Perhiz ve turşu
Cumhurbaşkanı’nın Twitter’dan mesaj yollaması, Twittersever basınımızın pek hoşuna gitti. Daha önce kendisiyle “hukuku” olan bir yazar, “Çocuklar nasıl?” diye sormuş hemen. Diğer bazıları, bu Twitter hesabının “gerçek” olduğuna inanamamış. Onlar yazmışlar, ama yanıt almamışlar. CB henüz kimseyi “izlemiyor”muş! Köşk bunu, herhalde bir tür halkla ilişkiler şıklığı olarak kullanacak? Eh, çağdaş ve güncel bir yöntem. İyi.
Basınımızın ilk heyecanı geçtikten sonra bu girişimin ne işe yarayacağı meçhul. Bizde her yenilik, hızla tüketilir ve modası çabuk biter. CB, klasik basına vermeyeceği bilgileri Twitter’da verecek değil. Ama keşke gerçekten basınla etkileşimli bir iletişim kursalar.
Basınımız, Twitter’la ilgili çocukça coşkusu ve el çırpmaları arasında “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Milletvekili Seçimi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”daki 5. Madde’deki şu cümleyi göremezdi. Görmek, Yurtsan Atakan’a nasip oldu (Akşam, 11/4 ve DigitalAge/Mayıs):
“Vatandaşların, elektronik posta adreslerine gönderilecek mesajlarla, taşınabilir veya sabit telefonlarına sesli, görüntülü veya yazılı mesaj göndermek suretiyle propaganda yapılamaz. Ancak, siyasi partilerin kendi üyelerine gönderdiği sesli, görüntülü veya yazılı mesajlar her zaman serbesttir.”
Ey Türk seçmeni! Burada, Obama türü bir sosyal medya iletişimiyle kampanya olamaz. Partiler, “bize oy verin, çünkü…” diyerek sana e-posta, Twitter, SMS yollayamaz.
5980 sayılı bu kanun 8 Nisan 2010’da kabul edildi. Resmi Gazete’nin 27548 sayılı nüshasında 10 Nisan’da yayınlandı. Hayırlı olsun.