N’olacak bu Facebook’un hali?
Facebook acaba bir sigara şirketi gibi mi “denetlenmeli?” Çünkü acaba Facebook (ve diğer sosyal medya) alışkanlık, bağımlılık yapan bir şey mi?Bu soru, 2016-17 ABD Başkanlık Seçimi çerçevesinde Facebook ve Twitter’ın rolüne dair eleştirilerin vardığı yeni aşama. Son Davos’ta Geroge Soros, açık açık, “Facebook ve Google, toplum zararlısı” dedi. Salesforce kurucu CEO’su Marc Benioff, “Denetlenmeli” dedi. Napster kurucusu ve sonra Facebook’un ilk başkanı Sean Parker, “İnsan psikolojisindeki zayıflıkları istismar ediyor” dedi. Facebook kurulurken girişim sermayesi yatırımı yapan Roger McNamee, Guardian’a yazdığı makalede Facebook’u, “bağımlılık yaratma ve kötü niyetlilerin istismarına açık olmakla” suçladı. Unilever ise, “Facebook bu sorunlarını çözmeli, aksi halde reklam vermeyeceğiz” dedi kısaca. Kuzey Carolina Üniversitesi hocası Zeynep Tüfekçi de benzer eleştirileri en baştan beri seslendiren güçlü bir isim. Onu başkaları da izledi. Şimdi bir koro, bir ağızdan söylüyor. Ve son olarak, Edward Snowdon’un NSA İfşaatı’nda rol alan gazeteci Glenn Greenwald şöyle dedi: “Rusya’nın Facebook ilanları sadece bir savaş ilanı değil, Pearl Harbour baskını ve 9/11 ayarında saldırıdır. Herkes Trump’ın bu konuda pasif kalmasından şikayetçi, ama ne yapması gerektiğini söyleyen de yok.” (19.02.18)
Wired dergisi Facebook’a son iki yıldır yöneltilen bu eleştiri ve suçlamaları araştırdı. Orada çalışmış veya halen çalışan 51 kişiyle konuştu. Ortaya 11 bin kelimelik upuzun bir araştırma makalesi çıktı. Wired’ın Mart sayısında okuyabilirsiniz. (Buradaki görsel, derginin kapağından).
Bu tartışmaların haklı olduğu kadar haksız yanları da var. Bu çelişki, taa 1996’da Amerikan Kongresi tarafından onaylanan İletişim Yasası’nın (Communications Decency Act) 230 sayılı bölümdeki şu cümleye dayanıyor (Bu, İngilizceden hukuki bir çeviri değil):
“Etkileşimli bilgisayar hizmeti sunan veya bunu kullanan kişi, enformasyon içeriği sağlayan başka bir kaynağın yayıncısı veya sözcüsü değildir.”
İngilizcesi sadece 26 kelimeden oluşan bu madde, bütün internetin ayakta durmasını sağlayan iskelet oldu 20 yıldır. Buna göre tıpkı telefon gibi, internet hizmeti veren şirketler de sadece bir dağıtım kanalıydılar. Bu kanaldan “ne” geçtiği onları ilgilendirmezdi. Övgü de geçebilir, sövgü de… Bu liberal yorum artık tarihte kaldı. Hele bütün bu özgürlüklerin açıkça kötüye kullanıldığı, istismar edildiği 2016-18 dönemi yaşanana kadar. Sorunun, önümüzdeki aylarda “çözülecek” bir tarafı pek yok. 2018 ABD Ara Seçimi de var Kasımda. Ve seçime, “bu” çözülememiş sorunla girilecek.
Bu konu bizde 5651 sayılı Kanun’da Madde 4-5-6’da düzenlendi: İçerik sağlayıcılar, doğrudan sorumlu. Yer sağlayıcılar, sorumsuz ama ihlal bildirimlerinde içeriği kaldırmakla yükümlü. Erişim sağlayıcılar (ISS’ler de bu kapsamda), sorumsuz, ama ihlal bildirimlerinde içeriğe erişimi engellemekle yükümlü.