Pandemi iş hayatını da ters yüz etti
11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından pandeminin ilan edilmesi ile birlikte tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sosyal izolasyonu sağlamak amacı ile birçok özel şirket ve kurum evden çalışma uygulamasına geçti. Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Bayazıt’ın İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlknur Özalp Türetgen ile birlikte, TÜBİTAK desteği alarak yürüttükleri COVID-19 Gölgesinde Evden Çalışma ve İş-Yaşam Dengesi Araştırması ise pandemi sırasında Türkiye’de ailesi ile yaşayan, kısmen de olsa evden çalışan beyaz yakalıların bu durumdan nasıl etkilendiklerini, bireylerin iş-aile dengeleri, iş, sağlık ve yaşamla ilgili deneyimleri ve bireysel farklılıkların yaşamlarına olan etkilerini ele alıyor.
Araştırma; evden çalışma deneyiminin kıdeme, cinsiyete, evli ve çocuk sahibi olma gibi durumlara göre önemli farklılıklar gösterdiğini ortaya koyuyor. Buna göre, araştırmaya katılan birçok çalışan, pandemi sonrasında da haftada en az birkaç gün veya daha fazla evden çalışmayı tercih ederken; işyerine geri dönmek isteyenlerin sayısının üst kademe yöneticiler, kıdemli çalışanlar ve erkekler arasında daha fazla olduğu görülüyor. Evden çalışma sürecinde işin aileye müdahalesini en fazla yaşayan grubu ilk kademe yöneticiler oluştururken, ailenin işe müdahalesini en fazla yaşayan grubu ise öğretim üyeleri oluşturuyor.
Araştırma, kadınların erkeklere kıyasla pandemi sürecinde daha fazla zorlandıklarını ortaya koyuyor. Evden çalışılan dönemde kadınların, işle ilgili rollerinin ailevi sorumluluklarını, ailedeki rollerinin ise işle ilgili sorumluluklarını engellemesine dayalı çatışmaları daha fazla yaşadığı görülüyor. Hem iş-aile hem aile-iş çatışmasının en yüksek olduğu grubu ise 6 yaşından küçük çocuğu olan kadınlar oluşturuyor. Ama yine de kadınlar, pandemi sonrasında da olabildiğince sık evden çalışmayı erkeklerden daha çok tercih ediyor.
Araştırmaya göre, evli çalışanlar ev işleri için daha fazla süre harcayıp kendilerine daha az zaman ayırırken, iş alanlarını da evden ayırmakta daha fazla zorlandı. Medeni durumun yanında çocuk sahibi olmanın da evde çalışma isteğini etkilediği araştırma ile görüldü. Buna göre, çocuğu olmayan çalışanlar arasında olabildiğince evde çalışmayı tercih edenlerin oranı yüzde 35’e yakınken, bu oran çocuğu olanlarda ise yüzde 20’nin altında. Bu arada, pandemi öncesinde de evden çalışma deneyimi bulunanların, pandemi sonrası evden çalışmaya başlayanlara kıyasla daha fazla aile-iş çatışması yaşadığı, gün içinde işten eve geçiş sıklıklarının daha fazla olduğu ve iş alanını evden korumayı daha fazla tercih ettiği de görüldü. Araştırma bulgularına göre karantina döneminin sona erdiği 1 Haziran’ın ardından işe ve eve ayrılan süre hızla artarken kendine ayrılan süre ise düşüş gösterdi. Ayrıca, yöneticisinden ve ailesinden yüksek düzeyde sosyal destek algılayanların fiziksel ve psikolojik zorlanmalarının daha düşük, memnuniyet düzeylerinin de daha yüksek olduğu bulgular arasında.