Pandemi bitse de esnek çalışma kalıyor
Esnek çalışma modeli artık her işveren ile çalışanın hayatında önemli bir konuma geçti. TÜBİTAK’ın desteğiyle İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından yürütülen “Esnek Çalışma Yönetim Sistemi Geliştirme Projesi” kapsamında yapılan araştırma sonuçlarında, yeni normalleşme dönemiyle çalışma şekillerinin değişkenlik gösterdiği vurgulandı. Araştırmada özellikle uzaktan çalışma, başka şehir ve ülkeden çalışma ile butik ofislerin gündeme alınacağı belirtildi.
Yeni normalleşme dönemiyle çalışma hayatı da değişmeye başladı. Her yaştan çalışanın sosyalleşme alanı olarak gördüğü çalışma yerleri, pandeminin etkisiyle değişime girdi. Salgın döneminde oldukça popüler olan esnek çalışma modeli sosyalleşmenin de çok büyük bir ihtiyaç olduğunu ortaya çıkardı. Bu süreçte iş toplantıları dışında da sosyal amaçlı çevrim içi aktivitelerin sayısı arttırıldı. Özellikle üst yönetim ve çalışanın bağlı olduğu yöneticiler etkili iletişim yoluyla belirsizlik hissini azalttı. Esnek çalışma uygulamaları; çalışanların fiziksel sağlığı ve psikolojik iyi oluşu, çalışan bağlılığı, çalışan ve organizasyon verimliliği, iş sürekliliği, işveren markası ve itibarı gibi hem işveren hem de çalışan açısından olumlu katkıları sundu.
Mülakatlar 27 kurumdan yöneticiyle yapıldı
İstanbul Bilgi Üniversitesi Örgütsel Psikoloji Yüksek Lisans Program Direktörü Doç. Dr. İdil Işık tarafından yürütülen “Esnek Çalışma Yönetim Sistemi Geliştirme Projesi” kapsamında yapılan araştırmada, Karşılaştırmalı İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Prof. Dr. Kübra Doğan Yenisey ve İşletme Fakültesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Deniz Kantur ise araştırmacı olarak görev aldı. TÜBİTAK’ın destek verdiği projede zaman ve/veya mekân esnekliğiyle çalışma yönetim standartlarını geliştirerek, Türkiye iş yaşamına bir uygulama modeli ve rehberi sunmak hedeflendi.
Projenin tüm fazlarında toplam 81 özel sektör ve kamu kurumu ile sektörel sivil toplum örgütü katılımcı oldu. Projenin nitel fazında 27 kurumdan 53 üst düzey yönetici ile derinlemesine, yarı yapılandırılmış, çevrim içi (online) mülakatlar gerçekleştirildi. Mülakatlara toplam 26 insan kaynakları yöneticisi ve 27 operasyondan sorumlu yönetici katıldı. Akaryakıt, gaz, üretim, enerji, metal, ilaç, kimya, kozmetik, havacılık, seyahat, turizm, teknoloji, telekomünikasyon, moda, hazır giyim, banka, sigorta, finans sektörlerinden katılımcılar ile yapılan mülakatlar en az 27,53 dakika, en fazla 58,34 dakika, ortalama 41,34 dakika sürdü. Araştırmada evden çalışma, uzaktan çalışma, merkezi ofisten başka bir yerde çalışma, başka şehirden ve ülkeden çalışma gibi esnek çalışma modelleri ön plana çıktı.
Butik ofisler geliyor
Araştırmada pandemi öncesine göre işyerinden çalışanların oranı yüzde 39,6 düştü. Mekân esnekliğiyle çalışanların oranı yüzde 35,6 arttı. Dönüşümlü çalışma nispeten daha az tercih edilen bir uygulama olarak gözlemlendi. Metal sektöründeki bir işletmenin yöneticisi, şık ve yüksek maliyetli bina yatırımlarından vaz geçileceğini, ge daha saha odaklı ve butik ofislerin gündeme geleceğini söylüyor. Şehir sınırlarının kalkmasının ötesine geçen bir uygulama da başka ülkeden çalışma. Moda sektöründen bir yönetici başka ülkeden çalışma esnekliği hakkında olumlu tutumunu şöyle ifade ediyor: “Mesela şu anda benim İngiltere’deki dokuz tasarımcımın dokuzu da evden çalışıyor. Buraya getirmeme gerek yok; kreatif bir dünya, evden de yapabiliyor.”
Modelleme acilen başlatılmalı
Yöneticiler ve çalışanlar arasındaki karşılıklı güven, esnek çalışmadaki ana belirleyiciler arasında altı çizilen bir değer. Güveninin pekiştiricileri arasında ise yöneticilerin çalışanlarına yönelik destekleyici yaklaşımı ve üst yönetimin esnek çalışmaya yönelik olumlu tutumu ile özellikle kriz koşullarında sürece olan hakimiyeti yer alıyor. Araştırmanın ne amaç ile hazırlandığı hakkında bilgi veren Doç. Dr. İdil Işık, “Esnek çalışma süreçleri için özelleştirilecek bir modelleme acilen başlatılmalı. Projemizde bu rapor ile şu ana kadar aktardığımız bulgulardan hareketle, esnek çalışma sürecini bir yönetim sistematiği ile ele alırken dikkat edilmesi gereken pek çok husus hakkında ip uçları elde ettik. Bulguları, iş/örgüt psikolojisi, yönetim ve organizasyon ve iş hukuku alanlarını kapsayarak disiplinler arası bir şekilde harmanlayarak, esnek çalışma için bir yönetim sistemi standardının esaslarını tanımlayabildik. Modellemenin kapsamı çok iyi tarif edilmeli. Dahil edilen faaliyetler ve hizmet edeceği hedef kitleler (kişi, kurum, sektör vb.) net olmalı. Sınırları çok iyi çizilmeli. Standardın kapsamı dışında kalan konular ve hedef kitleler de net olmalı. İçerik, kurallar ve koşullar, bu dokümanın yasal mevzuatın üzerine çıkamayacağı dikkate alınarak belirlenmeli” dedi.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hakkında:
İstanbul Bilgi Üniversitesi, 1996 yılında Türkiye’de üniversite yaşamına yeni bir soluk getirmek amacıyla “Okul için değil yaşam için öğrenmeliyiz” ilkesiyle yola çıkarak kurulmuştur. 1.000 kişiyi aşkın bir öğretim kadrosuna sahip olan üniversitenin 20.000’i aşkın öğrencisi ve 50.000’i aşkın mezunu vardır. İstanbul Bilgi Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler, Hukuk, İşletme, İletişim, Sağlık Bilimleri, Mimarlık ile Mühendislik ve Doğa Bilimleri fakültelerinin yanı sıra yüksekokulları, meslek yüksekokulları ve enstitüleri çatısı altında 150’yi aşkın ön lisans, lisans ve doktora programı sunmaktadır. Kurulduğu günden bu yana öğrencilerine uluslararası gelişim fırsatları sunan İstanbul Bilgi Üniversitesi, Yükseköğretim Derecelendirme Kuruluşu QS’in 2020 yılı “Gelişmekte olan Avrupa Ülkeleri ve Orta Asya Üniversiteleri Sıralaması”nda en iyi 130 üniversite arasında yer almaktadır. İstanbul’un merkezinde, santralistanbul, Dolapdere ve Kuştepe olmak üzere üç kampüsü bulunmaktadır. İstanbul Bilgi Üniversitesi hakkında ayrıntılı bilgiye www.bilgi.edu.tr adresinden ulaşılabilir.