Paylaşım ekonomisi giderek büyüyor
Merhaba,
Yeni normalimizle yaşamaya alışırken, bu yolda türlü destekler sunmaktan yılmayan markaların önemi büyük. Bunlardan biri olan Coca-Cola Türkiye, pandemiden en çok etkilenen sektörlerden yeme–içme sektörüne yönelik desteklerine devam ediyormuş. Yeni proje de en uzun gün ve yazın başlangıcı 21 Haziran’da başlamış. Bu kapsamda 56 şehirdeki toplam 689 işletmeye ve 14 ulusal zincir restorana, Google Programatik Ağı üzerinden tanıtım desteği verilecek. Google Programatik Ağı’nda da mekanların yeniden açıldığı bilgisi ve Coca-Cola ile avantajlı menülerin duyurusu yapılacak. Lokasyon ve zaman bazlı iletişim uygulaması sayesinde tüketiciler çevrelerindeki lokasyonların iletişimini Google aramalarında görebilecek. İlgili lokasyonlara yol tarifi de alınabilecek. Coca-Cola’nın yeni projesi kapsamındaki tanıtım çalışmaları 6 hafta devam edecekmiş. 2020’de “Aç Kendini Hayata” kampanyası ile karantina sonrası yeniden açılan ve yeme-içme sektöründe hizmet veren 500’ü aşkın işletmeye tanıtım desteği sağlayan, “1 Menü Alana 1 Menü Hediye” ve “Bu Coca- Cola Bizden” kampanyalarıyla Coca-Cola, küçük yerel işletmelere dağıtılmak üzere toplam 17 bin hijyen kiti hazırlayarak bu kitleri Türkiye genelinde toplam 12 bin noktaya ulaştırmış. Pandeminin başında, TURYİD ve TÜRES işbirliği ile 15 binden fazla yeme-içme hizmeti sektörü çalışanına temel gıda ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için Ahbap Derneği aracılığıyla alışveriş kartı desteği sağlandığına da bu sayfalarda yer vermiştim zaten.
Bilirsin tasarrufu severim. Bu rotamda, sevdiğim bir marka olan Decathlon’dan bir bilgi vereyim sana. Çünkü kullanmadığımız spor ürünlerimizi, hem de hangi marka olursa olsun, Decathlon 2. Şans mobil uygulaması üzerinden başka bir sporsevere satıp yeniden kullanıma kazandırabiliriz. İhtiyacından fazlasını alıp bunları kullanmayanlar, onarılabilecekleri çöpe yığanlar için de bu paylaşım ekonomisi ve sürdürülebilirlik adımı ilginç olacak. Bu arada, küçülen B’twin çocuk bisikletlerini Decathlon sizden satın alıyor, başka bir çocuğun pedal keyfi haline getiriyor. Ömür boyu garantili bir bisikletten de bunu beklerim zaten.
Evet, ödül vakti… Özgün insan kaynakları uygulamalarıyla Kuveyt Türk, Great Place to Work Enstitüsü Türkiye tarafından “Türkiye’nin En İyi İşvereni” seçilmesinin ardından aynı organizasyonda “Finansın En İyi İşvereni” de seçilerek üst üste dördüncü kez ödüle layık görülmüş. Sikayetvar.com tarafından bu yıl 6’ncısı düzenlenen A.C.E Awards “Mükemmel Müşteri Memnuniyeti Başarı Ödülleri” sahiplerini bulmuş. 17 farklı sektörde müşteri deneyimini en iyi yöneten ulusal ve uluslararası markaların değerlendirildiği yarışmada, SOCAR Türkiye’nin alternatif telekom sektöründeki iştiraki Millenicom, “müşteri merkezli kusursuz hizmet” vizyonuyla yürüttüğü çalışmaları ile iletişim sektöründe Gold ödülü kazanmış. Teknosa ise Awards International’ın Türkiye’de ilk kez düzenlediği ve markaların müşteri odaklılık hedefiyle gerçekleştirdiği başarılı çalışmaların değerlendirildiği Türkiye Müşteri Deneyimi Ödülleri’nde “En İyi Omnichannel Müşteri Deneyimi” kategorisinde Altın Ödül kazanmış. Teknosa, Kasım ayında uluslararası yarışmaya da finalist olarak katılacak.
Teknolojide Kadın Derneği’nin (Wtech), kadın girişimcilere yönelik, tarımın sürdürülebilirliğine katkı sağlayacak ve etkisini güçlendirecek yeni fikir, proje, ürün ve hizmetleri teşvik etmek amacıyla düzenlediği Tarım ve Orman Bakanlığı’nın da desteğini alan “Tarımda Teknolojik ve İnovatif Çözümler” yarışmasında ödüller sahiplerini bulmuş. UNDP’nin Küresel Amaçları kapsamında, “Açlığa Son” başlığı çerçevesinde kurgulanan, “Üniversite” ve “Girişimci” olmak üzere iki ayrı kategoride düzenlenen yarışmada Erken Aşama Girişimci ödülünün sahibi Nanomik adlı girişimi ile Buse Berber Örçen olmuş. Üniversite kategorisinde ise ConFarm ekibi birinci, Mühendis Beyinler ikinci, Kybele’s Garden ekibi ise üçüncü seçilmiş.
Ödül gibi bir haberim var. Dünyada bir ilki 2015 yılında Türkiye’de başlatarak, ortalama 10 dakikada market ürünlerini kullanıcılarla buluşturan Getir, Londra ve Amsterdam’ın ardından Avrupa’nın iki önemli şehrinde, Berlin’de ve Paris’te de faaliyete başlayarak hizmet verdiği ülke sayısını 5’e çıkarmış.
Yayınevlerinin yayın öncesi maliyetlerini sıfıra indiren Kitapyurdu Doğrudan Dağıtım (KDD), pandemi döneminde zor günler geçiren sektöre can simidi oldu. KDD sistemi yayınevlerinin hiçbir maliyet yüklenmesine gerek kalmadan baskı yapabilmesine, bu baskıların dağıtımını gerçekleştirmesine ve satıştan doğrudan kâr almasını sağlayan bir yapı üzerine kurulu. Yayınevleri hem yayın öncesi giderlerini sıfıra indiriyor hem satışı yapılmamış hiçbir eserin maliyetini karşılamak zorunda kalmıyor. KDD, yayınevlerinin yerine baskı ve dağıtım işini ve maliyetlerini üstleniyor. Kitapyurdu.com Kurucusu Sadi Kizir; “KDD ile sektörel inovasyon sağlayan bir yapı kurduk. KDD ilk 5 ayda 59 yayınevinin 401 farklı eserini okurlarla buluşturdu ve 15 binden fazla kitap satışı gerçekleşti” demiş.
Mevzu kitapsa, devam o vakit… Sabancı Vakfı’nın çocuklara hayvan ve doğa sevgisi kazandırmak üzere hazırladığı Papuduk kitap setinin 2. serisi yayınlanmış. Papuduk kitap seti, Tekir Kitap aracılığıyla Türkiye’deki tüm çocuklara ulaşmayı bekliyor. Yeni çıkan ikinci seri aynı zamanda online ve fiziksel satış kanallarından satın alınabilecek ve Askıda Kitap yöntemiyle dezavantajlı bölgelerdeki çocuklara hediye edilebilecek.
Son kitabım ise ödüllü Japon yazar Yoko Ogawa’dan distopik roman “Hafıza Polisi”. Kafka Kitap logosuyla raflarda yerini alan kitap, hafızanın gücüne ve unutarak kaybedilenlere odaklanıyor.
Haftaya buradayım,