Robot postacı yollarda
Norveç posta idaresi, postacı olarak bir robot kullanmaya başladı. Şimdilik deneniyor. San Fransisco adresli Buddy Mobility adlı (Norveçli bir girişimcinin) startup’ın ürünü bir robot bu. Sokaklarda saatte 6 kilometre hızla (yavaşlıkla?) sakin sakin ilerliyor. Postası gelen adrese varınca, posta sahibinin ceptelini çaldırıyor. Kişi, evinden çıkıp, robotun yanına geliyor. İnce zarflar için dar çekmeceler, kalın büyükler için daha geniş, paketler için daha büyük çekmeceler var robotun kenarında. Kişi, kendine ait çekmeceyi açarak alacağını alıyor. Robot, yoluna devam. O, yürüyen bir posta kutusu aslında. Günde 100 postayı iletecek kapasitede.
Ve tabii, bu yenilikçi uygulama için “olmazsa olmaz” koşullar, bu haberde yok: Dümdüz ve çukursuz, yamasız, rögar kapağı kalkık olmayan, rögar kapağı “açık” kalmayan düz bir asfalt sokak düzeni. Ayrıca, azgın bir şekilde yolları, yayaları, her şeyi esir almayan, sakin ve sabırlı bir trafik düzeni. Bu robotu kurcalamayacak, orasını burasını ellemeyecek, tekerine çomak sokmayacak uygar, kültürlü, sorumluluk sahibi olgun bir nüfus.
Robo-postacı, halen Oslo’nun batısında 25 bin nüfuslu Kongsberg adlı kasabada deneniyor. Benzer bir uygulama ise İngiltere’de Milton Keynes şehrinde başlayacak. Starship adlı bir şirket kuran Skype kurucusu iki girişimci (Ahti Heinla, Janus Friis) şehirde paket iletimini “kurye” robotlara yaptıracaklar. Kuryelerin geldi-gittisi, geldi-bulamadısıyla uğraşmak yerine, paketi bekleyen kişi, bir app ile robotla doğrudan ilişkiye geçerek paketine kavuşacak. Norveç PTT’sinin robotu sokakta giderken, İngiltere’deki, kaldırımda ilerleyecek.
Ve tabii, bu haberde de olmazsa olmaz koşullar var: Kaldırım “diye” bir şey olacak. Eğri büğrü beton kalıpların, kum üzerine yerleştirilmediği, ilk yağmurda yerinden oynamayan, üzerine otomobil park edilmeyen, muntazam ve tertipli bir düzen gerekiyor. Milton Keynes, İngiltere’de 50 yıl önce tasarlanmış, planlı “örnek” şehir.