Reklamı influencer’a yaptırınız!
İngiltere’de 18 – 65 yaş grubunda yapılan bir araştırmaya göre, özellikle sosyal medyada tüketiciyi etkileme kapasitesi yüksek kişilerin (influencer) rol aldıkları reklamların etkisi, influencer olmayan “normal” oyuncuların rol aldıkları reklamlara göre çok daha etkili bulundu.
İngiliz pazarlama şirketi Whalar, “bizim buralarda zaten bildiğimiz” bu durumu, işin içine beyin dalgalarını ölçerek, nöroloji ve deneysel psikoloji katarak “Influencer’in Bilimselliği” (The Science of Influencer) başlıklı bir raporla sundu. (https://bit.ly/2LaF9rj)
Araştırmanın metodolojisi: Instagram, Facebook, YouTube kullanan, Instagram’da 5 binden az takipçisi olan 187 kişiye televizyon, Facebook, YouTube ve Instagram’da reklamlar gösterildi. Bu işlem sırasında “Steady-state topography” (SST) yöntemiyle beyin faaliyeti izlendi. Bu yöntem, beyin dalgalarını ölçen EEG’nin daha gelişkini. Örneğin, şimdi artık “eski bilgi” sayılan bir deneyde, ekranda 1.5 saniye veya daha fazla duran ve beynin ön-sol bölümünde elektriksel faaliyeti artıran bir reklam içeriğinin, akılda (bellekte) daha uzun süre saklandığı gösterilmişti. (https://bit.ly/2Ls2FAu)
Araştırmanın temel sonucu: Influencer’ın sunduğu reklam, televizyonda gösterildiği zaman “duygusal yoğunluk” bakımından, “normal” reklama göre yüzde 277 daha fazla etki yapıyor. Bellekte kalma yoğunluğu ise yüzde 87 daha fazla… Ama aynı reklam Facebook’ta gösterildiğinde duygu yoğunluğu sadece yüzde 64 arttığı halde, bellekteki yoğunluğu yüzde 182. YouTube, içlerinde en geride: Duygusal yoğunluk yüzde 28 artmış, bellekte ise yoğunluk artışı yüzde 73.
Demek ki: Reklamlarda influencer kullanmak, reklamın akılda kalması için meğerse şartmış! Bütün sorun, “kimin, nasıl” influencer sayılacağı? Henüz, “bu” sorunun yanıtını bulan olmadı.
Hatta, “ben influencer’im” diye ortalıkta dolaşanların pek çoğunun hile, sahtecilik, yalan gibi “popüler çağdaş” yöntemlerle şirketlere ekonomik kriz yaşattıklarına dair yeni araştırmalar var.