NFT’ye hukuki düzenlemeler ve sınırlar gelebilir
3 boyutlu teknolojinin gelişmesi ve dijital para birimlerinin hayatımıza girmesiyle ortaya çıkan ve değiştirilemez tokenler olarak bilinen NFT pazarı büyümeye devam ediyor. 2021 yılında NFT’lerin ticaret hacmi bir önceki yıla göre yüzde 21 bin, alıcı sayısı yüzde 3 bin arttı. Hukuk ve Uyum Profesyoneli Ayşe Anaeli’ne göre, yakın bir gelecekte NFT ile ilgili hukuki düzenlemeler ve birtakım sınırlamalar hayatımızda yerini alacak.
Hukuk ve Uyum Profesyoneli Ayşe Anaeli, dijital veya fiziksel varlığı olan bir ürün üzerindeki hak sahipliğinin blokzincir teknolojisi aracılığıyla kayıt altına alınarak ilgili ürünün “tekliğini” belgeleyen bir tür dijital sertifika olan NFT’ye olan ilginin hızla arttığını belirterek, “NFT veri şirketi Nonfungible.com’un 2021 yıllık raporuna göre, NFT’nin dolar bazında ticaret hacmi yüzde 21 bin artışla 82 milyon dolardan 17.6 milyar doların üzerine çıktı. Son dönemde satışlarında patlama olduğu aktarılan NFT piyasasında geçtiğimiz yıl alıcı sayısı yaklaşık yüzde 3 bin artarken, satıcı sayısı yüzde 3 bin 669 yükseldi. Eserlerin kaydedilmesi, kopyalanması ve satışı gibi konularda yeni bir yöntem olarak kullanılan NFT’ler, hukuk alanında da son dönemlerde yakından takip edilmektedir. Her teknolojik gelişmede olduğu gibi bu konuda da hukuki düzenlemelerin ve birtakım sınırlamaların getirilmesi söz konusu olacak. Sanat eserlerinin ve kripto paraların yıllar geçtikçe değer kazanan yapısı göz önüne alındığında, NFT ile yapılan satış işlemlerinde geleneksel anlamda para ile gerçekleştirilen eser satışlarına nazaran hem satıcı hem de alıcı açısından karşılıklı bir değer kazanma durumu söz konusu. NFT’nin bu hızlı yükselişi karşısında piyasa dinamiklerinin geleceği noktayı tahmin etmek ise şimdilik pek mümkün gözükmüyor” dedi.
NFT’lerin özellikle sanat dünyasında ve oyun sektöründe yeni bir kapıyı araladığını da vurgulayan Anaeli, “Özellikle eserlerin orijinalliği ve mülkiyetine ilişkin uyuşmazlıklarda NFT’lerin delil niteliği taşıyıp taşımayacağı merak konusu. Teknolojiye adaptasyonu hızlı olan hukuk sistemlerinde son dönemlerde adını sıkça duymaya başladığımız blokzincir tabanlı teknolojilere ilişkin birtakım düzenlemelerin yapılmaya başladığını görüyoruz. Ancak ülkemizde ilgili düzenlemeler henüz kripto paraların tanımlanması ve servis sağlayıcı şirketlerin uyması gereken usul ve esaslarla sınırlıdır. Çok da uzak olmayan bir gelecekte, hukuki bir düzenlemenin bizleri beklediğini söylemek mümkün. Sanal ödeme sistemleri her ne kadar sanat piyasasını etkisi altına almış olsa da NFT ile yalnızca sanat eserleri koruma altına alınmıyor. Dijital ya da fiziksel varlığı olan herhangi bir nesne NFT’lenerek bu “biricik” veya bir başka ifadeyle “özdeşi olmayan” olma özelliğini kazanabilir.” şeklinde konuştu. Anaeli, şöyle devam etti:
“Özellikle Covid-19 pandemisiyle birlikte dünya genelinde çevrimiçi sergi ve müzayedelerin sayısında yaşanan artış, bu alanlardaki güvenlik açıklarını da beraberinde getirdi. Alıcısına tam da bu noktada güvence sağlayan blokzincir teknolojisi, eserlerin NFT ile güvenilir ve şeffaf bir sisteme kaydedilerek sanat dünyasındaki dijitalleşmenin getirdiği sorunların önüne geçmeyi hedefliyor. Bu anlamda NFT’nin dijital sertifika ve kimlik doğrulama gibi metotlarla dünya genelinde mücadele edilen sanat hırsızlığının önüne geçilmesi açısından da olumlu bir gelişme olduğunu söyleyebiliriz. Öte yandan eserlerin alıcılara dijital bir platformda sunuluyor olması, ilgilisinin sanata dilediği zaman ve dilediği yerden erişebilmesi açısından da kolaylık sağlıyor. Tüm bunların yanı sıra NFT’lerin maddi açıdan da birçok faydası bulunmakta. Öncelikle NFT ile sanatçıların eserlerini çok daha düşük maliyetlerle sertifika altına alması ve aracı kurumlara ihtiyaç duymadan dijital platformlarda satışa sunarak komisyonsuz bir şekilde gelir elde etmesi mümkün hale geliyor. Ayrıca NFT ile eser satışlarında ödenen yüksek tutarlardaki vergi sorunu da ortadan kalkmış oluyor.”