PROJELERE HIZ VERİLMESİ KAMU VE ÖZEL SEKTÖR POLİTİKASI OLMALI
Alışkanlıklarımız, davranış biçimlerimiz değişiyor. Bireysel ve toplumsal yaşam modellerimizde nasıl değişimler yaşıyorsak, iş süreçlerimizde de dijital dönüşüm bu değişimi hızla sürüklüyor. Net olan bir şey var: Değişim kaçınılmaz ve bu değişime ayak uyduramayanlar gelecekte var olamayacaklar. Günümüzde yaşadığımız hemen hemen her faaliyetimizin içinde dijitalleşme etkilerini artan şekilde deneyimliyoruz. Yaşam şekillerimiz, iş yapış tarzlarımız, yeni iş alanlarımız ile bizleri farklı bir gelecek bekliyor. Gelecek bu şekilde oluşurken, üretim sistemlerindeki değişim ve daha fazla dijitalleşme de kaçınılmaz olacak. Sistematik OTVT Bilgi Teknolojileri kurucusu Ekrem Özgürbüz, ülkemizde Endüstri 4.0 şemsiyesi altında gerçekleştirilen çalışmaların memnuniyet verici olduğunu, özellikle M2M ekseninde bu değişim ve farkındalığın giderek arttığının görüldüğünü vurguluyor. “Bu etkinin faydaya dönmesi için daha fazla veri toplamaya, toplanan bu verileri değerlendirmeye ve çıkan sonuçlara göre aksiyon aldırtmaya ihtiyacımız giderek artıyor” tespitini de eklemeden geçmeyen Ekrem Özgürbüz’e göre, artık her işin başına “akıllı” özelliğini eklemek ise olmazsa olmazımız oluyor. “Peki nedir “akıllı olmak?” sorusunu yönelten Ekrem Özgürbüz, yanıtı da şöyle veriyor:
“Akıllı olmak; bu verileri uzaktan, el değmeden, insan müdahalesi olmadan toplamak, toplanan bu verileri otomatik olarak belli kurallara göre değerlendirmek ve çıkan sonuçlara göre otomatik olarak aksiyon aldırtmakla sağlanıyor. Bizler, değişen bu “yeni veri toplama teknolojisine” şirketlerimizin duyduğu ilginin son derece yüksek olduğunu, gerçekleştirdiğimiz projeler ve farklı proje talepleri ile anlıyoruz.”
Uygun maliyetlerle şirketler cesaretlendirilmeli
Konu, bu alanda orta ve uzun vadeli beklentiler olduğunda, Ekrem Özgürbüz de şu anda bu değişimin etki ve farkındalığını çalıştıkları büyük kurumsal şirketlerde gördükleri bilgisini veriyor. “Orta ve uzun vadede ise ülkemizin üretim sektöründe faaliyet gösteren tüm şirketlerinin dijital dönüşüm sürecine girmeleri gerektiğini düşünüyoruz” hatırlatmasını yapan Ekrem Özgürbüz, bunun temel sebeplerini de şöyle anlatıyor:
“Rekabetçi olabilmemiz, kârlı çalışabilmemiz ve farklı pazarlara açılabilmemiz için bu değişimden uzak kalmamalıyız. Geniş faaliyetlere sahip kurumsal şirketlerimiz dışında, özellikle bu şirketlerin yan sanayisi olarak çalışan büyük orta boy işletmeler ile küçük orta boy işletmeleri kapsayacak şekilde dijital dönüşüm projelerine hız verilmesinin devlet ve özel sektör politikası haline getirilmesini bekliyoruz. Endüstri 4.0 uyum sürecini ıskalamadığımızın farkında olarak, bizler gibi hem donanım hem yazılım teknolojileri üreten şirketlerin de uygun maliyetler ile şirketlerimizi cesaretlendirmesi gerektiği kanaatindeyiz. Üretim sistemlerimizde yaşayacağımız uçtan-uca değişim ile tedarikçi seçiminden başlayarak verimli üretim, kaliteli ürün, müşteri memnuniyeti ile son kullanıcı tarafında ürün ve hizmet izlemenin avantajlarını öne çıkarabilmeliyiz. Tedarik zincirinin hangi aşamasında faaliyet gösterirsek gösterelim, tüm hizmet ve üretim süreçlerinin insan müdahalesi olmadan yönetilmesi, somutlaştırırsak IoT ve M2M tabanlı teknolojilerin kullanılması hem lokal hem de uluslararası rekabete destek sağlayacak vazgeçilmez yönelimler haline geldi.”
Yönetilen iş süreçlerine hazır olun
M2M ile üretim sistemleri Ekrem Özgürbüz’e göre, şu faydaları beraberinde getirecek:
“Nesnelerin birbirine bağlanması ile artık bunlar veri oluşturacak, büyük veri öne çıkacak.
Herkesin büyük veriden dönüştürülen dijital ortak akıl üzerinden uygulamalar geliştirmesine izin verilecek. Daha çok bilgiyi kullanan, daha çok etkileşimli olmayı gerektiren iş alanları oluşacak. İnsan müdahalesi olmadan çalışan karar mekanizmaları ve yönetilen iş süreçleri başlayacak. M2M’in mobil uygulamalarla birlikte kullanıldığı projeler, şirketler için potansiyel ve operasyonel maliyetlerde de önemli tasarruflar sağlayacak.”