Ölçün, planlayın, hedeflediğiniz büyümeyi yakalayın
1Ci, bir iş otomasyonu geliştirme platformu olan 1C:Enterprise ve 1C:Drive ile Türkiye pazarında yerini aldı. KOBİ pazarının ve ERP odaklı ihtiyaçların büyüklüğü ise 1Ci kurumsal hedeflerinde belirleyici.
Doğu Avrupa’nın en büyük ERP yazılım üreticilerinden biri olan 1C şirketinin uluslararası bölümü 1Ci, bir iş otomasyonu geliştirme platformu olan 1C:Enterprise ve KOBİ’lere özel çözüm olarak geliştirilmiş 1C:Drive ile Türkiye pazarında yerini aldı. Böylece 1Ci iş ortakları, Türkiye piyasasına özel uyarlanmış, çok kanallı satış yapan büyük fabrikalardan küçük ölçekli işletmelere kadar farklı sektörlerden her ölçekte işletmeye ERP çözümlerini sunabilecek. İstanbul’da düzenlenen iş ortakları toplantısının ardından sorularımızı yanıtlayan 1Ci CEO’su Maxim Mikhailov, KOBİ yoğunluğu ve ERP ihtiyacı yoğun olan pazarda bizzat konumlanmanın kendileri için önemine işaret etti. İstanbul’da açtıkları yeni ofis ile hem pazarla doğrudan iletişim kanalı kurmayı hem de 1C teknolojileri konusunda kapsamlı eğitimler verirken, Türkiye’deki iş ortakları için uygulama desteği sağlamayı istediklerini ifade eden Maxim Mikhailov, kurumsal yapıları hakkında bilgiler verdi. 25 yılı aşkın zamandır her ölçekten işletmeye iş süreci otomasyon teknolojileri sağlayan, Rusya ve Doğu Avrupa’daki ERP pazarının önde gelen temsilcisi olan 1C’nin eseri olan 1C:Enterprise platformunda geliştirilen uygulamalar; birçok farklı kurumsal süreci otomasyonla buluşturuyor. 10 iş ortakları olduğunu, bunları seçerken özellikle KOBİ’lerle çalışanları seçmeye özen gösterdiklerini vurgulayan Maxim Mikhailov, ERP odaklı BT deneyimi ve KOBİ yetkinliğinin kendileri için önemine işaret etti. Bu noktada Maxim Mikhailov, ‘çözüm geliştiriciler’ ve ‘çözüm sağlayıcılar’ olarak iki farklı iş ortağı yapısı olduğunu belirtti. Çözüm geliştiriciler; platformu alıp kendi uygulamalarını bu platform üstünde konumlandıran iş ortaklarını kapsıyor. Çözüm sağlayıcılar ise uygulamayı 1Ci’dan alıyor, pazara sunumu yapıyor, profesyonel hizmetler, kişiselleştirme gibi özelliklerle bayilik görevlerini geliştirmiş oluyorlar. Mikhailov, iş ortakları toplantısı sonrası sorularımızı yanıtladı:
Neden Türkiye ve neden şimdi?
Küresel büyüme yönünde kurumsal bir karar aldık yaklaşık iki yıl önce. Bunun için şirket içinde uluslararası iş birimi oluşturduk ve yol haritamızı hazırlamış olduk. Sonuçta kuruluş amacımız da çözümlerimizi ve uzmanlığımızı doğru zamanda ve doğru bir strateji ile küresel pazarlara sunmaktı. Bu felsefemiz paralelinde, evet Türkiye pazarında yer almak için en doğru zaman bu. Türkiye pazarında iş ortağımızın yanında, artık bizzat kurumsal olarak da pazarda yerimizi alıyoruz. Çünkü Türkiye çok büyük ve dev bir ERP pazarı da var. KOBİ’lerin Türkiye pazarındaki dev payı ve onların ERP ihtiyaçları bizim için bu pazarı etkileyici kıldı. Çok sayıda KOBİ ölçeğinde firma olmasının yanında, bence Türk insanı da iş konusunda son derece yaratıcı. Bunun bir örneği olarak, dikkatli seçimlerle BT yatırımları yapıyorlar. İş süreçleri konusunda yetkinlikle desteklenen potansiyel var. Yani KOBİ’ler kendi rekabetçi avantajlarını yaratıyor, bunu da kendi yöntemlerini kullanarak yapıyor, istikrarlı büyüme odaklı ilerliyorlar. Hedefimiz de bu yüzden KOBİ’lerin iş süreçlerindeki streslerini azaltmak ve onların güvenli biçimde gelişimini desteklemek. Özellikle küçük ölçekli işletmelerde bu yönde bir ihtiyacına karşılık, süreçlerini otomasyona dönüştürmeleri konusundaki ihtiyaçlarını karşılayan net bir çözüm olmadığını da görüyoruz.
Siz bu ‘ERP ihtiyacı’ konusunda nasıl konumlanacaksınız?
Şu bir gerçek ki, ekonomik pürüzler her ülkede var ve kurumsal ihtiyaçları karşılamak böylece iyice karmaşık ve zor bir hale geliyor. Özellikle küçük ölçekli şirketlerin de fazla seçenekleri yok bu problemleri çözebilmek için. Büyük ERP çözümleri ile anlaşmak bir yol, ama bunun maliyeti de yüksek. Ayrıca kişiselleştirme özellikleri de sınırlı. Ama unutmayın, süreçlerin bahsettiğimiz bu karmaşıklığı, bu ölçekteki şirketler için bir rekabet avantajı da demek. ERP dünyasında şu bir gerçek: İş süreçlerinizi doğru biçimde değiştirmeniz gerek ve bu da, sonuçlarını birkaç yıl içinde ortaya koyacak bir değişim demek. Bu arada, değişim diyoruz, ama kurumsal fark yaratan, sektörlerinde rekabet gücü sağlayan özelliklerini de yitirmemeleri gerek. Biz ise öncelikle temel ihtiyaçları kapsayan çözümümüzü müşterilere sunuyor, ayrıca eğer ihtiyaçları varsa, hızlı ve etkili biçimde kişiselleştirilebilen bir çözümü de buna dahil ediyoruz. Örneğin; tişört üretimi yapan bir fabrika, envanterini de bedenlere, renklere göre ayrıştırabilmek ister, büyük bir ERP üreticisinden bu amaçla bir çözüm alırsa kişiselleştirme yapmanın yüksek maliyeti ile karşılaşır. Biz ise işte tam da bunu hızlı biçimde yapmanıza imkan veriyoruz.
Nasıl bir yayılım politikası izliyorsunuz?
Çin, Vietnam, Suudi Arabistan, BAE, Bulgaristan, Polonya, Romanya, Almanya, İtalya, İspanya, ABD, Kanada, Ekvator, Şili gibi çok farklı coğrafyaları, ama ortak ihtiyaçları kapsıyoruz. Bu yönüyle geniş bir dağılımız ve 100’e yakın iş ortağımız var. Her ülkede mutlaka iş ortakları ile ilerliyoruz, direkt satış yapmıyoruz. Bu iş ortaklarının 10 tanesi Türkiye’de çalışmalar yürütüyor. Türkiye pazarında ayak izimiz ve güçlü referanslarımız var. Temel uygulamamızı iş ortaklarımıza sunuyoruz ve onlar da ya bu yapıda kişiselleştirme yapıyor ya da dikey çözüm mimarisine kavuşturuyorlar. Böylece sektör spesifik referanslarımız öne çıkıyor.
Türkiye pazarında öncelikleriniz neler?
Türkiye pazarı için ERP çözümlerini yerelleştirme konusuna odaklanıyoruz. Bu hedefi başarmamızın ardından yeni hedeflerimize odaklanacağız. Mesela uygulamamızı bulutta konumlandırabiliriz. Kişiselleştirme imkanına sahip çözümümüz hem farklı ihtiyaçları karşılama hem de iş ortaklarımızın beklentilerini karşılama potansiyeline sahip. Ama konu bulut olduğunda, farklı işbirlikleri inşa etmeye de hazırız. Türkiye pazarında iş ortağı konusunda belli hedeflerimiz var. Bu hedef bir yönüyle pratik, ama bir yönüyle de zorlayıcı.
Neden?
Aslında 30-40 iş ortağı potansiyeli olduğunu görüyoruz. Çünkü belirttiğim gibi, küçük ölçekli işletmeler çok ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek çözümlere sahip de değiller. Bu nedenle evet, bu sayıda iş ortağımız olması, verimli olabilir. Ama şu da bir gerçek ki, her iş ortağı aynı seviyede aktif olmaz, her bir iş ortağının ne kadar etkili çalışacağını bilemeyiz. Çözüm sağlayıcısı olan iş ortakları bizim için ilginç bir pazar desteği sunuyor. Hem de faaliyet gösterdiğimiz tüm ülkelerde… Bizim platformumuz iş ortaklarımız ve müşterilerimiz için tam bir güvenlik ve süreklilik mimarisi sunuyor. İhtiyaçlar paralelinde eklemeler ve kişiselleştirmeler yapılabilir ve bu açıdan baktığımızda, aslında teoride iş ortağı sınırımız yok. Ancak bizim için nitelik asıl önemli konu. Yani iş ortaklarımızın çözüm sağlayıcı olarak kendilerini sürekli dönüştürebilmeleri ve katma değerlerini artırabilmeleri gerek. Bu da bizi dikkatli biçimde iş ortağı seçimine itiyor.