Patent hakları davaları
Son aylarda teknonoji dünyasında patent haklarını korumak amacı ile birçok şirketin yargıya başvurduğu görülüyor. Bu şirketlerin başında Apple’ı, Samsung’u, LG’yi ve diğer sekiz rakibini geçtiğimiz Ekim ayından itibaren altı hafta içinde dava eden dünyanın en büyük mobil telefon üreticisi Nokia geliyor.
Küresel ekonomik kriz nedeniyle satışların azaldığı ve dünya pazarlarında rekabetin gittikçe büyüdüğü, kar marjlarının düşüş eğilimine girdiği bir dönemde mobil telefon şirketlerinin patent haklarını yasal yollarla korumaları yolunda attıkları adımlarla mahkemeler şirket avukatlarının savaş alanına dönmüş bulunuyor. Mobil telefon şirketlerinin son finansal raporlarında çoğunun patent konularında davacı ve davalı oldukları görülüyor. Son olarak 2008 yılında bir Amerikan mobil telefon yongaları üreticisi olan Qualcomm’un Nokia’ya açtığı patent davası bu şirketin15 yıl süreyle patent kullanma hakkı için Qualcomm’a yılda 400 milyon dolar ödemeyi kabul etmesi ile sona erdi.
BlackBerry üreticisi Kanada şirketi Research In Motion (RIM) ise 20 adet patentini kullandığı gerekçesi ile Motorolayı dava ederken bu şirket de RIM’e patentleri için bir karşı dava açmış bulunuyor. Apple da dokunmatik ekran patent hakları için Shigeru Saito adlı şirkete karşı Japonya’da açtığı davayı kazandı. Nokia ise Robert Bosch’un mobil portföyünü satın alan bir Alman patent şirketi olan IPCom tarafından aleyhine açılan ve 160 mobil patentini kapsayan 12 dava ile uğraşıyor.
Son derece hızlı gelişen mobil teknolojisinde ticari ömrü kısa olan ürünlerin patent hakkını ve geliştirilen yeni teknolojiler ile sağlanan avantajlarını korumak için şirketlerin fikri mülkiyet hakları şimdi çok daha önem kazanıyor. Ekim ayında Nokia’nın kendisine ait olan üçüncü kuşak kablosuz patentlerden on adedini iPhone için kullandığını iddia ederek Delaware eyaletinde Apple aleyhine açtığı dava sürüyor. Nokia ayrıca Amerika ve İngiltere’de LCD fiyatlarını yüksek tutmak amacı ile bir kartel oluşturdukları iddiası ile Samsung, LG, Philips ve Sharp aleyhine yargıya gitmiş bulunuyor. Genelde bir şirket patent ihlali ile davalı olduğu zaman dava edene karşı da dava açıyor. Bunun örneği son olarak yukarda belirtilen davaya karşılık olarak Apple da dava konusu patentlerin artık geçerli olmadığı gerekçesi ile Nokia’ya dava açmış bulunuyor.
Özellikle mobil teknolojisinde sürekli çoğalan şirketlerin geliştirdikleri ürünler için alınan patentlerin sayısındaki büyük artış ve bu ürünler arasındaki farkların çok küçük olmasının patent haklarının korunmasında sorunlar yarattığı gözden kaçmıyor. Mobil telefonların gittikçe bir cep bilgisayarı olmasında yolunda atılan adımlar karşısında fikri mülkiyetlerini korumaları sadece büyük şirketler için değil aynı zamanda küçük şirketler için şimdi çok daha önem kazanıyor. Örneğin sadece 24 çalışanı olan ve televizyon yayını sinyalleri ile yoğun kentsel bölgelerde mobil aletlerin yerini saptayan bir teknolji geliştiren Kaliforniya’daki Rosum şirketinin aldığı patentlerin sayısı ise 71 adet. Büyük şirketlere teknolojilerini satarak büyük gelirler sağlamayı umut eden Rosum gibi küçük şirketler bu nedenle patentlerini korumak için büyük çaba göstermek zorunda kalıyorlar.
Açılan davaların sonuçlanması uzun süre alırken davaların neden olduğu maliyet de son derece yüksek oluyor. Örneğin, RIM bir patent davasını uzlaşma yolu ile sonuçlandırmak için mobil e-posta şirketi olan Vito’ya 267.5 milyon dolar öderken mahkeme masrafları için de ayrıca 168 milyon dolar ödemek zorunda kaldı. Bu nedenle Nokia’nın Apple, Samsung ve diğerleri için açtığı davaları kazanması bu şirkete mali açıdan fazla bir şey kazandırmayacağı ancak patent haklarının korunduğu yönünden hissedarlarına güvence veren ve mobil endüstrisi için bu konunun önemini hatırlatan bir mesaj olduğu kabul ediliyor.