Otomotiv sanayi, bilişimle büyüyor
KPMG’nin yayımladığı “Otomotiv Sektöründe Gelişen Teknolojiler” raporuna göre otomotiv sanayi küresel ekonominin yaklaşık yüzde 3’ünü oluşturmakla birlikte 2020 yılından beri Çin’de başlayarak global anlamda etkisini gösteren Covid-19 pandemisinden en çok etkilenen sektörlerden birisi olmayı sürdürdü. 2021 yılına ait küresel yolcu ve hafif ticari araç üretim adedi yaklaşık 76,9 milyon iken 2022 yılının ilk 6 aylık dönemdeki yıl sonu üretim öngörüleri yaklaşık 81,5 milyon oldu. Üretimin 2025 yılında ise pandemi öncesi dönemi yaklaşık yüzde 10 oranında geçeceği öngörülüyor.
Türkiye’de ise tedarik sorunları yolcu ve hafif ticari araç üretimini negatif yönde etkilerken iç pazarda yaşanan araç, akaryakıt fiyatlarındaki artış ve ihracatın yüzde 60’dan fazlasının gerçekleştirildiği Avrupa’daki daralma da satışları olumsuz etkiliyor. Nisan 2022 itibarıyla ikinci el araç pazarındaki KDV’nin yüzde 1’den yüzde 18’e çıkartılması da otomotive olan talebi kısıtlıyor.
Pandemi sebebiyle küresel üretimdeki yüzde 16 oranlarına varan daralma, ham madde fiyatlarındaki artış, devletler tarafından emisyon kriterlerindeki regülasyon sıkılaştırmaları, çip arzının eksikliği gibi önemli faktörlerden etkilenen otomotiv üretimi; 2022 yılında 2020 ve 2021 senelerine göre daha olumlu ilerledi. Bununla birlikte özellikle Haziran 2022 verileri göz önünde bulundurulduğunda Avrupa başta olmak üzere sektörün henüz pandemi öncesi dönemindeki seyrine dönmediği de gözlemlendi. 2022 Haziran itibarıyla satış rakamları Avrupa’da 1996’dan beri en düşük seviyesinde gerçekleşti. 2022 yılındaki olumlu seyir özellikle Çin’deki üretim artışı nedeniyle gerçekleşti.
Teknolojik geliştirmeler ve yenilemeler gündemde
Rapora göre küresel sürdürülebilirlik kapsamında ise hükümetler, karbon emisyon oranlarının azaltılmasına yönelik çeşitli çalışmalar yaptı. Çin, ABD, Avrupa Birliği ve diğer birçok ülke 2050 yılına kadar karbon emisyonlarında net sıfır olma hedeflerini açıkladı. Avrupa Parlamentosu ayrıca Haziran 2022 tarihinde 2035 ve sonrası için benzinli ve dizel araç satışlarının satışının yasakladığını açıkladı. Kararın uygulanmasının tüm üye ülkelerin yasayı kabul etmesine bağlı olduğu ve Almanya Maliye Bakanlığı’nın ilgili gelişmeyi kabul edemeyeceklerini belirttiği de raporda yer aldı. Ancak tüm bu gelişmelerin otomotiv sektörünü karbondioksit salınımına yönelik halihazırda yapılan çalışmaların yanında daha fazla teknolojik geliştirmeler ve yenilemeler yapmak durumunda bırakacağı öngörülüyor. Raporda özellikle teknolojik açıdan şu gelişmelere dikkat çekiliyor:
• Elektrifikasyon: Araç ve batarya üretiminde yaşanan teknolojik gelişmeler ve devletler tarafından verilen özel teşvikler sayesinde elektrik ve hibrit motorlu araçların üretiminde ve satışında artış yaşanması öngörülüyor.
• Bataryalar: Elektrikli araçlarda kullanılan bataryaların yüksek maliyetleri ve giderek daha fazla önem kazanan çevre bilinci sebebiyle üreticiler yatırım odaklarını geri dönüştürülebilir pillerin geliştirilmesine çeviriyor.
• 3D Baskılama Teknolojisi: Elektrikli otomobil üretimine her geçen gün daha fazla entegre hale gelen 3D teknolojileri parça kalitesinden ödün vermeden daha hafif araçlar oluşturulmasını sağlayarak araçlardaki pil ömrünün uzamasına yardımcı oluyor.
• Dijital İkiz Teknolojisi: Fiziksel nesnelerin sanal ortamlarda dijital ikizlerinin oluşturulması ile hem otomotiv üretim sürecinde verimlilik sağlanıyor hem de süreçte yaşanan arızalar daha oluşmadan öngörülüp düzeltilebiliyor.
• Yapay Zekâ Teknolojisi: Yapay zekâ teknolojisi birçok farklı sektör ve alanda kullanılabildiği gibi otomotiv üretim ve montajlama hatlarında oluşturabildiği farklı simülasyonlar sayesinde daha verimli ve güvenli bir üretimin gerçekleştirilmesini sağlıyor.
• Sektörel Değişim: Yeni üretim teknolojilerinin elektrifikasyon sürecine katkısıyla birlikte 2022 yılının sonunda ulaşılması beklenen 85,6 milyonluk yolcu ve hafif ticari araç satışının yüzde 23’lük kısmını elektrikli ve hibrit araçların oluşturacağı öngörülüyor.