Patentte trajik komedi
Geçen hafta medyada, “Türkiye’de icat sayısı patlama yaptı, bir önceki seneye göre % 13 arttı” tarzı haberler yayınlandı. Bir ülkenin patent zenginliği, başvuru sayısında değil, patent tesçiliyle ölçülür. Ancak, sayı yetmez. Patentin içerdiği yeni bilgi, ürüne dönüşme potansiyeli daha önemlidir. TPE’den bu tür bilgiler gelmiyor. Sadece sayılar geliyor o kadar. Ek olarak, TPE’nin, ülkemizin kaç adet Triadik Patent sahibi olduğunu ve konularını neden açıklamadığını da merak ediyoruz doğrusu. (Bu patent; AB, ABD ve Japonya patent kurumlarınca ortaklaşa tesçil edilir). TPE, ayrıca neden nanoteknoloji, biyoteknoloji, ileri teknoloji patent başvurularını, tesçillerini duyurmuyor?
Medyaya yansıdığı kadarıyla, başvuru “patlaması” sağlayan (!) bazı örnekler:
Sökülüp katlanabilir tabut: Cenazelerin nakledilmesine kolaylık getirme iddiasındaki bu tabut, cenazenin ardından istiflenerek taşınabiliyor.
Soğutmalı musalla taşı: Cenazeyi özellikle yaz aylarında güneşten ve sıcaktan koruyan bir soğutma tertibatına sahip musalla taşı.
Çay demleme tepsisi: Her yerde çay demleme imkânı veren ürün mum, köz, elektrik veya gaz ile çalışabiliyor. Ayrıca elektronik, dijital veya kum saati aracılığıyla demleme zamanı ayarlanabiliyor.
Kameralı kasa: Bankaların veya benzeri işletmelerin sunduğu emanet kasaların, müşteri tarafından istenilen her an uzaktan kontrol edilmesini sağlıyor.
Hareketli balkon: Bilinen teknikte sabit olarak imal edilen balkon ve verandaların, istendiğinde açılabilmesine ve istendiğinde kapatılarak yerine gizlenebilmesine imkân veriyor.
Seccade otomatı: Banka kartı, banknot ve bozuk para ile otomattan seccade temin edilebiliyor.