Müşteri talepleriyle şekillenen ekosistem
Müşterilerden gelen talepler doğrultusunda şekillenen iş dünyası, kurumsal baskı sistemleri tarafında da bu tutumundan ödün vermiyor. Şirketler ve kurumlar, artık daha “komple” çözümler tercih ederlerken, satış öncesi ve sonrası hizmetlerden de faydalanmak istiyorlar.
Bu noktada iyice öne çıkan dış kaynak kullanımı, kurumsal baskı sistemleri alanındaki etkisini de hızlı bir şekilde artıyor. Çözüm sağlayıcılar, ofis baskı sistemleri ve merkezi baskı noktalarının yanı sıra, müşterilerin dışarıdan tedarik ettikleri baskıları, pazarlama materyallerini, basılı ya da elektronik formların yönetimi gibi her tür dokümanı bütünleşik bir bakış ile yöneten çözümler sunarak, müşterilerin iş süreçlerine katkıda bulunmaya gayret ediyorlar.
Müşteri taleplerinin değişmesi özellikle büyük ölçekli işletmelerin iş yapış modellerini tamamen değiştirmeye başladı. Bu doğrultuda baskı sistemleri üzerine hizmet veren şirketler de iş modellerini çok daha “komple” çözümler üzerine şekillendirmeye başladı. Büyük ölçekli şirketler ve kurumlar, süreklilik gerektiren yoğun baskı ihtiyaçlarını dış kaynak kullanımı ile çok daha akıcı bir şekilde sağlarlarken, bu sayede tedarikçiden aldıkları ürünlerin ilk yatırım maliyetlerini ve daha sonra oluşabilecek bakım, onarım ve yönetim maliyetlerini de çok daha rahat bir şekilde karşılayabiliyorlar.
Farklı eğilimler, farklı talepler
Yoğun rekabetin yaşandığı kurumsal alanda, şirketlerin ve kurumların baskı işlerini daha stratejik bir şekilde planlaması gerekiyor. Yapılan yanlış planlamalar şirketlere ve kurumlara ekstra baskı maliyetleri getireceği gibi, bir yandan da harcanan baskı malzemelerinin çevre üzerinde yaratacağı olumsuz bir etki yaratabiliyor.
Özel sektör tarafında baskı işleri özellikle son dönemde artık “hizmet paketi” olarak görülürken, kamu tarafında da bu eğilim giderek artıyor. Geçtiğimiz yıllarda dış kaynak kullanımına soğuk ve temkinli yaklaşan kamu kuruluşları, baskı işlerini stratejik bir yapıya oturtarak, dış kaynak kullanımına yönelmeye başladılar. Daha önceleri ihale yöntemi ile tedarikçilerden yazıcı satın alan kamu kurumlarının günümüzde çok komple çözümleri araştırdığını ve tercih ettiğini görmek mümkün.
Kendi işine odaklanmanın anahtarı: Dış kaynak kullanımı
Şirketler ve kurumlar çoğunlukla yoğun rekabetin yaşandığı iş ortamında ayakta kalmak için dış kaynak kullanımından faydalanıyorlar. Bu sayede kendi iş süreçlerine çok daha iyi odaklanabilen şirketler ve kurumlar, bunun yanı sıra tamamen bu işe odaklanmış ve bu işte uzmanlaşmış yapılardan aldıkları destekle iş süreçlerinde yaşanabilecek aksamaların da önüne geçmeyi başarıyorlar.
Kurumsal baskı sistemleri konusunda bu alanda hizmet veren şirketler arasında tercih yapan şirketler ve kurumlar, belirli safhalardan geçerek baskı işlemlerini çok daha düzgün, akıcı, esnek ve verimli bir temel üzerine oturtabiliyorlar. Kendileri için en uygun çözüm ortağını belirleyen şirketler ve kurumlar, daha sonra çözüm ortağı tarafından yapılan ihtiyaç analizi sonucu ne gibi çözümlere ve hizmetlere ihtiyaç duyduklarını görebiliyorlar.
Doğru işe, doğru donanımın belirlenmesinden sonra bu cihazların ve çözümlerin teknik ve bakım gibi ihtiyaçları da belirlenerek gereken anlaşmalar yapılır. Bu sayede şirketlerin ve kurumların çözüm ve hizmet temininden sonraki süreçte yaşayabilecekleri sorunların da önüne geçilebiliyor. Bunun yanı sıra çözüm ortağı tarafından yapılacak malzeme stoğu sayesinde ani baskı ihtiyaçları ya da kaynak tükenmesi gibi durumların önüne geçilerek, iş süreçlerinin aksaması engelleniyor.
Dış kaynak kullanımının en dikkat çekici noktalarından bir diğeri de, çözüm ortağı tarafından sağlanan raporlar olarak öne çıkıyor. Dönemsel olarak çıkan raporlarla baskı ürünlerinin doğru yerde, ihtiyaçları karşılayacak şekilde kullanılıp kullanılmadığı bilgisi, şirketteki yöneticilere sunuluyor. Bu sayede gereksiz malzeme kullanımının önüne geçilirken, şirketler ve kurumlar tasarruf etme imkanı yakalıyorlar.