Prefabrik Veri Merkezleri Küresel Hiper Ölçekleyicilerin Hız ve Maliyet İhtiyacını Karşılamasına Nasıl Yardımcı Oluyor?
Veri merkezlerinin geleneksel yapısı değişiyor. Verimliliğe odaklanan, hibrit ağların merkezi olarak hareket eden yeni yapılar; giderek daha fazla prefabrik modüler çözümlere ve tasarıma dayanıyor. Vertiv EMEA Başkanı Karsten Winther, prefabrik veri merkezlerinin nasıl fark yarattığını ve küresel olarak pazardaki etkinliğini analiz etti.
Bulut hizmetleri, yüksek kaliteli akış, sosyal medya ve diğer dijital hizmetlere yönelik daha önce benzeri görülmemiş müşteri talebi, tüm büyük hiper ölçekleyiciler için rekor düzeyde bir inşaat patlamasına yol açtı. Prefabrik modüler veri merkezi çözümleri, eğitimli uzmanlar tarafından sıkı bir şekilde kontrol edilen fabrika koşullarında inşa edilip entegre ediliyor; bu da zamanın ve işçiliğin çok önemli olduğu durumlarda inşaat sürelerini kısaltmaya yardımcı oluyuor. Bu çözümler aynı zamanda belli noktalarda proje maliyetlerini azaltıyor ve gelir elde etmeye başlama süresini kısaltarak toplam sahip olma maliyetini (TCO) iyileştirmeye yardımcı oluyor. Veri merkezinin mimarisine bağlı olarak, prefabrik modüler tasarımlar, yerini aldıkları sistemlerin fiziksel ayak izini büyük ölçüde azaltabiliyor.
Standartlaştırmaya karşı yerelleştirme
Büyük hiper ölçekleyiciler genellikle kuruluşların ön uçta tasarım ve mühendislik yapmalarına ve dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar yapıyı tekrarlamalarına olanak tanıyan standartlaştırılmış prefabrik veri merkezi tasarımları kullanıyor. Bu yöntem, çeşitli sektör uygulamaları ve düzenlemeleri arasında daha fazla uyumun olduğu Amerika Birleşik Devletleri veya EMEA’nın belirli bölgeleri gibi alanlarda daha fazla kabul görüyor. Ancak Vertiv EMEA Başkanı Karsten Winther’e göre fırsatlar her yerde ve küresel kuruluşların standartlaştırılmış bir çözümü uygulamaya koymadan önce her bölgenin gereksinimlerini göz önünde bulundurması gerekiyor.
Bu yaklaşımın alternatifinin, standartlaştırılmış bir tasarımın yerel gereksinimlere uyacak şekilde biraz değiştirildiği ve özelleştirildiği “yerelleştirme” olarak öne çıktığını ifade eden Winther. “Bir çözüm belirli bir bölge için yerelleştirildikten sonra, bina kodları, standartları ve yönetmelikleriyle uyumu basitleştirerek geleneksel kurulumlarda karşılaşılan bazı zorlukların azaltılmasına yardımcı olabilir” dedi. Winther, prefabrik modüler veri merkezlerinin küresel erişimini şöyle analiz etti:
EMEA: Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da (EMEA), büyük hiper ölçekleyiciler (Amazon Web Services, Google, Meta ve Microsoft) prefabrik modüler veri merkezi çözümlerinin benimsenmesi açısından pazarın en önemli itici güçleri konumunda yer alıyor. Hiper ölçekleyiciler uzak bölgelerde inşaat yapıyor ve bu geniş açık alanlar daha büyük, standartlaştırılmış modüllerin bazılarının dağıtımını kolaylaştırıyor. Avrupa’da veri merkezlerinin kaynak tüketimine ilişkin kamoyunda yükselen bir endişe var. Bu sorunların bazılarını azaltmaya yardımcı olmak için, bu bölgenin bazı kısımlarındaki hiper ölçekleyiciler, veri merkezindeki ısıyı geri kazanmak ve yerel nüfus için bölgesel ısıtma sağlamak için prefabrik modüllerin özelleştirilmiş unsurlarını kullandı. Sürdürülebilirlik bölgede önemli bir konu olmaya devam edecek olsa da bu büyük blokların deniz yoluyla nakliyesi de gerçek sürdürülebilirliği dengeliyor. Ekipman tedarikçileri sürdürülebilir malzemeleri ve üretim yöntemlerini prefabrik çözümlere ne kadar çok dahil edebilirse, bu unsurları dengelemek de o kadar kolay olacak.
Afrika: Xalam Analytics’e göre, Afrika son yıllarda büyük bir veri merkezi kapasitesi artışı yaşadı ve bölgedeki kapasitenin 2026 yılına kadar 675 MW’a ulaşması bekleniyor. Afrika ülkeleri çeşitli veri gizliliği yasalarını kabul etmeye devam ettikçe prefabrik çözümlerin benimsenmesi de artmaya devam edecek. Bugün bölgedeki büyük oyuncuların çoğu, modüler çözümlerin kolayca genişletilebilen sabit bir yapıda olduğu hibrit bir modeli veya “depo konseptini” tercih ediyor. Afrika’da pazar büyüdükçe, bölgedeki işletmelerin doğru çözümleri getirdiklerinden, bu çözümü uygun şekilde yerelleştirdiklerinden ve mevcut altyapıyı bozmadan kapasite eklediklerinden emin olmak için her ülkenin nüansların farkında olması gerekecektir.
Kuzey Amerika: Prefabrik modüler veri merkezi çözümleri; hızları, dağıtım kolaylıkları, kuruluşların hızla artan kapasite talebini karşılamaya çalıştığı bir zamanda inşaat programlarını dengelemeye yardımcı olmasıyla özellikle Kuzey Amerika’daki büyük hiper ölçekleyiciler ve ortak yerleşim sağlayıcıları için tercih ediliyor.
CBRE’nin 2022 Kuzey Amerika Veri Merkezi Trendleri Raporu’na göre, yedi ana ABD veri merkezi pazarındaki kuruluşlar, veri merkezi alanına 686,8 MW’lık rekor bir net emilim ekledi. Bu bölgede, hiper ölçekleyiciler ve kolo sağlayıcılar yakınlık avantajına sahip ve büyük ölçekli üçüncü taraf entegratörler, ekipman tedarikçilerine kolay erişim ile yerel bir avantaja sahip. Bu avantaj, söz konusu entegratörlerin bu çözümleri bölgenin çeşitli yerlerine günler içinde ulaştırmasına olanak tanıyor.
LATAM: Latin Amerika (LATAM), prefabrik modüler veri merkezi çözümleri için gelişmekte olan bir pazar olarak öne çıkıyor. Google’ın 2021 yılında Uruguay’da bir veri merkezi için 30 hektarlık bir arazi satın alması ve Scala Data Centers’ın geçen yıl bölgedeki en büyük dikey veri merkezini faaliyete geçirmesi gibi önemli gelişmeler bu durumda etkili oldu. Bu bölgede, yeni inşa edilen veri merkezlerinin maliyetleri ve riskleri ile değişen bölgesel pazarlar, prefabrik modüler çözümlerin ölçeklenebilirliğini daha cazip hale getirdi. LATAM’a taşınan kuruluşlar mümkün olduğunca standartlaştırmak isteseler de başarılı bir dağıtım için çeşitli yasaları ve yetki alanlarını anlamaları ve bu çözümleri doğru bir şekilde yerelleştirmeleri gerekiyor.
Asya-Pasifik: Kolokasyon, Asya-Pasifik bölgesindeki en önemli veri merkezi sektörü. Bunun nedeni de hiper ölçekleyicilerin genellikle burada veri merkezleri kurmak için yerel insan kaynağına erişememesi. Bunun yerine, talebi karşılamak için yerel olarak bölgede varlık gösteren, uzmanlığı ve kablo bağlantısı olan yerleşik ortak yerleşim veri merkezlerinden yararlanıyorlar. Yine de bölge, her ülkede talebi karşılamaya yetecek kadar veri merkezi kurucusuna sahip olma zorluğuyla karşı karşıya. Sahadaki kalifiye işgücü eksikliği, kuruluşların daha standartlaştırılmış çözümleri benimsemeleri için önemli bir gerekçe oluştursa da, Asya-Pasifik bölgesindeki prefabrik modüler veri merkezlerinin dünyanın geri kalanına kıyasla hala başlangıç aşamasında olmasının birkaç nedeni var. Örneğin, yerel uzmanlığın çoğu geleneksel tuğla ve harç veri merkezi yapılarında. Bölgedeki birçok veri merkezi kurucusu, prefabrik modüler veri merkezinin konteyner benzeri görünümü yerine geleneksel veri merkezlerinin görünümünü ve duygusunu tercih ediyor. Ayrıca bölgede tedarik zinciri sıkıntıları da devam ediyor. Bu prefabrik çözümlerin sevkiyatı için mevcut teslim süreleri, prefabrik çözümlerin tipik olarak sağladığı dağıtım hızı avantajlarını en aza indirebilir.”
Vertiv de müşterilerinin dijitalleşme çabalarını hızlandırmalarına destek olmak için kısa süre önce Vertiv™ XR Uygulamasını ve prefabrik modüler çözümler de dahil olmak üzere ürünlerini derinlemesine incelenmesini sağlayan sanal gerçeklik araçlarını kullanıma sundu. Uygulama, altyapının bilgi işlemlerini nasıl destekleyeceğini ve fiziksel ayak izini nasıl etkileyeceğini daha iyi anlamak amacıyla, ürünün seçtikleri konumda sürükleyici, gerçekçi bir tasvirini sunmak için artırılmış gerçeklik kullanıyor. Böylelikle kullanıcılara ürün seçimi ve yerleştirme konusunda rehberlik ediyor.