PHILAE’den Dünya’ya: GOOOL! Yeni adresim 67P…
veya İnternet Yönetişim Forumu (IGF) İstanbul’daydı. Peki, bizler neredeydik ?!
Bu sözlerin bize ulaşması yaklaşık 28 dakika 20 saniye sürdü. İnsanoğlunun 10 (yazıyla ON) yıl önce planladığı ve 12 Kasım 2014 Çarşamba günü Türkiye saatiyle 18:00 civarında gerçekleşen bu olaya şahitlik eden bizler ne düşünmeliydik?
Belki de en kolayından şöyle sormalıydık:
-Uzay aracı Rosetta adı nereden geliyor?
-Rosetta’nın taşıdığı uzay sondası Philae adı bize ne hatırlatmalı?
-Philae’nin indiği yere verilen Agilkia adı nereden alındı?
-Rosetta uzay aracı ile 67P/ Churyumov-Gerasimenko adı verilen bu kaya birlikte 60.000Km. hızla hareket ederken bu iniş nasıl gerçekleştirilebildi?
Yukarıdaki soruların cevaplarına yabancı kaynaklardan (ülke basınından değil) kolayca erişebilirsiniz. Sadece merak etmeniz yeterli olacaktır. Bu örnek bile bize birçok şeyi anlatıyor..
Bildiğiniz gibi İstanbul’da, Birleşmiş Millettler himayesinde 1-5 Eylül tarihleri arasında “Çok Paydaşlı Güçlendirilmiş İnternet Yönetişimi için Kıtaları Birleştirmek” teması altında inanılmaz büyüklükte bir organizasyon gerçekleştirilmişti. BTHaber daha forum başlangıcında özel IGF eki yayımlayarak konuya verdiği önemi vurgulamış, ardından da yaptığı “IGF kıtaları birbirine bağladı” haberiyle yetkililerin sözlerine de yer vererek sorumluluğunu yerine getirme gayreti sergilemişti. Ben de toplantılar sırasında dergideki dostlarla yaptığım sohbetlerde bu toplantılardan en az 5-6 haftalık yazı çıkar şeklinde görüş belirtmiştim.
Sayın BTK Başkanı Dr.Tayfun Acarer ile yaptığım söyleşiyi -panelde Üniversitelerimizin nerede olduğunu soran ilk kişi olarak- konuya gerekli ilginin yaratıldığı varsayımıyla yazıya dökmedim. Çünkü, Sn.Acarer’in “Türkiye’ye duyulan güvenin ortaya çıktığı” ve “Türkiye, uluslararası bilişim merkezi haline geliyor” ifadeleriyle somutlaşan bir görüşün hakim olduğu inancı beni rahatlatmıştı. Hatta IGF toplantıları sırasında çok önemsediğim “2014 Küresel Bilgi Toplumu (GIS) gözlemleri”ni ve IGF’ye alternatif olarak düzenlenen “Yönetişimsiz İnternet Forumu”yla ilgili görüşlerimi yazmayı bile erteleyip gelişmeleri takip ederken tamamının kafamda olgunlaşmalarını beklemeyi planlamıştım.
Bu kararım, bir taraftan başlıkta yer alan olayı takip ederken ardından BTK internet sitesinde IGF sonuçlarını ve varsa bize sağladıklarını aramaya başlamamla değişti. Sitede verilen bilgilerde ilk üç başlık;
-Bakan Elvan: İnternet Evrensel Beyannamesi Hazırlanmalı.
-BTK Başkanı Acarer: Bilgi Petrolden Daha Değerli.
-BM Genel Sekreter Yardımcısı Hongbo: İnternet Açık ve Güvenli Olmalı., şeklindeydi…
Oysa,bu yıl ülkemizde BM himayesinde yapılan IGF toplantılarının neredeyse tamamında konuşma yapan yabancı devlet adamları ve konuklar (mazur görün ülkemden katılım yok denecek sayıdaydı) söze; -IGF, demokrasi ve özgürlük adına tarihe not düşülmesini sağlıyor! Çünkü, demokrasi ve özgürlüğün olmadığı, kısıtlarla sarmalanmış, eğitimi sorunlu ve yeni yetkinlikler üretemeyen bir toplumdan ne Ar-Ge ne de yenileşim (inovasyon) bekleyebilirsiniz, diye başlıyorlardı.
Sözü son olarak basınımızda maalesef yer almayan IGF oturumlarından ikisine getirmek istiyorum. Bunlardan birincisi Sn.Güneş Tavmen’in Küresel Bilgi Toplumuna (GIS) sunduğu 20 sayfalık “Türkiye’de internet hakları yönünden neler ters gidiyor?” başlıklı raporu1, diğeri ise Sn.Evin Barış Altıntaş’ın “Gözetim devleti isteniyor”adlı raporu2.
Küresel Bilgi Toplumu (GIS) gözlemlerinin tartışıldığı oturumu tüm okuyucularımızın izlemesini isterdim. Forumda bir ilk gerçekleşmiş ve katılımcılarla dinleyiciler yerde oturmayı göze alarak inanılmaz bir kalabalık oluşturmuşlardı ve ne yazık ki içeride Türkiye raporu sunan dahil sadece 5 kişiydik.
Bu arada “serbest konuşma bölümü”nde söz alan ve “Freedom House” adına konuştuklarını söyleyen iki genç kızımızın son derece akıcı bir dille aktardıkları bilgiler hepimize ders olacak bir içeriğe sahipti.
Lütfen bana, söze Philae ile başladın, nerede bitiriyorsun? diye sitem etmeyin. Benim de sizler gibi kafamın karışmış olması normal değil mi? İnsanoğlu 500 milyon kilometre ötede 60.000 Km. hızla giden bir kaya parçasıyla (Basında hala kuyruklu yıldız yazıyorlar. Hayal dünyalarındaki ışığı kaybetmemelerini dilerim) çamaşır makinası büyüklüğünde bir cismi buluşturuyor. Biz elaleme imrenip duruyor, her ne sebeptense bazen devletin bazen de kurumlarımızın yeterli özen ve nezaketi göstermeyip katılmadığı Ar-Ge, İnovasyon (Yenileşim) fuarları düzenleyip en kıymetli varlığımız olan zamanı harcayıp duruyoruz.
Sonuç olarak, hepimiz aynı teknedeyiz ve oturup düşünmemiz gerekiyor. Çok az bilinen bir atasözümüz der ki; eğer bir kuyudan su çıkmıyorsa, o artık bir kuyu değil sadece çukurdur!
Yani kötümser olmamamız için sebep yaratmak gerekiyor. Yaratacaklara en içten saygı ve sevgilerimle.
K.İhsan Mutlu
2http://www.giswatch.org/sites/default/files/so_you_want_a_surveillance_state.pdf