ÖNCE TARAFLAR BİRBİRİNE GÜVENMELİ!
Sağlık Bakanlığı sitesinde dijital hastane tanımı var: “Dijital hastane; hastane bilgi yönetim sistemi, dijital tıbbi kayıtlar, PACS, dijital tıbbi arşiv, barkod, RFID teknolojileri, ilaç ve malzeme takibi, mobil ve tablet bilgisayarlar, tıbbi teknolojiler, bina, enerji, aydınlatma teknolojileri ve bilgi sistemleri, haberleşme sistemleri, veri, ses, görüntü ve multimedya teknolojileri, tele-tıp, tele-eğitim, sanal otopsi, sanal ameliyat, sanallaşma, yönetim hizmetleri, danışmanlık, yönlendirme, bahçe, otopark ve her çeşit entegre hizmetler gibi yönetim unsurlarının yer aldığı tam entegre hastanedir.”
Öte yandan, https://dijitalhastane.saglik.gov.tr/TR,5007/dijital-kagitsiz-hastane-nedir.html linkinde bilişim teknolojilerinin hasta ve çalışan yararına kullanıldığı bir hastane öngörüldüğü belirtilerek, bir hastanede bilişim teknolojilerinin kullanılmasının o hastanenin dijital hastane olarak nitelendirilmesine yeterli olmadığı vurgulanıyor. Unify Sistem Mühendisi Kağan Özerhan’a göre, idari, mali ve tıbbi süreçlerin tümünde bilişim teknolojilerinin bütüncül bir yaklaşımla kullanılmasına vurgu yapılıyor. Sağlık çalışanları ve hastalar arasında, hastane içinde ve dışında veri alışverişinde bulunabileceği bir yapı hedefleniyor. “Hastanelerde ‘dijital hastane’ tanımına uygun projeler var. Sorgulanması gereken ise bu projelerin dijital hastane kavramına uygun olarak ne kadar bütüncül olduğu; hasta ve çalışan yararının ne kadar gözetildiği” hatırlatmasını yapan Kağan Özerhan’ın dikkat çektiği gibi, yaşamın temel bir insan hakkı olduğu unutulmamalı. Bu bağlamda ‘sağlıklı toplum’ kamusal bir görev. “Mevcut yapıda güvence veren devlet veya sigorta şirketi, hasta, yani daha genel bir ifadeyle sağlıklı yaşam hakkı arayan birey ve sağlık hizmeti veren sağlık işletmesi, sağlık sektörü çalışanı, tüm destekleyici hizmetler arasında bir güven sorunu var” yorumunu yapan Özerhan, önemli bir gerçeğe dikkat çekti: “İlişki ‘şirket – müşteri boyutunda ele alınırsa güven sorunu aşılamaz. Taraflar arasında güvenin tesis edilmesi öncelikli konu olmalı. BT ancak bu güven tesisinden sonra, doğru sağlık politikalarını destekleyen tamamlayıcı bir rolde olabilir.”
Telesağlık, mobil sağlık, sağlık analitiği, elektronik sağlık kayıtları ve karar destek sistemleri konularında önemli teknolojik gelişmeler oluyor. “Bilişim Zirvesi 2019 etkinliğinin açılış programında, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüm Ofis Başkanı Ali Taha Koç’un “Büyük Veri ve Yapay Zeka ile Veriden Değer Üreten Türkiye” başlıklı konuşmasında verdiği örnekler, sağlık sektöründeki dijital dönüşümün Türkiye’de de öncelikli stratejilerden biri olduğunu gösteriyor. 2020 ve orta vadede KVKK ile güvenli ortamda saklanan ve işlenen verileri oluşturmak sağlıkta dijital dönüşümün ana hedefleri olma eğilimi devam eder” yorumunu yapan Kağan Özerhan, küresel anlamda uzun vadeli öngörüsünü şöyle anlattı:
“CRISPR CAS9 ve ötesi teknolojik gelişmelerle doğumdan başlayarak koruyucu ve önleyici tıbbın ağırlık kazandığı bir çerçeve oluşur. Doğum sonrası DNA haritaları çıkarılan ve saklanan bireylerin, maruz kalabilecekleri hastalıklara karşı önceden DNA kodlama/editleme ile korunabileceği “kişiye özel tıp” gelişir. Atos’un küresel boyutta sağlık sektörü odaklı çalışmaları ve hedefleri çok yönlü. https://atos.net/content/mini-sites/look-out-2020/healthcare/ linki sağlık sektöründe 2020 ve sonrasında Atos’un öngördüğü eğilimleri anlatıyor. Sağlıkta dijital dönüşümün hemen her bileşeninde doğrudan veya iş ortaklarımız aracılığıyla çözümler sağlayabiliyoruz. İlgi alanım olan kurumsal iletişim ve işbirliği teknolojileri konusundaki gelişmeler ise dijital hastane kavramının hedeflediği sağlık çalışanları ve hastalar arasındaki hastane içinde ve dışında iletişime yönelik hedeflenen yapıyı kolaylaştırıyor. WebRTC temelli işbirliği çözümleri bölgeler arası eşitsizliklerin kaldırılmasına olanak sağlayan bir sağlık hizmeti modelinin hayata geçirilmesine olanak sağlayabilir. Dönüşümün sancısız olması için teknolojide geçmişten geleceği köprü olma işlevimizi sürdüreceğiz.”