NASIL ÇALIŞMAK: ARNOLD SCHWARZENEGGER GİBİ Mİ, ELON MUSK GİBİ Mİ, “MULTITASKING” Mİ?
Yaz tatili bitti, okullar açıldı, trafik yoğunlaştı ve işler sizi bekliyor, kafanızda birçok proje var. Zamanı iyi kullanarak verimli olmak istiyorsunuz. Nasıl bir çalışma sisteminiz var? Kitapları Türkçe’ye de çevrilen Tim Harford, Schwarzenegger’in ve Musk’ın birbirleriyle tamamen ters çalışma sistemlerini 6 Eylül tarihli Financial Times’da yazmış (https://on.ft.com/2kbF2T2).
Schwarzenegger, film yıldızıyken zamanını hiç programlamazmış. Kalifoniya valisi olduğu zaman bile, ajandası genellikle boşmuş. Randevu yok, önceden yapılmış plan yok… Kendisini görmeye gelenler adeta restorana girer gibi. Eğer ofisindeyse, tamam, yoksa tekrar … Elon Musk ise tam tersine, yapılacaklar listesi oluşturur, bunların zamanlamasını belirleyerek ajandasına geçirir, sıkı plan yaparmış. Bu tür çalışanlara “timeboxer” (zamanı kutulayanlar) deniyor ve daha verimli oldukları iddia ediliyor (http://bit.ly/2kbufbx). Harford bu iddianın herkes, her zaman ve her iş için geçerli olduğu genellemesine katılmıyor.
Yapılacaklar listesindekilerin olabildiğince çoğunu veya olabildiğince azını programlamak… Zamanı kutulamak veya esneklik… Harford esnekliği benimsiyor. Bir tiyatro veya uçak bileti varsa, esneklik olamaz. Ama, genel olarak, yapılacaklar listesindekileri önceliklendirerek ve her biri için termin tarihi belirleyerek kendisinin daha verimli olduğunu iddia ediyor. Yapılacaklar listesindeki her şeyi spesifik zamanlamayla programlamak, psikolojik olarak kişiye tam kontrol sahibi olduğu duygusunu veriyor. Fakat, hayat sürprizlerle dolu olduğu için, aslında sandığı kadar kontrol sahibi olamıyor.
Bu iki çalışma sisteminin hangisinin daha verimli olduğu üzerine bir araştırma bulamadığını belirten Harford, sonuç olarak bir genelleme yapılamayacağını, tercihin kişiden kişiye ve iş türüne göre farklı olabileceğini kabul ediyor. Yazısını şöyle bitiriyor: “Benim yapılacaklar listem uzun ama ajandamı elimden geldiğince boş tutuyorum. Arnie de benim tarafımdaysa, çok daha iyi.”
Çok görevlilik (multitasking)?
Bir yandan verimliliği artıran ama öte yandan risk yaratan çok görevlilikleri biliyoruz. Örneğin, direksiyon başında telefonla konuşmak. Amerika’da 20 eyalette ve ülkemizde bunu yapanlara ceza veriliyor. Dolayısıyla, ceza ve kaza ihtimalleri, bunların zaman ve maliyet kayıpları hesaba katılırsa, istatistiksel olarak verimlilikten söz edilemez.
Verimliliği olumsuz etkilese de işin yapılmasını daha keyifli hatta mümkün kılan çok görevlilikler de var. Örneğin, ders çalışırken müzik dinlemek. Fakat, burada da verimlilik kaybı deneylerle gösterildiği halde gençler aksini iddia ediyor. Bu çelişkiyi araştıran bir çalışmaya göre (http://bit.ly/2lMSooY) gençler keyif duygusu ile verimliliği karıştırıyor. Bunun sonucu olarak, özellikle gençler çok görevli olma konusunda aşırı özgüven sahibi olabiliyor. 2015 yılında Amerika’da yapılan bir araştırmaya (http://bit.ly/2ksBKen) göre, gençlerin çoğunluğu, ders çalışırken sosyal medya ile ilgilenmelerinin, televizyon izlemelerinin, cep telefonundan mesajlaşmalarının verimliliklerini artırdığını inanıyor.
Virginia Üniversitesi psikoloji profesörü Daniel Willingham, geçen ay New York Times’da çıkan yazısında (https://nyti.ms/2lLewjC), her biri dikkat isteyen işlerde, çok görevliliğin verimliliği düşürdüğünü ikna edici bir şekilde ortaya koyuyor.
Willingham yazısında ilginç bir deney aktarıyor. Deneyde, deneklerin önünde bir harf ve sayı beliriyor (örneğin, C7) ve “harf sesli mi, sessiz mi?” diye soruluyor. Sonra başka bir harf-sayı beliriyor ve yine aynı soru… Bir noktada, “sayı tek mi çift mi?” diye soruluyor. Bu şekilde arka arkaya harf-sayı ve iki sorudan ya biri ya öbürü sorularak devam ediyor deney. Soru değişince, yanıt verme süresi yüzde 20 artıyor, yani verimlilik düşüyor. Çünkü, soru değişince denek iki görevi aynı anda yapmak durumunda kalıyor. Örneğin, birkaç kez sayının tek mi çift mi olduğunu sorduktan sonra harfle ilgili soruya geçince, şu iki görev çıkıyor ortaya: odak noktasını değiştirmek (“sayıyı bırak, harfe bak”) ve verilecek karar kuralını değiştirmek (“sesli mi sessiz mi olduğuna karar ver”). Aynı anda zihninde bu iki görevi birden yapmak, deneği yavaşlatıyor.
Sonuç olarak, çok basit işler dışında, çok görevlilik bazı durumlarda keyif verici olabilir ama hem verimi düşürüyor hem de risk yaratabiliyor.