Otomotiv dünyasında yenilikler devam ediyor
Otomobil dünyasındaki elektrikli otomobillerden otonom sürüşe, mobil çözümlere kadar teknolojik yenilikler hızla devam ediyor.
Otomotiv alanında birçok yeniliğe ve gelişmeye imza atan Bosch’un Mobilite Çözümleri İlk Donanım Satış Direktörü Gökhan Tunçdöken ile şu anki teknolojileri ve önümüzdeki 10 yıl içerisinde bizleri nelerin beklediği hakkında konuştuk.
Bosch'un geliştirmiş olduğu ve hali hazırda kullanılan teknolojilerden bahseder misiniz?
Bosch olarak, otomobillerin birçok noktasında teknoloji ve hizmet sağlamaya devam ediyoruz. Bir sistem tedarikçisi olarak ürettiğimiz teknolojiler fren ve enjeksiyon sistemlerinden çok daha fazlasını kapsıyor.
Örneğin, ağa bağlı otomobiller, farklı ulaşım yöntemleri ve altyapıya yönelik çözümler başta olmak üzere bir aracın sürekli olarak mobil kalması için sistemler üretiyoruz. Aynı zamanda bu önemli değişim nedeniyle sektörümüzün adını Otomotiv Teknolojisi yerine Mobilite Çözümleri olarak konumlandırmaya karar verdik. Bu yeni isim aslında her şeyi anlatıyor. Bosch, bugün akıllı cihazlar, yazılım platformları, servisler ve ayrıca uygulamalar olmak üzere Nesnelerin İnterneti’nin (IoT) üç seviyesinin tamamında faaliyet gösteren tek şirket konumunda bulunuyor. Eksiksiz çözümler oluşturmak için araç içi bileşenleri, sistemleri ve alt sistemleri birbirine bağlarken, diğer yandan da aracı, araç dışı IT sistemlerine ve hizmetlerine de bağlıyoruz. Diğer yandan şehir içi ulaşım için tamamen yeni çözümler geliştiriyoruz. Nesnelerin interneti (IoT) ile bir yandan da yeni iş fırsatları yaratmaya devam ediyoruz. Mikromekanik sensörler aracılığıyla nesnelerden veri toplayarak ve ardından akıllı yazılımların yardımıyla bu verilere dayanan servisler oluşturan teknolojiler üzerinde çalışıyoruz.
Otomotivdeki bir diğer iş alanımız ise hızlı bir şekilde büyüyen sürücü destek sistemleri pazarı aracılığıyla ‘otonom sürüş’… Bosch'un bu pazardaki satışları, her yıl üçte bir oranında artış gösteriyor. Radar ve video sensörleri satışlarımız, 2014 yılında olduğu gibi 2015 yılında da iki kat arttı. Radar sensörlerinde şu an dünya lideriyiz. Ancak gelişme burada son bulmadı; 2015’te uzaktan kontrol ile park etme, trafik sıkışıklıkları, kaçış manevrası ve karşı yönden gelen trafiğe doğru hatalı dönüşü engelleyen bir dizi yeni sürücü destek sistemlerinin üretimine başladık. 2020 yılı itibarıyla otobanlarda otonom sürüşü görmeye başlayacağız. Bosch’ta yaklaşık 2000 geliştirme mühendisi bu fonksiyonlar üzerine çalışıyor, bu 2 yıl öncesine göre 700 kişilik bir artış demek. ZF Lenksysteme'i satın almamız, beklentilerimizi bir kez daha arttırdı. Bosch teknolojisi, geleceğin otomobillerin sadece bağımsız bir şekilde hızlanmasını veya fren yapmasını değil, aynı zamanda direksiyonu kumanda etmesini de sağlayacak.
Otomobil teknolojilerinde önümüzdeki 5 – 10 yıl içerisinde bizi neler bekliyor, güvenlik anlamında ne gibi önlemler alınıyor?
Teknolojinin sağladığı nimetler otomotiv teknolojilerini hızlı bir şekilde geliştirmeye devam ediyor. Ağa bağlı otomobiller ve bağlanabilirlik, elektrifikasyon, mobilite ve otonom sürüş konusunda önümüzdeki dönemde 10 yıl içinde güzel gelişmeler göreceğiz.
Otonom sürüş, bugün meydana gelen on kazadan dokuzunun ana nedeni olan insan hatalarını ortadan kaldırıyor. Sürücü destek sistemleri, dur-kalk giden trafikte sürücüyü rahatlatıyor, bir başka deyişle sürüşün hiç eğlenceli olmadığı trafikte sürücülerin üzerindeki yükü alıyor. Otomatik pilotlu otomobil ise tamamen yeni bir sürüş deneyimi sunuyor, adeta hareket halindeyken eviniz haline geliyor. Kısmi otonom sürüşten yüksek derecede otonom sürüşe geçiş, hem teknolojik hem de yasal açıdan büyük bir adım olacak. Sürücü, yolcu olacak. Bu da köklü değişikliklerin meydana geleceği anlamına geliyor. Araç mimarisi bir yana, sürücülerin ve araçların birbirleriyle iletişime geçme yollarında önemli değişimler görüyoruz. Yüksek derecede otonom araçlar da bir sunucuya bağlı olacak. Sadece derin sistem uzmanlığına sahip olan üreticiler ve tedarikçiler bu alanda ilerleme kaydetmede başarılı olacak. Bosch olarak, bu alandaki tüm çalışmalarımızın başlıca sebebi de kara yolu trafiğini daha etkin ve daha güvenli bir hale getirmek ve kazaların önlenmesine yardımcı olmaktır.
Elektrikli otomobillerde durum nedir, özellikle batarya teknolojileri ile ilgili ne gibi gelişmeler var?
Elektrikli otomobiller için üretimi beş yıl gibi kısa bir süre içerisinde başlayacak olan yeni bir batarya teknolojisini görücüye çıkartıyoruz. Hedefimiz, 2020 yılı itibarıyla batarya maliyetlerini yarıya indirmek… O zamana kadar, 2013 yılının neredeyse on katı olmak üzere dünyanın dört bir yanında yaklaşık üç milyon şarj noktası kurulmuş olacak. Bu, pazara önümüzdeki on yıl içerisinde büyüme için yeterli bir alan sağlıyor.
Otomobiller akıllanıyor fakat sadece otomobillerin akıllanması yeterli değil. Yollar gibi diğer konularda ne gibi çalışmalar yapılıyor, bu çalışmalar yeterli mi?
Otonom sürüşe giden yolda kazaları mümkün olduğunca en aza indirebilmek ve hatta bu kazaları önleyebilmek adına var olan sürücü destek sistemlerinin aktif bir şekilde çalışabilmesi için yol çizgilerinin/şeritlerinin araç üzerinde yer alan kamera ve sensörler tarafından algılanabilir olması gerekiyor. Türkiye’de hali hazırda uygulanan regülasyonlar göz önünde bulundurulduğunda henüz binek araçlar için şerit değiştirme uyarı sisteminin standart ekipman olması konusunda bir düzenleme olmamasına rağmen, tip onayı mevcut olan bazı segment ticari araçlarda Ocak 2016 itibarıyla şerit değiştirme uyarı sistemi standart ekipman haline geldi. Bu düzenlemeler doğrultusunda bahsedilen sürücü destek sistemlerinin etkili çalışabilmesi adına sadece ana yollarda değil, ara yollarda da yol işaretlerinin devamlılığının sağlanabilmesi son derece önemlidir.
Diğer yandan otonom sürüşün sadece prototiplerde değil, seri üretimdeki araçlarda da gerçeğe dönüşebilmesi için, buna ilişkin yasal koşulların oluşturulması gerekiyor. Bu konu şu anda ABD, Japonya ve Almanya'da siyasi gündem içerisinde yer alıyor. Viyana Karayolları Sözleşmesi'nde, Almanya'nın da onayladığı değişikliklerin yakın olduğuna dair işaretler var. 23 Nisan 2016 tarihinde, sözleşmedeki tadiller yürürlüğe girecek. Bunun ardından, üye ülkelerin bu tadilleri ulusal kanunlarına aktarması gerekecek. Sürücü istediği zaman engel olabildiği veya devre dışı bırakabildiği sürece otonom sürüşe izin veriyorlar. Araç tescili kanunu kapsamında, UNECE'nin (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu) gayri resmi bir çalışma grubu da direksiyona sadece saatte 10 kilometre hız limitine kadar otomatik müdahaleye izin veren R.79 sayılı Yönetmeliği incelemeye başladı. Otonom sürüş işlevlerinin onaylanması da bir başka zorluk. Mevcut yöntemler kullanıldığında, bir otoyol pilot sisteminin üretime başlamadan önce milyonlarca kilometrelik testi tamamlaması gerekiyor. Bosch, şu anda tamamen yeni yaklaşımlar üzerinde çalışıyor.
Daha öncede bahsettiğim üzere hem gerekli yol şartlarının sağlanması hem de regülasyonlardaki gerekli düzenlemeler ile bu sistemlerin devreye girmesi ve kullanılabilmesi mümkün olacak.