Paranın rotası yapay zekaya emanet
Finans sektörünü gerek kurumiçi uygulamalar gerek müşteriye sunumlarda yapay zeka odaklı çözümlere ilgisi artıyor. Bu artan ilgi, kaçınılmaz olarak sektörü yeniden tanımlıyor.
Dijital dünya, her sektörde ve her ölçekte yeni oyuncularını yaratıyor. Yapay zekanın daha kolay arayüzler sağlayarak bankacılıkta kullanıcı deneyimini iyileştireceği, kolay veri analizi ve içgörü elde etmeyi sağladığı da bir gerçek. Günümüzde yapay zekanın bankacılıkta maliyetleri azaltmada, müşteri sadakati sağlamada ve sunulan finansal hizmetleri çeşitlendirmede önemli bir payı var. Geleneksel sistemin dışında müşterilerin yeni ürün ve finansal hizmet ihtiyaçlarını dijital ortamlar üzerinden çözen uygulamalar giderek daha fazla önem taşıyor. Tüm bu başlıklar, BTvizyon Dijital’in düzenlediği “Finans Sektöründe Yapay Zeka ve Analitik Uygulamalar” buluşmasında ele alındı. “Finansal Hizmetlerde Yeni Nesil Teknolojiler ve Dönüşüm” başlıklı sunumuyla açılışı yapan KPMG Türkiye Bilgi Sistemleri Risk Yönetimi Bölüm Başkanı Sinem Cantürk’ün belirttiği gibi, teknoloji ürün portföyünü en çok merak eden sektörün finans sektörü olduğunu söylesek yanlış olmaz. Sunumunda KPMG’nin üç küresel araştırmasını paylaşan Sinem Cantürk’ün paylaştığı ilk çalışma, Türkiye’deki CEO’lardan da katkı alınan “Küresel CEO Araştırması. Araştırmayı finansal ve bankacılık hizmetleri üzerine sadeleştiren Sinem Cantürk’e göre, bankacılık sektöründe CEO’lar ayakta kalmak için nelere dikkat ettikleri sorusuna yüzde 69 oranıyla ‘mevcut iş yapış şekillerini değiştirme gerekliliği’ yanıtını verdi. CEO’ların yüzde 58’si yapay zeka uygulamalarını kullanmaya başladıklarını ifade ederken, Sinem Cantürk şu hatırlatmayı yaptı: “Bu rakamlar sadece finansal hizmetler dünyası için. Zira yapay zeka konusundaki bu oran, diğer sektörlerde biraz daha aşağıdaydı. Dolayısıyla, finansal hizmetlerde yapay zeka kullanımı diğer sektörlere göre daha yüksek.”
Yatırımların hedefi yapay zeka
Sinem Cantürk’ün paylaştığı ikinci araştırma; “Yapay Zekayla Yaşam Araştırması” ve katılımcıların yüzde 85’i dolandırıcılığın ve sahtekarlığın durdurulmasında yapay zekanın aktif rol oynayacağını düşünüyor. Yüzde 44 oranında katılımcı da yapay zekanın müşteri deneyimini iyileştirmesini bekliyor. “Karmaşık yapıların daha yalın bir şekilde bize ulaşması noktasında yapay zeka büyük fark yaratacak. Yapay zekadan yararlanma kabiliyetlerini sorduğumuzda yüzde 47’si yapay zekanın kabiliyetlerinden yararlandıklarını söylediler” bilgisini paylaşan Sinem Cantürk, şöyle devam etti:
“Sonuçlar nezdinde, finansal hizmetler liderleri dönüşen ortamda yapay zekaya büyük yatırımlar yapmaya başladılar. Önemli noktalardan biri, dönüşümün sürekliliği açısından çalışanların organizasyon çapında eğitimleri ve yönetişimin yakından takibi. Son araştırmamız da; “Küresel Bankacılık Güvenliği”. Burada banka liderlerine en çok yatırım yaptıkları teknoloji alanlarını sorduk. Yüzde 70 ile gerçek zamanlı risk skorları çıkarabilen finansal işlem izleme teknolojileri yer aldı. Ardından yüzde 67 ile ses, parmak izi veya yüz tanıma sistemi gibi fiziksel biyometri teknolojileri geldi. Yüzde 63 ise kurallar ve makine öğrenmesi ile finansal teknolojileri izleyen teknolojilere yatırım yaptıklarını söylediler. Önümüzdeki yıllarda nelerin ön plana çıkacağını beş maddede toplamak mümkün. Birincisi; müşterilerimizi daha iyi anlamamız gerekiyor. İkincisi; bunu yapabilmek için şirket içerisindeki veri analitiği kapasitemizi ya da veri analizinden faydalanma kapasitemizi geliştirmemiz şart. Üçüncüsü; modernize edilmiş teknolojileri, altyapılarını müşterilere daha akıllı, akılda kalıcı teknolojileri sunma anlamında şirkette konumlandırmamız gerek. Dördüncüsü; risk ve dolandırıcılığa bakış açısının önümüzdeki dönemde değişeceğini düşünüyoruz.”
Risk yönetimi daha da gelişiyor
Hitachi Vantara İş Geliştirme Müdürü İsmail Cingil, “Yapay Zeka Finans Dünyasını Nasıl Değiştiriyor?” başlıklı sunumuyla finans dünyasındaki değişimler, yapay zeka alanındaki gelişimler, fırsatlar ve zorluklara değindi. İsmail Cingil’e göre, finansal sistemlerde genel amaç, güvene dayalı bir sistemin oluşturulmasıdır ve finansal kurumlar da güvene dayalı müesseselerdir. İnsanların yerleşik hayata geçmesinden bugüne uzanan finans tarihine dikkat çeken İsmail Cingil, “Bugün, yapay zeka bir seçenek değil, zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Aslolanın güven olduğu noktada, önemli olan da güvenin bu teknolojilerle sağlamlaştırılması” dedi. Teknolojide yaşanan bu hızlı ivmeler firmalara pek çok fırsatı sunduğu gibi bazı riskleri de beraberinde getiriyor. İsmail Cingil’e göre, bunların birincisi; süreçlerde otomasyon kabiliyetlerinin artırılması ile birlikte maliyetlerin azaltılması ve işlem kapasitelerinin artırılmasının hedeflenmesi. Bir diğeri ise karar alma süreçlerinin iyileştirilmesi. “Burada da yapay zeka, kurumların daha karmaşık verilerle analizler yaparak, daha geniş bir perspektife sahip olmalarını sağlıyor. Bu da daha iyi bir risk yönetiminin yolunu açıyor” yorumunu yapan İsmail Cingil’e göre, özel ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi de bir diğer fırsat. “Birçok sektörde olduğu gibi finans sektöründe de müşterilere özel ürünler sunarken, maliyet açısından feragat etmek gerekebiliyor. Dolayısıyla özel ürünler yüksek maliyetler verebilen müşterilere sağlanabilirken, bu noktada yapay zeka ile birlikte özel ürünler hiçbir marjinal maliyet oluşturmaksızın verilebilecek” bilgisini paylaşan İsmail Cingil, şöyle devam etti:
“Yapay zeka ile çok büyük miktarda verinin analiz edilebilir hale gelmesi ile marj baskısı olan süreçlerde performans iyileştirmelerinin yapılabildiğini göreceğiz. Son dönemde yapay zeka alanındaki çalışanların finansal kurumlara geçtiğini ve buna müteakip finansal sistemlerde daha köklü değişiklikler olacağını söyleyebiliriz. Yapay zeka tüm bu potansiyel ve yenilikleri getirmesinin yanında bunların uygulamaya konulması da göründüğü kadar kolay olmuyor. En büyük sorunlar verinin hazırlanması ve veri akış süreçlerinde yaşanıyor. En iyi veri çalışanları işe alınsa dahi, onların modellerini gerçekleştirecekleri veri akış süreçlerini yönetemezsek bir sonuca ulaşmak mümkün olmuyor. Bir diğer sorun 40-50 yıllık BT yapılarının üzerinde yaşanıyor. Burada kapalı mimariler üzerine kurulan sistemler görüyoruz. Ancak, bulut sistemler gibi daha çevik ortamlarda çalışan yapay zekanın bu sistemlerde uygulanması zorlaşıyor. Gelişmiş ülkelerin bu sistemlerde yapay zekanın limitlerini zorladıklarını görüyoruz. Burada gerekli olan tüm veri kaynaklarına ulaşarak verileri açabiliyorlar, paylaşabiliyorlar ve hızlı bir şekilde AI uygulamalarını devreye alabiliyorlar. Önemli konularda bir tanesi de yetkin insan kaynağının bulunmaması. Bulunsa dahi, talep çokluğundan dolayı bu kişilerin elde tutulmasının zor olduğunu görmekteyiz. Birçok AI projesi de bu sebeplerden ötürü yarıda kalıyor. Yapay zeka uygulamaları nedeniyle işlerini kaybetme korkusu yaşayan çalışanların da direnç göstermesi sorunlardan bir tanesi. Çalışanlarımızı da bu yeni iş modellerine alıştırabilmemiz lazım. Bir diğer sorun; yasal sorumluluklar ve yaptırımlar. Finansal kurumlar bir karar aldıklarında bunun açıklamasını şeffaf bir şekilde yapabilmeleri gerekiyor. İşlem ve hassas verilerin korunması da önemli konulardan bir tanesi. Bu kadar karmaşık sistemlerin yer aldığı, yüksek oranda veri alışverişinin bulunduğu bir ortamda veri güvenliğinin sağlanması, kişisel verilerin güven altında tutulması çok önemli. Tüm bunlar neticesinde yapay zeka alanında bir ilerleme kaydetmek gerçekten zor. Dolayısıyla yapay zekayı uygularken bu zorlukları aşmamız gerekiyor. Hitachi Vantara olarak sahip olduğumuz Lumada ailesi ile geleneksel, büyük veri, bulut gibi ortamlardan veriler alınabiliyor, self-servis ihtiyaçlar karşılanabiliyor, veri hazırlama süreleri minimuma indirebiliyor. Yapay zeka tabanlı veri kataloğu çözümü sayesinde ise hassas verileri kontrol edebiliyoruz. Yapay zekanın en çok etkilediği sektörlerden biri olan finans sektörü, aynı zamanda yasal düzenlemelerin yoğun olarak yer aldığı bir sektör. Verilerin daha iyi yönetilmesi ve korunması noktasında sunduğumuz çözümlerle yapay zeka projelerini gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Yapay zeka artık bir zorunluluk; ama en önemlisi bu dönüşümü sürdürülebilir bir şekilde gerçekleştirmek. Hitachi Vantara olarak verinin uçtan uca yönetimini sağlayacak çözüm ve hizmetler sunuyoruz.”
Artan rekabette kazananı yapay zeka belirleyecek
Dijital buluşma, her zaman olduğu gibi bir panelle tamamlandı. “Finans ve Bankacılık Yeni Bir Evrimleşme Sürecinde” başlıklı paneli BThaber Editörü Handan Aybars yönetirken, katılımcılar ise SAS Türkiye ve Orta Asya Müşteri Danışmanlığı Ülke Müdürü Altan Atabarut, Allianz Türkiye CIO’su Evren Ayorak ve Vakıf Katılım Bankası CIO’su Mehmet Bütün oldu. Küresel bazda bankacılık ve finans sektörünün yapay zeka ile nasıl bir dönüşüm sergilediğini anlatan Altan Atabarut’a göre, dijital dönüşüm sadece bankacılık, finans, ödeme sistemlerini değil, aslında tüm sektörleri kökten değiştiriyor. Sektör bağımsız olarak ‘analitik okuryazarlık’ kavramına aşina olmamız gerektiğine dikkat çeken Altan Atabarut, “Türkiye Bilişim Vakfı ile bir inisiyatif başlatarak bu konuda öncü olduk. Çünkü sadece veri okuryazarlığı yeterli değil. Bu, şirketteki herkesi etkileyen bir konu” vurgusunu yaptı. Bu nedenle finans, muhasebe, risk yönetimi, pazarlama başta olmak üzere departman ve sektör bağımsız herkesin yapay zeka ve makine öğrenmesi konuşacağını belirten Altan Atabarut, devam etti:
“Rekabet çok artıyor ve müşteriye çok hızlı bir cevap verilmesi gerekiyor. Bunu yakalayamayanlar, çok zorlanacaklar. Bilgiyi çok hızlı bir şekilde yakalayabilmek ve işleyebilmek gerekiyor. Sürekli veriye bakılan, verilerden içgörü çıkarılan, aksiyon ve geri bildirim alınan süreçlerin yaşanması gerekiyor. Bu proje bazlı değil, uzun bir yolculuk. Sürekli öğrenme, kendimize ve sistemlere yatırım yapma gibi bir akış var.”
“Veri, bir kültür dönüşümü ve bu dönüşüme hemen başlamazsanız geç kalıyorsunuz” diyen Evren Ayorak’a göre, bu, uzun bir yolculuk, doğru zamanda başlamak için gerekli yatırımları yapmak şart. “Finans ve bankacılık olgusunu, bankacılık ve sigortacılık olarak düzeltmek gerek” eklemesini de yapan Ayorak, ekledi: “Sigortada acente tarafında da müşteriye dokunan en önemli taraf; yalınlık. Biz Allianz olarak özellikle satış sonrası servislerimizin API’larını oluşturmaya çalışıyoruz. Sadece bizim ürettiğimiz araçlarla değil, sektörde bir pazar yeri yaratıp müşterilerimize destek olmak istiyoruz. Sektördeki diğer paydaşlarla birlikte değer oluşturabilecek bir ekosistem yaratabilirsek çok farklı bir kanaldan müşteri memnuniyetini artırmak mümkün olur.”
Mehmet Bütün de kurumsal BT stratejilerini şöyle anlattı: “Vakıf Katılım, yaklaşık 4 yıldır operasyonlarına devam eden genç bir kurum. “Yerinde Ar-Ge Merkezi”, “Üniversite ve Teknoparklarla Çalışma” gibi sıfatlarımız, tekno gelişim sermaye yatırımı ortaklığımız var. Ana bankacılık yetkinliklerimizi artırmaya devam ederken, dijital temassız teknolojiler üzerinde duruyoruz. Blockchain, açık bankacılık, biyometrik imza, yapay zeka, RPA alanlarında yaptığımız yatırımlar, örneğin şu an 7-8 aktif robot yatırımımız var. Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi girişimine dahil olduk. Yapay zeka ekosisteminde aktif işbirlikleri ile yatırımlarımız devam ediyor.”
Etkinliğin videosuna www.bilisimzirvesi.com.tr/bz/finans adresinden ulaşabilirsiniz.