PM Summit 2019 İstanbul’da gündem: Gelecek Yönetimi
PMI Türkiye İstanbul’da Gelecek Yönetimi teması ile PM Summit’in 2019 yılı etkinliğini düzenledi. İlgi ile karşılanan etkinlikte, geleceği yönetmek için şimdiden yapılması gerekenler, dönüşüm modelleri, dönüşüm sırasında tüm parçaları birleştiren proje yöneticilerinin rolü ve evrimi konuşuldu.
Etkinlik konuşmacıları arasında yer alan PMI Yönetim Kurulu Üyesi Galen Townson ile bir de röportaj gerçekleştirdik. ‘’Yönetim bizim için bir öncelik ve PMI Global olarak karar alma süreçleri takibimizde. Ama Türkiye’deki gibi her bölüm, belli bir süreç ve otonomi anlamına geliyor. Biz onlara ne yapılması gerektiğini söylemiyor, onları çalışmalarında destekliyor, proje yönetiminde önlerindeki fırsatları ve neler yapabileceklerini gösteriyoruz’’ diyen
Towson, sorularımızı yanıtladı:
PMI bir süre önce global bazda logosunu değiştirdi. Bu proje yönetim yaklaşımında da değişimler getirdi mi?
Bazı değişimler görünür bazı değişimler ise içerde gerçekleşir. PMI kendini dönüştürmeye çalışıyor, daha güncel olmak, daha fazla değer sunabilmek için bunu yapıyor. Hem de sadece esas hedef kitlesi olan proje yöneticileri için de değil… Sonuçta proje yöneticileri küresel bazda şirketlerine ve kamuya hizmet verir. Şirketlerle ve gönüllülerle çalışıyoruz ve global yönetim kurulumuz var. Önde gelen şirketler ve küresel bazda hükümetler de bu yapıda yerini alıyor. Bu buluşmalar bugün için de gelecek için de önemli. 10-20 sene öncekinden çok daha farklı bir proje yönetim yapısı var artık. Geleceğin proje yönetimi de doğal olarak farklı olacak. Bu nedenle bugünün birliği olarak değil, geleceğin de birliği olarak hareket etmemiz gerekiyor. Proje yönetiminin geleceğe yönelik dönüşümünde bazı adımlar görünür ama bazıları da içerde gerçekleşir. Merkezimiz olan Florida’da yönetimsel bazda önemli değişimler var. Dünyanın birçok noktasında ofislerimiz var.
ERP, 10 – 15 yıl önce temel iş ve yapılması gereken bir çalışmaydı. Bugün ise müşteri odaklı strateji, kurumsal çeviklik, stratejik odaklanma önemli. Ama yönetim merkezleri ile daha yakın çalışırsanız, fikirlerinizi anlatmanız zor olur. Çünkü hemen hemen her şirkette olduğu gibi sistemler eskidir. Müşteri için değer yaratmak istediğinizde eğer kötü sistemleriniz ve sıkıntılı süreçleriniz varsa, her adım çok zaman alır. Örneğin; ülke bazında farklı ücretlendirmeler ve para birimlerindeki dalgalanmalar, süreçleri de etkiler. Her şeyi kolaylaştırmak ise aslında çok zor değil. Temel başlıklara odaklanın. Bugün aslında proje yöneticilerinin büyük bölümü son derece dinamik. Bu bile önemli bir değişim. Bu nedenle geçmişi unutmayalım ama gelecek için yaratmaya ve bu amaçla işbirliğine odaklanalım.
Stratejik çevikliğe odaklandınız. Gelecek 5 yıl için kurumsal stratejik çeviklik konusunda öngörüleriniz neler?
PMI kapsamında kurumsal çevikliği farklı şirketler için de geliştirebilirsiniz. Mesela daha iyi sistemler geliştirerek PMI kapsamında daha hızlı dönüşebiliyoruz. Ayrıca şirketlerin kullanabileceği yeni çevik çerçeveler de geliştiriyoruz. Geleceğin veri yapısı ve şirketlerin nasıl değer elde edeceğine baktığımızda çevikliğin önemini anlıyoruz. ACP (Agile Certified Practitioner) ve çeviklik rehberimiz var, ama bunlar küçük ekipler için yeterli olabilir, şirket bütünü için değil. Bu yüzden pazarda bu amaçla satın alma veya birleşme odaklı potansiyelleri görmeye çalıştık. Bir süre önce iki şirket aldık: Disciplined Agile (DA) ve FLEX. Her ikisi de kurumsal çeviklik odaklı. Bu yönüyle disiplinli bir çeviklik yapısı, ekip bazında da kurgulanabilir. Ayrıca bu yapı, şirket bütününde ekipler arasında verimli işbirliklerinin de önünü açar. Kurumsal çeviklik aslında destek ve doğru çerçeveler demek. Biz de proje yöneticileri olarak sürekli öğreniyor ve şirketlerimizi doğru yönlendirmeye odaklanıyoruz.
Türkiye ve bölgede proje yönetimine, çevik dönüşüme bakış hakkında yorumlarınız neler?
Bölgeye dair detaylara hakim değilim. Ancak Türkiye’nin uluslararası altyapı anlamında inanılmaz projelere imza attığını söyleyebilirim. İstanbul Havalimanı bunun bir örneği. Türkiye, büyük projelerin ülke için sağlayacağı faydaların farkında. Türkiye’de girişimcilik yapısı da Avrupa’nın tamamı ile kıyaslandığında güçlü. Türkiye’nin iyi projeleri, yetkin proje yöneticileri var ve güçlü bir ekonomi için doğru konumlanıyor. Genç nüfus da mevcut. Türkiye, güçlü bir gelecek için bence çok iyi konumlanıyor.
PMI Global ve Türkiye Chapter’ı olarak baktığımızda, herkesin proje yönetimi ekseninde planları ve hedefleri var. Gelecek 5 yılda bu hedeflerimize sizce nasıl ulaşabiliriz?
Projelerimizin hedefi ise şirketlere yardımcı olmak, ayrıca toplumsal gelişimi de desteklemek. Küresel olarak en büyük etkiyi yaratacak fırsatların neler olduğuna baktığımızda, bunların gelişmekte olan ülkelerde öne çıktığını görüyoruz. ABD gibi gelişmiş ülkelerin yanında Afrika, Ortadoğu ve Asya’dakiler gibi gelişmekte olan ülkeler var. Bu noktada bizim yapmamız gereken sadece para kazanmak olmamalı, iyi ve doğru olanı yapmak önemli. PMI’ın amacı gördüğümüz küresel fırsatlar. Proje yönetimini daha global bir yapıda geliştirmek istiyoruz. Bu nedenle CEO’muz da küresel geçmişi olan bir isim. Bölgesel bazda yeni yönetim direktörlerimiz de var. Yaptığımız bu değişimler PMI’ın daha da küresel bir organizasyon olma hedefini destekleyecek. Proje yönetiminin yanıt vermesi ve desteklemesi, proje yönetiminin bölgesel gelişimi için bunlar gerekli. Bu küresel bazda tek yaklaşımımız değil. Belli bölgelere ve ülkelere, belli chapter’lara destek stratejimiz var ve bunu daha doğrudan bağlantılarla yapıyoruz artık. Konumuz sadece PMI’lar da değil. Her yaş grubundaki proje yöneticilerini gündemimizde tutuyor, şirketlere ve topluma PMI yaşam döngüsü ile seslenmeyi önemli buluyoruz. Üniversitedeki gençlere daha iyi ve yetkin proje yöneticisi olmanın detaylarını göstermeyi de önemli buluyoruz. Bu nedenle 5 yaşından 75 yaşına kadar herkes hedef kitlemiz ve konu sadece dokümantasyon yapmak değil, projelere ve değişime uyumlarını sağlayıp, okullara, şirketlere veya toplumlara fayda sağlamalarını sağlamak. Bu hem teknolojik yetkinlik hem de bölgesel bazda kapsamlı bir bakış açısı gerektiriyor.