Ne olacak bu Pardus’un hali!
İlk önce Unix vardı, 60’lı yılların başında ortaya çıksa da 70’li yılların ikinci yarısında yayılmaya başladı, 80’li yıllarda ise birçok büyük sistemlerin işletim sistemi oluverdi. Kişisel bilgisayarların ortaya çıkmasıyla birlikte yeni versiyonu Linux, 91 yılında ürüne adını veren Linus Torvalds tarafından duyuruldu, kısa sürede çok kişi ve gruptan destek aldı ve birkaç yıl içinde binlerce bilgisayarın işletim sistemi oluverdi.
Linux’un en kısa hikayesi böyle, yani 30 yılda Unix’ten evrildi, sonraki 30 yılda milyonlarca bilgisayarın işletim sistemi olmakla kalmadı, cep telefonu, sanayi kontrol sistemleri ve güvenlik gerektiren birçok cihazın çalışma yazılımı oldu. Rakibi denilecek Microsoft ürünleri kadar yaygınlaşamama nedeni arkasındaki ABD hükümetinin global çabaları asıl faktör oldu. Daha ziyade muhalif ya da solu temsil eden ama diğer yandan her kesim tarafından güvenli kabul edilen Linux bu gücüne rağmen yaygınlaşmakta zorlandı. Özgür yazılım olarak adlandırıldı, bu konuda kurulan dernekler tarafından desteklendi ama bir türlü olmadı olamadı. Zaman zaman yükselen Linux veya açık kod yazılımları ya da özgür yazılım sesleri kısa sürede sustu veya susturuldu. Mesela bundan 8-10 yıl önce Almanya’nın tüm sistemlerinin Linux’a geçtiği açıklandı ama şimdilerde durum farklı.
Ülkemizde durum daha mı kötü emin değilim ama ben son 10 yıldır sesi artsa da 20 yıldan fazladır aynı konuyu duyuyorum. Yurtdışına lisans parası vermeye son verelim, yerli yazılımımız olsun ve yurtdışına bağımlı olmayalım sözleri şimdi nasılsa yıllardır aynı.
Peki neler yapıldı bu konuda? Kendi işletim sistemimiz olsun diye TÜBİTAK çalışmalara başladı, ismini Pardus koyarak Linux çekirdeği üzerinde çalışmalara başladı. 2003 yılından 2011’e kadar yoğun çalışmalar yapıldı, sonrasında TÜBİTAK’ta bunu oluşturan ekip dağıtıldı, 2013 yılında da Debian Linux’a geçmeye karar verdi. O günden bugüne eklentiler yapılmakla birlikte yeni versiyon çıkmadı. Bu arada Pardus adı, Anadolu Parsı’nın bilimsel adı olan Panthera pardus tulliana’dan gelmektedir.
Pardus’u geliştirme ve yaygınlaştırma iddiası ile ortaya çıkan Havelsan’ın ateşi de kısa sürede söndü. Özetle bugünlerde Pardus için kim ne yapıyor, bilinmez. Bilmiyorsak da bunu bize duyuracak kimse ortada yok. Sahipsiz, ilgilenilmeyen, küçük bir insan grubunun çabası ile ayakta kalan mini bir proje halinde.
Çabalar bitti mi, hayır. Halen birçok dernek ve grup bu güzel hayalin peşinde koşuyor. Bazı belediyeler, sayıca az kurum ve kuruluşlar Pardus ve ücretli lisans gerektirmeyen açık kaynak kodlu yazılımları kullanıyorlar. Yaygınlaşıyor mu? Hayır.
O zaman sıra somut çözümleri sunmaya geldi
- Öncelikle Pardus devlet politikası olmalı ve bizi yönetenler ortaya açık ve tutarlı bir irade koymalıdırlar
- Kullanıcılarda Yerli ve milli yazılım bilinci oluşturulmalı
- Pardus, TÜBİTAK veya Havelsan konusu değil. Bu belki onların da içinde olduğu akademisyenler, kamu, özel sektör, basın ve kullanıcı halktan oluşan komitelerin, komminitilerin işi.
Geçmişte denendi olmadı. Ne TÜBİTAK tekelinde ne de Havelsan söylemleri ile oldu. Bu konuya geniş kitlelerin desteği lazım. Zaten Linux’un ruhu bu. Açık kod, özgür yazılım, geniş katılım. Fakat ne yaparsak yapalım ASLA yabancı ürünlerin Türkiye bilişim sektörüne katkılarını, halen yarattıkları istihdam ve teknoloji önderliğini unutmadan yapalım.
Pardus kullanmanın herhangi bir zorluğu yok
Eyüpsultan Belediyesi Sistem ve Ağ Yöneticisi Hüseyin Güç sorularımı cevapladı:
- Açık kaynak kodlu yazılımların ülkemizde yaşadığı sorunlar neler?
Açık kaynaklı/özgür yazılım kültürünün ve bunun getirilerinin neler olduğunun tam anlaşılamamış olması ile icraatların sözde kalıp öze inememesi en büyük etken diye düşünüyorum. Ek olarak siyasi veya sektörel çekişmeler nedeni ile gerçek anlamda bir ekosistem oluşturulamamakta bu durumda açık kaynaklı/özgür yazılımların kullanılmasına ve yaygınlaştırılmasına ket vurmaktadır. Bu durumu oluşturan faktörleri de değişime karşı direnç, dönüşümün geçiş maliyeti, yerleşik ürünlerden vazgeçememe, belirgin bir açık kaynak/özgür yazılım politikasının olmaması veya çalışanların devletin politikalarını bilmemesi ya da göz ardı etmesi şeklinde sıralayabiliriz.
Ortak bir paydada buluşmak yerine, enerjimizi ayrı ayrı projeler geliştirmek ve tüm ilgiyi üzerimize çekmek isteği de açık kaynaklı/özgür yazılımların önünün tıkanmasına yol açmaktadır. Halbuki birçok parlak gencimiz, zeki mühendisimiz ve yeni yetişen neslimiz ile yazılım endüstrisinde atağa geçmemiz gayet olağandır.
- Bu sorunlar sizin belediyenizde yaşanıyor mu, nasıl çözümler üretiyorsunuz?
Eyüpsultan Belediyesi olarak 2015 yılından beri Pardus ile çalışan bilgisayarlarımız ile vatandaşlarımıza hizmet vermekteyiz. Şunu belirtmem gerekir ki Pardus işletim sistemini kurup, kullanmanın herhangi bir zorluğu bulunmamaktadır. Gelişen teknik imkanlar ile çalışmadığı bir donanım neredeyse kalmamıştır. Asıl sorun siz bu işletim sisteminde ürettiğiniz çıktıları üçüncü taraflar ile paylaşmak istediğinizde veya Pardus’u yok sayarak hazırlanmış yazılımları kullanmak istediğinizde çıkmaktadır. İşin acı tarafı bu yazılımları geliştiren şirketler bu memlekette kurulmuş olup kendilerini de yerli yazılım olarak ifade etmektedirler.
Biz karşılaştığımız her bir sorun için ilgili şirket ile irtibat kurarak bilgisayarlarımızda Pardus işletim sistemi kullandığımızı ve yazılımlarını kullanabilmek için uygun şekilde revize etmeleri gerektiğini belirterek bir orta yolu bulmaya çalıştık. Kimi zaman olumlu ve yapıcı cevaplar aldığımız gibi kimi zaman da yaptığımız işin gelip geçici olduğunu sonunda yine lisanslı yazılımları kullanacağımızı anlatan yanıtlar aldık.
Bu tür olumsuz durumlarda uygun teknolojileri devreye sokarak her şeye rağmen uygulamayı Pardus üzerinde çalıştırarak ne personelimizi ne vatandaşımızı mağdur ettik. Değişim direnci ve yerleşik uygulamalardan vazgeçememe kısımlarını ise eğitim ile çözdük.