Robot gazetecilik
ABD’de “Anlatı Bilimi” (Narrative Science) adlı bir şirket, rakamlı veriden, haber metni çıkartıyor.
Ama bu metni çıkartan, gazeteci değil. Bir “yazılım” otomatik olarak yapıyor. Yani, metni bir robot yazıyor.
Bu “robotik gazetecilik,” Chicago Northwestern Üniversitesi Medill Gazetecilik Okulu’yla işbirliği yapan, bilgisayar mühendisliği ve dil bilim profesörleri Kristian Hammond ve Larry Birnbaum’un icadı.
Yenilikçilik yapalım derken, gazeteciliğin dibine kibrit suyu döktüklerinin farkında mı bu efendiler acaba?
Otomobil fabrikalarında robotlar ilk kez görüldüğünde, otomotiv sanayii, Mavi Tuna valsi eşliğinde, robotların “dansı”nı reklam filmi yapmıştı övünçle… 1970’lerden bugünlere kadar robotların (bilgisayar da diyebiliriz) girmediği alanlardan biri gazetecilikti. Şimdi, “Narrative Science” sayesinde bu kalede bir gedik açıldı.
Forbes gibi ekonomi-finans ağırlıklı bir dergi bu yazılımla “oluşturulmuş” haberleri kullanmaya başladı.
Şimdilik finans ve sporla ilgili “büyük data”yı haber yapabiliyor yazılım. Çünkü, bu tür haberlerde yaratıcılık, imge, espri, çıkarsama yok. Düz ve sadece veriye dayalı bir anlatı yeterli. Rakamsal veri kullanmayan kültür, sanat, siyaset, hatta ekonomi haberciliğinde otomasyon henüz mümkün değil.
Ama bunun anlamı açık: Klasik gazete yayıncılığı -özellikle- bilgi toplumu olmuş yörelerde biçim değiştirmezse, ölüyor. Marka gazeteler şimdilik ayakta. Ama borçları ve yükümlülüklerine karşılık, reklam gelirlerinde sürekli azalma, onlara parlak bir gelecek vaad etmiyor. En “ikon” gazete New York Times için, “2015’ten sonra şimdiki finansal ve örgütlenme yapısıyla ayakta kalması zor” denilmekte açıkça. Yani, NYT yeniden yapılanmak zorunda. Yoksa, kaçınılmaz bir şekilde iflasa doğru sürüklenecek. Çok acı, ama bilgi toplumlarında maalesef yeni medyanın dayattığı yeni düzende durum bu.
ABD’nin saygın iletişim okullarından Poynter Institute’un iki öğretim üyesi Robin Sloan ve Matt Thompson, New York Times’ın 9 Mart 2014 günü basılı bir gazete olmaktan çıkacağını ilan etti bile.
Bu uçuk fikre göre, basılı gazetenin yerini EPIC adlı yepyeni bir sistem alacak: “Yenilenen Kişisel Haber Üretimi” (Evolving Personalized Information Construct). Haberi, milyonlarca kişiye, sadece ilgilendiği konuda ve biçimde, istediği anda istediği ayrıntıda sunan kişisel bir enformasyon sistemi.
Böylesi ileri teknolojik hoşluklara uzak ülkeler elbette var. Bilgi toplumu olamamış bu ülkelerde günlük gazete yayıncılığı 19 ve 20. yüzyıl iş modeliyle yürümeye devam…