Rekabet gücümüzü artırmak için model fabrikalar, dijital dönüşüm merkezleri kuruyoruz
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, “Hedefimiz; 2025 yılına geldiğimizde dünyayı değiştiren, dönüştüren yapay zekâ teknolojilerinde uzman en az 50 bin insan kaynağını ülkemizde yetiştirmiş olmak. Ve en az 10 bin vatandaşımızın da bu alanda lisansüstü seviyede eğitim görmüş olmasını amaçlıyoruz” açıklamasını yaptı.
Dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik, yeterlilik gibi kavramların çok öne çıktığı pandemi döneminin dünyada devam ettiğini belirten Mehmet Fatih Kacır, “Biz bu dönemi; Türkiyemizin yeni fırsat pencereleri aralayarak geçirebilmesi adına ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ yolculuğunda tüm paydaşlarımızla birlikte sürdürüyoruz. ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ Türkiye’nin kritik teknoloji alanlarında tam bağımsızlık iddiasını sürdürmesinin, bu iddiayı daha ileri seviyelere çıkarabilmesinin adı… Savunma sanayinde elde ettiğimiz başarıları, diğer sektörlere; diğer teknoloji dikeylerine finans teknolojilerinden enerji teknolojilerine, tarımdan gıda teknolojilerine, sağlık teknolojilerine kadar teknolojinin tüm alanlarına hızla yaygınlaştırmanın adı… Bu anlayış doğrultusunda çalışmalarımızı büyük bir gayretle sürdürüyoruz” değerlendirmesini yaptı. “Yine ‘Milli Teknoloji Hamlesi’nin en temel hedeflerinden birisi; Türkiye’yi ileri teknoloji ihraç eden, rekabetçi şekilde ileri teknoloji ürün ve sistemlerini geliştiren ve bu sayede ekonomisini bugünden daha iyi noktalara taşımayı başaran bir ülke yapmanın yolculuğu” ifadesini kullanan Kacır, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunun için büyük bir altyapı inşa edilmiş durumda. Türkiye’de hâlihazırda 80’in üzerinde teknoparkımız var. bu teknoparklarda 7 bine yakın Ar-Ge faaliyetlerini sürdüren şirketimiz bulunuyor. Yine 1600’ün üzerinde tasarım merkezimiz var. Ar-Ge insan kaynağımız 2005 yılında 54 binken bugün 200 bine erişmiş durumda. Türkiye’de 2000’li yılların başında bütün ülkede patent başvuru sayısı 300’lerdeyken yıllık, bugün bu sayı yıllık 8 binlere yaklaştı.”
Regülasyonların inovasyon dostu olması için paydaşlarımıza öncülük etmeye gayret ediyoruz
2019 yılında ‘2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’nin yayımlandığını hatırlatan Kacır, “İlk kez sanayi politikalarıyla teknoloji politikalarının tümüyle bütüncül bir yaklaşımla ele alındığı bir yol haritasını kamuoyu ile paylaşmıştık. Bu stratejinin alt stratejilerini de geçtiğimiz iki yıl içerisinde çalıştık. Bütün paydaşlarımızın ortak katkı ve katılımlarıyla her bir alanda neler yapacağımızı, neyi önceliklendirebileceğimizi belirlemiş olduk. Bunların bazılarını da kamuoyu ile paylaşmaya başladık. ‘Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi’ni Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ile birlikte hazırladık. Bu stratejinin en temel yaklaşımı bu alandaki insan kaynağını geliştirmek. Hedefimiz; 2025 yılına geldiğimizde dünyayı değiştiren, dönüştüren yapay zekâ teknolojilerinde uzman en az 50 bin insan kaynağını ülkemizde yetiştirmiş olmak. Ve en az 10 bin vatandaşımızın da bu alanda lisansüstü seviyede eğitim görmüş olmasını amaçlıyoruz. Stratejimizin temel yaklaşımlarından birisi de; veri politikalarını daha ileri noktalara taşımak. Özellikle kamunun sahip olduğu veriyi anonimleştirerek, kişisel verileri korumaya ilişkin tedbirleri alarak özel sektörün, araştırmacıların, ‘startup’ların kullanımına açmak ve açık politikalarını daha ileri seviyeye götürebilmek… Yine finans ve teknolojide dijital dönüşümü önemsiyoruz. Bu alanda regülasyonların inovasyon dostu olması için bakanlık olarak paydaşlarımıza öncülük etmeye gayret ediyoruz” açıklamasını yaptı. Kacır, sanayinin dijital dönüşümünün en öncelikli hedeflerinden olduğunu altını çizerek şunları kaydetti: “Türkiye üreten bir ülke. Üretim bazımızı, dijital dönüşümün getireceği imkanlarla birlikte daha verimli hale getirmeyi ve rekabet gücümüzü artırmayı amaçlıyoruz. Bu süreci destekleyebilmek adına özellikle sanayide öncü şehirlerimizde model fabrikalar, dijital dönüşüm merkezleri kuruyoruz. Bu model fabrikalarda dijital dönüşüm gibi alanlarda hem sanayi yöneticilerimize hem de sanayideki insan kaynağımızı desteklemeye yetiştirmeye gayret ediyoruz. Yine MESS ile birlikte ‘Türkiye Dördüncü Sanayi Devrimi Merkezi’ni Dünya Ekonomik Forumu çatısı altında kurmuş olduk. Böylece dünya çapında yürütülen dördüncü sanayi devrimi politikalarına katkı vermeye ve yine sanayimizin özellikle KOBİ’lerimizin dijital dönüşümüne hız kazandırmaya gayret ediyoruz.”
Tedarik sanayisinin dijital dönüşüm ekseninde gelişmesine katkı veriliyor
Mehmet Fatih Kacır, mobilitenin önemli bir çalışma alanları olduğunu vurgulayarak “Aslında ulaşımın tüm modlarının artık temel teknolojiler ekseninde dönüştüğü, özellikle elektrikli araçların tüm ulaşımda hızla yaygınlaştığı bir dönemdeyiz. Bu dönemin Türkiye için bir fırsat penceresi olmasını hedefliyoruz. Türkiye’nin otomobil projesini hayata geçirmeye çalışıyoruz. Ford gibi bazı şirketler Türkiye’de elektrikli araç konusunda çok büyük ölçekli, yaklaşık 2 milyar avro düzeyinde yatırımlar yapmakta olduğunu açıkladılar. Bu yatırımları teşvik ediyoruz, destekliyoruz. Ve bunların etrafında elektrikli araç teknolojisine ilişkin çalışan ‘startup’ların, KOBİ’lerin büyümesine, böylece tedarik sanayimizin de dijital dönüşüm ekseninde gelişmesine katkı veriyoruz. Otomobillerde elektrikli araçlardan daha büyük olacak devrim, otonom araçlarla birlikte gelecek. Şimdiden ekosistemimizi buna hazırlamaya gayret ediyoruz. Paylaşımlı araçlar konusunda ‘startup’ları ve şirketleri destekliyoruz. Bunların çalışmalarını sürdürebilecekleri test altyapılarını geliştiriyoruz” şeklinde konuştu. Akıllı yaşam ve sağlık politikalarına öncelik verdiklerine dikkat çeken Kacır, “Sağlık alanında iki büyük devrim bütün bu alanı da dönüştürecek diye öngörülüyor. Birincisi; genetik devrimi. İnsan genetik haritasının çıkarılmasının sonrasında kişiselleştirilmiş tıp alanına yönelik tedavilerin hızla yaygınlaştığı bir döneme girdik. Bununla birlikte bilişim teknolojilerinin de sağlıkta büyük bir dönüşüme vesile olduğu bir dönemdeyiz. Bütün bunlar; paradigma değişikliğinin yaşandığı alanlara odaklanabilirsek Türkiye’nin çok başarılı teknolojileri çıkarmasına vesile olacak” dedi.
‘Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi’nin çağrıları ekosistemimizden büyük ilgi gördü
Haberleşme altyapısının en önemli alanlardan biri olduğunu kaydeden Kacır, “Türkiye’de şimdiye kadar verilmiş en büyük TÜBİTAK Ar-Ge desteğini ‘Uçtan Uca Yerli ve Milli 5G Haberleşme Projesi’ne sunuyoruz. KOBİ’lerin dijital dönüşümünü çift yönlü destekliyoruz. Bir yandan dijital dönüşüm teknolojileri geliştiren, dijital dönüşüm teknolojilerinin tedarikçisi olan KOBİ’leri destekliyor bir yandan da bu teknolojileri kullanarak verimliliklerini artırmaya çalışan KOBİ’lere destek sunuyoruz. KOSGEB KOBİGEL programı ile bu desteklerin KOBİ’ler nezdinde en iyi şekilde değerlendirilmesi konusunda çaba gösteriyoruz. ‘Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi’ bakanlığımızın son dönemde attığı en önemli adımlardan birisi. Türkiye’nin gündemin cari açık meselesini kalıcı olarak çıkarabilmek adına yüksek düzeyde ithal etmekte olduğumuz orta ve ileri teknoloji ürünleri tespit ettik. Hamle’nin ilk çağrısını makine sektöründe geçen sene gerçekleştirmiştik. Bu yıl mobilite, üretimde yapısal dönüşüm, dijital dönüşüm, sağlık ve kimya ürünleri gibi çağrılarla peşi sıra 4 çağrı dönemini geride bıraktık. Bu çağrılarımız ekosistemimizden büyük bir ilgi gördü. TÜBİTAK Bireysel Genç Girişimci programıyla her yıl 300’den fazla girişimcimizin teknoloji tabanlı bir girişim kurmasına vesile oluyoruz.
Teknoparklar ve Ar-Ge merkezlerinde geçtiğimiz yıl mecliste bir kanun değişikliğine vesile olduk. Ve bu sayede bilişim sektörü için çok önemli olan uzaktan çalışma uygulamasını mevzuata kazandırmış olduk” açıklamasını yaptı. Kacır, Türkiye’nin teknoloji tabanlı girişimlerine yatırım yapmaya başladıklarına dikkat çekerek “2021 yılında Türkiye’de ‘startup’lara yapılan yatırımların büyüklüğü yaklaşık 1.5 milyon dolar seviyesine gedi. Önümüzdeki dönem Türkiye’nin yeni ‘turcon’larla tanıştığı dönem olacak” dedi.
2022’in Teknofest’i Samsun merkezli olarak Karadeniz bölgesinde düzenlenecek
‘Deneyap Teknoloji Atölyeleri’ni Türkiye’nin dört bir yanında kurduklarının altını çizen Mehmet Fatih Kacır, “55 ilimizde 66 ‘Deneyap Teknoloji Atölyesi’nde özellikle yetenekli öğrencilerimiz eğitim görüyor. Diğer yandan teknoloji festivali Teknofest’i 4 yıldır ülkemizde düzenliyoruz. Her yıl yeni dünya rekorlarına imza atıyoruz. 36 farklı alanda ve her yıl çıtayı yükselttiğimiz teknoloji yarışmaları gerçekleştiriyoruz; bir yıl İstanbul’da bir yıl Anadolu’nın bir kentinde düzenliyoruz. 2022’in Teknofest’i Samsun merkezli olarak Karadeniz bölgesinde olacak” dedi. Kacır, 42 Yazılım Okulları ile ilgili olarak da bilgi vererek “Ekol 42; 30 ülkede faaliyet gösteren yeni nesil yazılım okulları. Bu okullarda eğitmen yok. Ders zili yok. 7/24 açık. Kendi kendine öğrenme ve birbirinden öğrenme esaslı proje odaklı bir yaklaşım var. 18 yaş üstünde yeteneğini ispat edebilmiş herkesin katılabileceği eğitimler. Yaklaşık 3 yılda yüzde 100’e yakın bir istihdam başarısıyla öğrencilerin mezun olduğu bir eğitimden bahsediyoruz. Dünyada başarısını ispatlamış bir model. Bu modeli Türkiye’ye getirdik” açıklamasını yaptı ve konuşmasını şöyle tamamladı: “Cumhuriyetin 100. yılına ve daha ötesindeki hedeflerimize el birliğiyle, hep birlikte gayret ederek erişebileceğine inanıyoruz. Ekosistem ile; sektör ve tüm paydaşlarla birlikte ülkemizi çok daha başarılı işlere imza atar noktaya getireceğiz.”