala çok yaratıcı yöneticilere ihtiyaç olacak ama bir taraftan da veri sürücüsü (data driven) diyebileceğimiz, insanların kullanım ve tüketim alışkanlıklarını gerçek zamanlı olarak değerlendiren, kurgulayan ona göre tanıtımlarını yapan pazarlamacılar daha fazla olacak bunu daha hızlı yapacaklar.
>>Digitouch Grubu
içinde oluşturduğunuz platform gelir ortaklığı sistemi nedir? Gelir Ortaklığı adıyla grup şirketlerinden biri olan bu yapıyı biraz anlatır mısınız?
Farklı bir reklam modeli aslında bu. Diyoruz ki reklamlarınızı yapın fakat bazı reklamlarınızı belli hedeflerle yapabilir ve maliyetlerini buna göre ayarlayabilirsiniz.
Örneğin; Ben bir mikro site açtım ve bu mikro siteyi tanıtmak için 1 milyon dolar harcamaya hazırım. Şimdi o bir milyon doları harcayabilirsiniz. O mikrositenin yaşama gücü olan oradaki kaç insanın o mikro site içinde faaliyette bulunduğudur. Biz o noktada diyoruz ki bu reklamı öyle verirseniz oraya kaç kişi geleceğinin hiçbir garantisi yok. 100 kişi de gelebilir bir kişi de gelebilir. Biz buradaki gücümüzü oraya gelen insanlardan alacağımıza göre demek ki; biz buradaki iş modelimizi bir ön safhaya çekelim üye başına reklama para verelim. Bir milyon dolar verelim ama her üyeye iki dolar verelim beş yüz bin üyemiz olsun. Aradaki fark ortada. Bir anda bir milyon dolar para harcıyorsunuz ama ne olacağı belli değil. Bir anda bir milyon dolar para harcıyorsunuz beş yüz bin insan. O beş yüz bin insanın yüzde 10’u her zaman çevrimiçi olsa etti size elli bin kişi elli bin aktif kullanıcı oldu bir anda. Buna göre reklam harcaması yapabiliyorsunuz.Bunu biz icat etmedik ancak buna iki buçuk yıldır yatırım yapan tek şirketiz.
>> “Retarget” isimli yeni bir girişiminiz var. Burada “Dinamik banner optimizasyonu” olarak adlandırdığınız hizmet modeli tam olarak nedir?
Remarketing bir kavram var. Bu da sitenize gelen bir kişiye spesifik yeniden banner göstermek. Biz bunu daha etkin bir hale getirdik ve dinamik banner optimizasyonu dedik.
Sitenize gelen bir kişi ürünlerinize baktıysa ilgi göstermiş, bu kişi geri dönmeye ikna edebilir.
Kişinin incelediği ürünlere bakıyoruz, istatistiki olarak o kişinin başka benzer hangi ürünlerle ilgilenebileceğini hesaplıyoruz. Birinin bannerınızın üzerindeki promosyonlar ona hitap
eden, bir başkasının ki ona hitap eden şekilde özelleşiyor. Aynı sitede kişiler farklı bannerları görebiliyor.
Bunun için çok ciddi oranda veri topluyoruz günde ortalama 1 terrabayt veriyi ayıklıyoruz.
>>Aslında siz dijital pazarlama konusunda gidilebilecek tüm noktaları adresliyorsunuz değil mi?
Bizim için gelir ortakları markamız yanında aynı zamanda bir medya ajansımız da var. Grubumuzla aynı adı taşıyan Digitouch ile arama motoru pazarlaması da yapıyoruz. Ajansımız da bütün reklam satın almalarını yapıyor. Arama motoru pazarlama tarafımız çok kuvvetli. Orada da genelde e-ticaret şirketleri ile çok çalışıyoruz. Evet, bakıldığında dijital pazarlama ile ilgili bütün dünyaya dokunuyoruz. Baştan alıp üretebiliyoruz. Pazarlamayı ciddiye alan markalar, bize geldiği zaman ihtiyaçlarının tümünü bir noktadan neredeyse karşılayabiliyorlar bunlar medya olsun arama motoru olsun satış ortaklığı modeli, dinamik optimizasyon olsun tümünü tek bir noktadan alabiliyorlar. Birçok şirketin de çok işine gelen bir model bu. Mesela bu şekilde çalıştığımız çok başarılı müşterilerimiz var. Limango hem arama motorunu hem bütün bu performansa dayalı tarafında bizden dışkaynak hizmeti alıyor. Çok da başarılı bir süreç oldu iki senedir. Gelir ortaklığında da 2 bine yakın katılımcımız var.
>> Sosyal medya dijital pazarlama için ne ifade ediyor sizce?
Pazarlama yaklaşımında sosyal medya bizim için önemli bir kanal. Bizim yaptığımız şey şu, uygulamalarınız var ise bu uygulamaları yükleme başına bedeller vererek yükleme yaptırabiliyorsunuz. Bununla birlikte facebook tarafında çok aktif olan kişileri satış ortağı gibi konumlandırıp kullanarak, onların etrafına bunları yayarak para kazanmaları sağladığınızda onlar da çok etkili oluyor. Kanada’da bir bayan var Youtube üzerinden ürün tanıtıyor yıllık geliri 1 milyon doların üzerinde ve bunu satış ortaklığı ile kazanıyor. Her ürünü anlatıyor.
İnsanları etrafınızda birşey yapmanız için motive etmeniz gerekiyor.
>> Bu durumda size göre gelecekte dijital pazarlamada sosyal medya nereye oturacak, nasıl konumlanacak, kurumlar nasıl yararlanacak?
Bu işin birkaç boyutu var. İnsanların düşüncelerini başkalarına yayma hızı çok arttı. Eskiden 10 bin kişiye ulaşırken şimdi aynı anda 100 bin kişiye mesajlarınızı gönderebiliyorsunuz.Markaların bunun farkında olması şart. Sosyal medya için doğru yönetim çok önemli. Bence dünyada en başarılı sosyal medyayı kullananlar, altyapılarını CRM olsun, müşteri desteği olsun sistemlerini komple bütünleştirmiş şirketler. Mesela Dell öyledir. Sosyal medya kanadının böyle laf olsun diye yapacağı bir şey olmaması gerekiyor. Doğru yapmanız için sadece orada sayfayı yönetmeniz değil, bütün sisteminizin buna göre ayak uydurmuş olması gerekiyor. Gelecek düşünüldüğünde tabii her neslin alışkanlıkları var. Belki de yeni nesil tepki gösterecek ve herşeyimizin bu derece paylaşılmasını istemiyoruz diyecek. Baktığınızda altı yıllık bir geçmişi var facebook’un. Sosyal medyayı ne kadar iyi kullanırsanız, çok güzel değer üretebilirsiniz.
>> Peki grup olarak hedefleriniz neler?
Strateji olarak kendimizi Türkiye’de internet üzerinden pazarlama yapmak isteyen bütün şirketlerle çalışabilmek için bir organizasyon kurduk. Hedefimiz de bu alanda lider olmaya devam etmek ve Türkiye’de hakiki bir pazar olmasına yardım etmek. Biz bu alanda özellikle her zaman kendini geliştiren bir yapıda olmak istiyoruz. Dijital pazarlama öyle bir alan ki siz bildiğinizi iddia ettiğiniz anda bilmediğiniz andır. Çünkü çok göz açık, yatırım yapmanız gereken, bir yapı. Siz harika birşey buldum dediğiniz an yepyeni bir şey oluyor. Siz bunlara açık olmaz, bunlara açık olan bir şirket ile çalışmazsanız çok şeyler kaybedebilirsiniz.
>> Son olarak sizin aynı zamanda profesyonel olarak müzikle uğraştığınızı biliyoruz. Biraz bu yönünüz hakkında da bilgi verir misiniz?
Evet bazı çalışmalarım oldu. 5-6 sene elektro müzik yaptım. Playstation’un bir oyunun içinde idi bir şarkım. İki taraflı plaklar çıkardım o yıllarda. 24 tane çıkardım bugüne kadar. Ben bu işi yaparak dünyayı gezdim 15 ülkeye gittim. İlk plağı “Nefes” adıyla 2001’de yaptım. İngiltere’de BBC’nin dans müzikleri listesinde ilk beşe girdim. İngiltere’de Kiss FM’de çıktım. Yaptığım şarkılardan 60 dakikalık setler hazırladım.
>> Küresel bir ağın içindesiniz aynı zamanda değil mi?
Burdurlu: Evet öyle. Bakarsanız performans pazarlaması şirketi olarak bir ajansız. Bu ajansın altında gelir ortakları platformu var. Bunun yaptığı şey, performans üzerinden fiyatlandırma yaparak performans kampanyalarının kurulması. Biz bir yerel şirketiz ve Türkiye’nin pazar ihtiyaçlarını çok daha iyi bilebiliyoruz. Bu çerçevede aslında bizim gibi yerli olup yerel manada performans bazlı çalışmalar yapan birçok ülkede şirketler var. Yamando da bunların hepsini biraraya getiren bir platform aslında. Yani uluslararası bir şirketin küresel ulaşımını sağlamış oluyorsunuz hem de yerel çözümler sunabiliyorsunuz.
Yamando aslında bir ağ ve uluslararası bir şirket. Küresel bir ağın içinde oluyorsunuz. Ben Yamando vasıtasıyla İngiltere’de bir performans kampanyası başlatıp yönetebiliyorum. 2 aydır bu ağın içindeyiz.
Farklı markaların sosyal medya izleri
Markalar, Twitter’da yürüttükleri sosyal medya kampanyalarında birbirinden ilginç stratejiler kullanıyor
Twitter’daki pazarlama aktiviteleri tweet sohbeti, tweet maratonu gibi tweet’leşmiş kelimelerle tarif edilse de, bu tür pazarlama kampanyaları, pazarlamacılara ve farklı boyuttaki markalara başarılı olmanın kapılarını aralıyor. Amerikan Havayolları, Network Solutions, UNICEF Hindistan, IBM, USA for UNHCR, McDonald’s Canada ve appbackr, Twitter üzerinden kampanya yürütmek konusunda başarılı olan şirketlerden… İşte zirvedeki markaların ve kuruluşların sosyal medyadaki başarıları ve kullandıkları stratejiler…
1. Amerikan Havayolları: Amerikan Havayolları, AAdvantage Sadakat Programı’nın 30. yıldönümü kutlamaları çerçevesinde, “Amerikan Havayolları’ndan “30 bin mil kazanmak için Tweet’le” (Tweet to Win 30K Miles) adlı bir kampanya yürüttü. Kampanya dâhilinde takipçilerin 30 mikro siteye yönlendirilmesi sağlandı.
Başarı: Bir hafta içinde kampanyaya dâhil olan mikro siteler yaklaşık 18 bin defa Twitter aracılığıyla tıklandı. @AAdvantage’ın Twitter hesabının takipçileri yüzde 70 oranında arttı. Twitter üzerinden tekrar gönderilen tweet’ler de aynı oranda artarken, mikro sitelere 27 binden fazla veri girişi yapıldı.
2. Network Solutions: Godaddy’nin rakibi Network Solutions daha fazla müşteri kazanmak ve ürünlerini tanıtmak amacıyla bir kampanya yürüttü.
Başarı: Beş gün içinde kampanya 3 bin 500 tweet kazandı ve 20 milyon Twitter izlenimi aldı.
Strateji: Sosyal medya kampanyasında etkili olan Twitter’a diğer sosyal medya araçlarını eklemek Network Solutions’ı başarıya götüren bir taktik oldu.
3. UNICEF Hindistan: UNICEF Hindistan’ın ajansı OglvyOne Worlwide Unicef’in kampanyasına destek vermek için bir sosyal medya kampanyası yürüttü.
Başarı: 3 aylık kampanya boyunca UNICEFIndia Twitter hesabı 2 bin 198 takipçi kazandı. Kampanya tek başına 60 bin 540 Twitter izlenimi aldı. Kampanyanın sonuna doğru Hindistan’da çocukların okula dönmesini destekleyen 203 bin 248 kişi Awaaza Do’nun web sitesine üye oldu.
Strateji: Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, Twitter katılımlarının ne kadar etkili olduğunu gösteren bir kampanyayla ünlü destekçilerinin etkinliklerini ve bu sayede takipçilerini de artırdı. Kampanyaya dahil olan ünlülerle birtakım analizleri paylaşarak kampanyanın yayılmasını sağladılar.
4. IBM: IBM Lotusphere 2011 adlı ürünü için düzenlediği sosyal medya kampanyasında bir sosyal medya merkezi oluşturdu. IBM kampanya için, içinde blogların, Twitter yorumlarının, Flickr fotoğraflarının ve videolarının ve röportajların aktığı bir sayfa oluşturdu.
Başarı: Kampanyanın sonunda etiketlenmiş 35 bin tweet vardı ve bu tweet’lerin 9 bin 500’ü Twitter’dan tekrar gönderildi. IBM kampanyanın toplam olarak 41 bin izlenim aldığını hesapladı.
Strateji: Bir merkez site kullanılarak, marka etrafında konuşulanları Twitter ile organize etmek IBM’I başarıya götürdü.
5.UNHCR ABD: Dünya mülteciler günü, UNHCR (Birlemiş Milletler Mülteciler Ajansı) bir Amerika’da tweet maratonu (tweetathon) düzenledi. Tweet maratonunda Amerikalılara UNICEF’e bağış yapmak üzere 5 dolar karşılığında bir mavi anahtar rozeti almaları ya da UNHCR için gönüllü olarak destek vermeleri istendi.
Başarı: Bir günlük tweet maratonunda bin 524 tweet kullanıldı. Blue Key web sitesine olan trafik de kampanya bağışlarını yüzde 169 artırdı. Tweet maratonu anahtar rozetlerinin yüzde 50’sinin alınmasının sonucuydu.
Strateji: Tweet maratonu zaman hassasiyeti olan sosyal fayda kampanyasında oldukça etkili oldu.
6. McDonald’s Canada: McDonald’s Canada’nın yürüttüğü sosyal medya kampanyasının amacı McD_Canada’s Twitter hesabının özel anahtar kelimelerle hedeflenmiş Twitter kullanıcılarına “suggested follow” ibaresini görmesini sağlamak ve bu şekilde yeni takipçiler kazanmaktı.
Başarı: 15 bin dolarlık bir bütçeyle, McDonald’s Canada kampanya boyunca 9 bin 503 yeni takipçi kazandı. Kampanyada ayrıca 14 bin 200 profil görüntüleme ve retweet’leri, cevapları, favori ve tıklamaları ile yüzde 4 angajman sağlandı.
Strateji: Twitter üzerinde yapılan ücretli pazarlama faaliyetleri, markalar için iyi bir seçenek olabilir.