Otomotiv ve iletişim
Prof.Dr. Duran Leblebici, elli yılı geçen hocalık yaşamında birçok öğrenci yetiştirmiş olmanın yanı sıra, sektörde ülke için “ilk”lerin başarılmasında da önemli görevler üstlenmiş birisi. TESİD tarafından bu hizmetleri onuruna verilen ödülü alırken yaptığı konuşmasında ülkemizdeki otomotiv ve bilişim sektörlerinin gelişimi üzerine bir karşılaştırma yaptı. Başbakan’ın TÜSİAD toplantısında Türk tasarımı otomobil yapın çağrısı ve ardından, hemen her sözüne katıldığım bu düşünceler daha taze iken Orhan Bursalı’nın Meclis’teki yasa tasarısına eklenen bir madde üzerine “biz neden cep telefonu yapmıyoruz” sorusu, örtüştü.
Her iki sektör de 1970’lerde benzer koşullarda yola başladı. Ancak, otomotivde değişimler, iletişime göre daha yavaş. Bir tüketici, bir otomobili 7-8 sene kullanmakta ama cep telefonunu 7-8 ay sonra değiştirmekte. Otomotiv sanayimiz, bu değişim hızına ayak uydurabildi. İletişim sektörümüz de 1990’ların ortasına kadar tempoyu kaybetmedi. İletişim sektörünü küresel hareketten koparan, belki de cep telefonu ile başlayan hızlı değişim temposunu yakalayamamak oldu. Cep telefonunda lider değilseniz, dolayısıyla eğilimleri yönlendiremiyorsanız, liderin dümen suyuna gireceksiniz. O bir yenilik çıkartacak, siz, “ben de yaptım” diyeceksiniz. Ancak, size 18 ay kadar süre gerek. O sürede, sizin “ben de yaptım” diyeceğiniz yeniliğin üzerine, hızlı değişimden ötürü 2 tur daha yenilik geliyor. Bu durumda özelliği ile değil fiyatıyla rekabet edenler grubuna düşüyorsunuz, burada da Çin sizi yutuyor. Halbuki otomotivde, liderin yaptığı yeniliğe, onun yeni modeli çıkmadan yanıt verebiliyorsunuz. Gerçi ülkemizde üretilen otoların çoğu Türk tasarımı değil ama, yavaş değişimin etkisi bizde de geçerli.
İletişimin kökeni elektronik. Eğer silikon esaslı yarı iletkende sona gelindiği için elektronikte kuralların yeniden yazıldığı bir köklü değişim yaşanacaksa ve eğer biz de bu yeni kuralları yazanlar arasında yer alabileceksek, iletişimde liderler ligine çıkabiliriz. Bu süreç, bir devlet politikası ile yürütülmeli.