Organize bir CSP – DSP dönüşümü nasıl yapılır
Son zamanlarda telekomünikasyon hizmeti sağlayan kuruluşlar (CSP’ler) pek çok sorunla karşı karşıyalar. Baskı altında olan sektör için işler çok da yolunda gitmiyor; hem 5G ve yeni ortaya çıkan öteki teknolojileri kavramak hem de bir anda patlayan COVID-19 pandemisiyle mücadele etmek durumundalar.
Nokia, çözümün CSP kuruluşlarının kendilerini dijital hizmet sağlayıcı kuruluşlara (DSP’ler) dönüştürmelerinde yattığına inanıyor. CSP kuruluşları otomasyon, yapay zeka ile makine öğrenmesi (AI/ML) ve sanallaştırma alanlarında yaşanan son ilerlemeleri benimseyerek kendi ağlarının kapsamını, büyüklüğünü ve artan karmaşıklığını yönetebilirler. CSP kuruluşları tam da bunu gerçekleştiriyorlar – Nokia’nın yaptığı bir ankete göre, küresel telekom sektöründeki IT liderlerinin yaklaşık üçte ikisi (%60’ı) COVID-19 pandemisinin kendi yürüttükleri dijital dönüşüm çabalarını hızlandırdığını ifade ediyor.
DSP kuruluşuna dönüşmek için yol haritası
Her CSP’nin kendine özel bir iş hedefi olacak ve buna göre de kendi önceliklerini belirlemesi gerekecektir.
Karmaşıklık ve maliyet, dijital dönüşümün kapsamını ve niteliğini etkileyen iki ana değişkendir. 5G’nin gelişiyle beraber, CSP’ler gelecek nesil teknolojilere hazırlanmak için kendi sistemlerini ve süreçlerini yenilemekle sınanıyorlar; bu, göz korkutan bir görev. Mesela, 35.000 baz istasyonu ve sekiz farklı bandı işleten bir CSP, 2025 yılına gelindiğinde her bir bantta %50 artış ile karşı karşıya kalacak. Avrupa’da bulunan orta boy bir CSP üzerinde yapılan inceleme gösteriyor ki, önümüzdeki beş yıl içinde söz konusu CSP, 5G’nin hizmete alınması, radyo frekans spektrumundaki varlıkların yeniden düzenlenmesi ve LTE’nin yenilenmesinden ötürü ağda %73 oranında muazzam bir büyümeye tanık olacak.
Üstelik, bu karmaşıklık gelişmiş 5G servisleriyle artacak da; zira gelişmiş 5G servisleri farklı kullanım alanlarına ve müşteri segmentlerine uyacak şekilde yapılandırılmış ayrı ayrı ağ dilimlerine yönelik, değişiklik gösteren performans parametreleri ve hizmet seviyesi anlaşmaları (SLA’lar) gerektirecek. Ağın karmaşıklığı artarken, buna eşlik eden maliyetler de artacak. CSP’ler piyasada pay alacaklarsa, dijitalleşmeye mecburlar.
CSP’ler kısa vadede en fazla fayda elde edecekleri dijital dönüşüm çabalarına yoğunlaşmalılar. Bahsettiğimiz anketimize göre, CSP’ler için 2021 yılındaki en önemli dijital dönüşüm öncelikleri, operasyon süreçlerini otomasyona bağlamak (%53), eski IT sistemlerini yükseltmek (%41) ve siber güvenlik (%38).
Ankete katılanların yarısından fazlası (%53’ü) en önemli dijital dönüşüm sorunu olarak yetersiz bütçeye işaret ediyorlar; peki, CSP’ler kendi girişimlerini dengelemekle nasıl yol almalılar? Dünyanın hemen hemen her bölgesinde yaşanmış gerçek tecrübelere dayanan Nokia, dijital dönüşümün başarılı olmasında bazı net ilkeler belirlemiştir. Tümü de her şeyden önce, öncelikleri belirlemek için “birçok şeyi anda anda yapma” tuzağına düşmeden organize bir yaklaşım benimsemeye dayanıyor. Ardından, CSP’lerin ağ, süreçler ve insanlardan oluşan, birbirleriyle ilişkili üç alandaki dönüşüm çabasına bütüncül ve geniş bir açından bakmaları gerekiyor; bu esnada da titiz bir yaklaşım benimseyerek karmaşıklık ile maliyeti dengelemeliler.
Burayı okuyarak CSP’lerin nasıl organize bir yaklaşım benimsemek suretiyle geleceğin zorluklarına ve fırsatlarına hazırlıklı güçlü ve dinamik DSP’ler (dijital hizmet sağlayıcı kuruluşlar) olarak ortaya çıkabileceklerini ve bunun getirdiği maliyeti ve karmaşıklığı nasıl yönetebileceklerini öğrenebilirsiniz.
Buradan, Nokia’nın sektörde çıkardığı dersler sayesinde yaygın karşılaşılan tuzaklara nasıl düşülmeyeceğini ve dönüşüm hedeflerine nasıl ulaşılacağını öğrenebilirsiniz.
CSP-DSP dönüşüm anketinin sonuçlarını burada bulabilirsiniz.
Nokia Ülke Müdürü Özgür Erzincan