QR sanat mı oldu?
Bir kare tablo içinde siyah minik kare benekleri… Kısaca QR denilen “Quick Response” (Hızlı Tepki) uygulaması, barkod gibi bir mesaj ve bilgi haznesi. Barkodun 21. yüzyıla uygun yeni biçimi diyelim.
Nasıl ki barkodu okumak için özel bir cihaz gerekiyor? QR okumak için de akıllı telefona indirilen bir uygulama gerekiyor. QR’a telefonun kamerasını tutunca ekrandaki görüntü, bir siteye bağlanıyor. Ve oradan, o görüntüye ait bilgi ekrana çıkıyor. Bir ürünse bu, fiyatı, satıldığı yer falan gibi bilgiler…
Şimdi bu ticari uygulama, sanata uyarlandı. Daha önce akıl edilmemiş, teorik olarak mümkün, ama henüz yapılmamış bir yenilikti. O da yapıldı. Şöyle:
Şimdilik sadece 300 karakterle sınırlı olmak şartıyla bir şiiri, mesajı, paragrafı, alıntıyı QR olarak temsil etmek mümkün artık. ABD’de bir sanat galerisi (Barcode Gallery) sırf bu işi yapmaya başladı.
Tamamen sizle, mesajınızı iletmek istediğiniz kişi arasında özel bir iletişim gibi düşünün bu uygulamayı. O kişiye, 300 karakterlik mesajınızı, QR olarak yolluyorsunuz. O da bunu duvarına tablo gibi asıyor. QR’ın bugüne kadarki “resmi” resngi siyah-beyaz, yerini başka renklere de bırakmış durumda. Teknoloji ilerliyor kardeşim! Altın sarısı, mavi, pembe gibi renklerimiz da var artık.
Evet, işte bu, sadece içeriğini bilenin anladığı yeni bir sanat türü. Bu
QR tablosunu herkes
görebilir ama içeriğini anlaması için ille akıllı telefonuna başvurması gerekir. Eğer, tablonun sahibi “Pardon; bu benim özelim” derse, içeriği bilemez.
Hımmmm… Demek ki sanat, sanat içindir durumu var. Sanat ve güzellik, bakanın ve görenin gözündedir. Türkçesi: Kuzguna yavrusu, şahin gibi gelir. Yeni QR sanatı (?) da aynen öyle.