Paranoya gözetimi
Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu NSA ve onun dünyadaki klonları aynı mantıkla çalışıyor: Saklayacak gizleyecek bir şeyin yoksa, korkacak bir şeyin de yok.
Yüzyıllarca kavga, dövüş, savaş, ihtilal, iç savaş, dış savaştan sonra damla damla Batı uygarlığının DNA’sına sinen (ona eklemlenen, parçası haline gelen) demokratik haklar ve kişisel özgürlükler gibi “ince hukuk” ayarlarına bu yukardaki naif cümle hiç uymuyor. Çünkü uygar, modern, katılımcı, yönetişimci post-demokrasilerde sorunlar, hukuk-öncesi ilkel formüllerle çözülmüyor. Tam tersine, sivil toplumlu, siyasi katılımlı, ve hatta yarı-referandum türü çoğulcu fikirlere de önem vererek ilerleme örnekleri –yavaş da olsa- artıyor.
NSA ve klonlarının görüşüne göre, “ortalama” bir kişinin (Çan Eğrisi’ndeki yüzde 60) Facebook hesabında “ortalama” 190 arkadaşı olurmuş. Bunlardan 50 tanesi “Birinci dereceden arkadaş” sayılırmış. Eğer sen, bu birinci sınıftan birine telefon edersen, eposta atarsan v.b. NSA ve klonları, derhal bu “ilk 50” kişinin ilişkide “olabileceği” 8,170 kişiye de (vallahi istatistik böyle diyor!) “hmmmm?” diyerek bakar ve bir kenara yazarmış. Bu 8 bin kişi, senin “İkinci dereceden” arkadaşınmış… Ama dahası var. Bir çember daha var NSA’gillerin kafasında: Evet, bildiniz, “Üçüncü dereceden arkadaşların.” Kaç kişiymiş meğer bunlar? Sıkı durun: 1 milyon 334 bin 978 kişi. Evet evet, NSA’giller senin tek bir ilişkinden, hiç üşenmeden bu kadar milyon kişiye kadar isimleri tarıyor. Acaba içlerinde terörist var mı diye?
NSA, sadece üst veri topladığı, iletişimin “içeriğine” bakmadığı iddiasında. İngiltere’nin merkezi istihbarat kurumu GCHQ ile NSA ortaklaşa çalışıyor. Snowden’in “yeni” açıklamasına göre Dishfire adlı programdaki veri tabanıyla 2012 sonuna kadar GCHQ, her gün ortalama 200 milyon mesaj toplayıp saklamış.
Bu işleri dünyaya açıklayan gazetelerden Guardian’ın sitesinde anlamlı bir sayaç var. NSA hakkındaki mükemmel dosyanın bir kenarında, “Siz bu satırları okuyana kadar NSA, şu kadar terabit veriyi incelemek amacıyla seçti. Bu miktar, bilmemkaç yüzbin adet 2-saat süren film DVD’si demektir” yazıyor. Ve terabit artıyor, artıyor. Gündelik yaşamda anlamı olmayan miktarlara doğru gidiyor. Çünkü NSA’giller, “Biz samanlıktaki iğneyi arıyoruz. Onu bulmak için bütün samanlığı aramamız lazım” diyor. [Bkz: NSA Files: Decoded. 01.11.13]
NSA’gillerin bu paranoyasını protesto günü ABD’de saptandı: 11 Şubat. Bakalım, SOPA/PIPA aleyhinde 2012’de kararan ekranlar, 11 Şubat’ta da kararacak mı?