Nesnelerin interneti yükseliyor
Bilgin Demir – Fly Mobile Türkiye Genel Müdürü
Günümüzde dijital dünyanın son gelişmesi “Nesnelerin İnterneti (Internet of Things)” kavramını göz önünde bulundurduğumuzda xG çok önemli bir kavram olarak önümüze çıkıyor. Maalesef Türkiye’de 3G geçişi global ile karşılaştırıldığında 4-5 sene gecikmeli lanse edildi. Bunun ardından bu gecikme, 3G için yapılan yatırımların geri dönüşünü bekleme süresi nedeniyle 4G lansmanını da etkiledi ve yine 3-4 sene geriden 4G’yi konuşur hale geldik. 3G’den 4G’ye geçiş tamamıyla hız ile ilgilidir. Oysa 5G geçişi sadece hız değil genişlemeyi beraberinde getirecek bir geçiş olacaktır. Bağlantılı cihazların etrafında şekillenen akıllı ağlar 5G sayesinde duruma göre hareket edebilecek. Günümüzde akıllı telefonlar, tabletler, giyilebilir teknolojiler, makineler arası iletişim ve insansız arabalar göz önünde bulundurulursa 4G’yi unutup 5G’yi konuşuyor olmamız gerektiğini düşünüyorum. 2020 yılı göz önüne alındığında dünyanın %85’i 3G ve %60’ı 4G olması bekleniyor.
Telokomünikasyon dünyasının devrimi Fiber optik
Fiber optik iletişimi bana göre telekomünikasyon endüstrisinde devrim niteliğindedir, hem daha uzun mesafeli çok daha az bağlantı kesintileri olan iletişimin önünü açarken daha da önemlisi yüksek hızlara ulaşılmasını sağladı. Böylece fiber optik bir anda telekomünikasyon ağlarının ana omurgasını oluşturur hale geldi ve mobil teknolojilerinin gelişiminin (3G, 4G, 5G gibi) önünü açmış oldu. Maalesef Türkiye’de fiber optik iletişimin önemi telekomünikasyon sektörü adına geç fark edildi. Çok iyi hatırlıyorum 2006 senesinde o zaman çalışmakta olduğum firmada fiber yatırım kararları için araştırma yaparken ekibimizi hayrete düşüren bir bilgiye ulaşmış, Türkiye’de İstanbul-Ankara arasında atıl fiber kablonun olduğunu ve 7-8 sene önce kurulduğu ve kullanılmadığını ortaya çıkarmıştık. Bugün 4G ve 5G tartışmaları arasında herkesin ortak noktada buluştuğu konu fiber optik yatırımın artarak devam etmesi ve uzun mesafe kaliteli ve yüksek hızlı iletişimi Türkiye’de çözüme ulaşmasıdır
Kendi cihazını getir eğilimi artarak devam edecek
Gartner rakamlarına baktığımızda 2014 yılında 250 milyon adet tablet ve 1 milyarın üstünde akıllı telefon üreticiler tarafından yüklendi. Bu ürünler iş dünyasında çalışanlara şirketleri tarafından ya da “BYOD – Kendi cihazını getir” kapasitesi olarak ulaşacak. Şirketler sahip oldukları içeriği çok hızlı bir şekilde mobilize ederek, kurumsal iletişimi gelişen mobil iletişim teknolojileri ile entegre edip şirket içi ve dışı haberleşmede hız kazanmış olacaktır. Düşünün ki şirket politikasındaki ani bir değişim, ya da İK haklarında bir güncelleme iletiliyor olsa kaç tane çalışana ulaşacak ve kaçı görecek? Ya da şirketin kurumsal iletişim departmanı şirketin yeni bir girişimini ne kadar hızlı yatırımcıların ve sermayedarların tercih ettikleri cihaza ulaştırabilir? Şirketlerin mobil iletişim çözümlerinin gelişimini yakın takip ederek şirketin bilgilerini mobilize etmek ve Bulut Bilişim gibi mobiliteyi destekleyen dönüşümleri planlıyor ve gerçekleştiriyor olmalıdır.