Operasyonel maliyetler azalıyor
Glasshouse Türkiye Genel Müdürü Emre Pekar’a göre şirketler iş gereklilikleri için ihtiyaç duydukları kaynakları tespit edip planlamalarını buna göre yapıp, veri merkezlerinde oluşabilecek kesintileri hızlı, esnek ve güvenilir bir şekilde karşılayabiliyor. Sürekli izleme ve düzenli raporlamalar sayesinde, doğru kapasite planlamasının yapılmasının mümkün olduğunu ifade eden Pekar, “Bu da doğru bütçenin kullanılmasını sağlamaktadır. Böylece şirketlerin yatırım maliyetinin geri kazanımı olabildiğince hızlı gerçekleşmekte. Maliyetlerin yüzde 60’ını elektrik ve mekanik maliyetler oluşturmakta. Bunlar soğutma cihazları, jeneratörler için kullanılan enerji kaynaklarıdır. Sunucu konsolidasyonları ve tekilleştirmeli yedekleme sistemleri sayesinde operasyonel maliyetler büyük miktarlarda azaldığı gibi veri merkezlerinde yeni sistemler için yer de açmış durumda” diye konuştu.
Veri merkezlerinin tasarruf anahtarı sanallaştırma
Sanallaştırmanın bilgisayar kaynaklarına doğrudan erişim yerine sanal kaynaklara erişilerek, kaynak paylaşımını ve donanımla yazılım arasındaki direk bağın koparılmasını ifade ettiğini belirten Hayat NET Satış Müdürü Melih Kavala, bu teknolojinin kazanımlarını da şu başlıklarla özetledi: “Altyapı maliyetlerinin aşağı çekilmesi, operasyonel verimlilik, çevre kirliliğine karşı önlem, konsolidasyon sayesinde daha çevreci bir veri merkezi ve sunucu ortamı, güvenlik kolaylığı, yedekleme kolaylığı, birden fazla işletim sistemi kullanabilme, yeni sunucuları kolayca mevcut ortama ekleme kabiliyeti.
Sanallaştırmanın veri merkezlerine yansımaları ile veri merkezlerinde sağlanan dönüşüm başlıkları ise operasyonel maliyetler, (Daha az kaynak ile daha çok verimlilik), enerji tasarrufu, sanallaştırmanın getirdiği avantajlar ile artık veri merkezleri çok daha küçük alanlara kurulabiliyor. Bulut kavramı da düşünüldüğünde veri merkezlerini şirketlerin kurulu olduğu lokasyonlara bağlamak zorunda kalmıyoruz. Çoğu şirket için bir külfet olarak görülen felaket yönetimi projeleri çok daha kolay kurulabilir ve test edilebilir hale geliyor. İş sürekliliği, felaket yönetimi gibi projeler için harcanan para daha az olduğundan maddi kaynaklar farklı işler için kullanılabiliyor.”
Sanallaştırma ile esnek kaynak kullanımı adresleniyor
HP Türkiye Hizmetler Ülke Müdürü Murat Cantürk’ün verdiği bilgiye göre veri merkezleri birleşik altyapılar, bulut, sanallaştırma ve ağ sistemlerini içeriyor. Yeni nesil veri merkezlerinden söz edildiğinde sanallaştırma ile esnek kaynak kullanımını destekleyen ve modüler olduğundan ihtiyaç oranında genişletilebilen birleşik altyapıların söz konusu olduğunu belirten Cantürk, “Bunun yanında, sanal ağ anahtarları ile konsolide edilerek kablo karmaşasından arındırılmış ağ yapısını ve ihtiyaç halinde sunulan bulut bilişim çözümlerini de sağlıyor” diye konuştu.
Veri merkezleri açısından önem taşıyan bulut bilişim altyapısının ayrılmaz parçalarından birisi de sanallaştırma teknolojisi olduğunu vurgulayan Terramark Türkiye Operasyon Müdürü Haşim İnal’a göre yapılan en büyük hatalardan biri bulut yapısının sanallaştırmadan ibaret olduğunun düşünülmesi. Sanallaştırmanın bulut bilişimin temel olgularından biri olmakla birlikte servis seviyesi yönetimi, kaynakların ortak kullanımı olanağı, ödenebilir maliyetler, kolay kullanım, sınırsız erişim olanağı, bütçe kadar büyüme olanağı ve bir veri merkezi altyapısının avantajlarını kullanma gibi özelliklerinden sadece bir tanesi olduğuna dikkat çeken İnal, “Dolayısıyla konuya sadece sanallaştırma gözüyle bakarak, sunucu, ağ, depolama, güvenlik ve bunlara bağlı servisleri yönetmeye çalışmak, bulut bilişim kavramını ve yeni nesil veri merkezi kavramını yadsımak olur. Bu sebeple, yeşil veri merkezi kavramını sadece sunucu sanallaştırma çözümleri ile değil aynı zamanda diğer tüm kaynakları da servis olarak vererek bulut bilişim şemsiyesi altına toplamak gerektiğine inanıyoruz. Veri merkezleri, sunucu barındırmadan, veri güvenliği hizmetlerine ve bulut bilişim kapsamında altyapının hizmet olarak sunulmasına, bunun da üzerinde yazılımların servis olarak sunulmasına kadar çözümler üreterek sunmakta” şeklinde konuştu.
Yeni nesil veri merkezlerinin başta iş sürekliliğini sağlayarak operasyonların aksaması ile ortaya çıkabilecek kayıpları sıfıra indirdiğini belirten İnnova Teknoloji Çözümleri Direktörü Mehmethan Şişik, veri merkezi otomasyonu uygulamalarının iş süreçlerini kısaltırken masrafların azalmasını sağladığını vurguladı. İş süreçlerinin uçtan uca otomasyonuyla, hizmet seviyelerinin gerçek zamanlı olarak izlenebildiğini ve operasyonel giderlerde önemli bir oranda düşüş kaydedildiğini ifade eden Şişik, şöyle konuştu: “Enerjinin optimum düzeyde kullanımı sağlanıyor. Ayrıca BT yöneticileri üzerindeki günlük operasyonel yüklerin kaldırılması ile değerli kaynakların verimli kullanılabilmesi olanağı yaratılıyor. Yasal denetimler ve SOX ve ITIL gibi denetim mekanizmalarına uyumlu raporlar her an üretilebiliyor. Her bir yazılımın konfigürasyonundan, veri merkezinizin genel yapısına kadar tüm altyapının güncel modeli her an hazır olduğundan ihtiyaç anında veri merkezi hızlıca yeniden yapılandırılabiliyor. En iyi uygulama örnekleri sayesinde ağ, sunucu ve uygulamaların kullanılabilirlik oranının yükselmesi ve karmaşık ortamın çok daha kolay yönetilebilmesi mümkün oluyor. Düşük maliyet odaklı BT operasyonları için, otomasyon ile yönetilen optimize ve verimli veri merkezi alt yapıları oluşturuluyor. Böylece hem operasyonel giderlerinin hem de çevreye verilen zararın azalmasında katkı sağlayacak bir veri merkezi oluşturuluyor.”