Robotik cerrahi sistemindeki son gelişmeler gelecekte cerrahi ameliyatların robotiğe yakın ya da kapalı tarzda yapılacağını gösteriyor. Türkiye'de de robotik cerrahi ameliyatlarının yaygınlaşacağı öngörülüyor. Türkiye'de robotik cerrahi ilk defa 2007 yılında Ümraniye Eğitim Araştırma hastanesinde uygulanmıştı. Türkiye'de bugün ise büyük bölümü özel hastanelerde 12 tane robotik sistem var.Robotik cerrahi üroloji, genel cerrahi, jinekoloji ve kulak burun boğaz ameliyatlarında kullanılıyor. Kalp damar cerrahisinde ise giderek gelişme gösteren bir yöntem olarak öne çıkıyor. Bu ameliyatlarda daha az kanama ve ağrı olması önemli bir avantaj. Hasta bu yöntem sayesinde çok daha erken ayağa kalkabiliyor. Cerrahların işini büyük ölçüde kolaylaştıran sistemde ameliyat bölgesine yakın çalışma, ileri büyütme yöntemleri, üç boyutlu görme ve 20 kata kadar büyütebilme imkanı var. Sinir koruyucu cerrahide veya tümör cerrahisinde etrafındaki dokulara zarar vermeksizin daha iyi ameliyat yapma olanağı sağlıyor. Cerrahın oturarak çalışması diğer büyük avantajlardan. Bu alanda bugüne kadar Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaklaşık 500 ameliyat bu yöntemle yapılmış durumda. 2011'de robotik cerrahi ile 2 bin ameliyat yapılmasının hedeflendiği söyleniyor.
“Robotik cerrahi yaygınlaşacak”
Geçtiğimiz ay içinde İstanbul'da düzenlenen “1. Ulusal Robotik Cerrahi Kongresi”nde robotik cerrahi üstüne önemli tartışmalar ve bilgi paylaşımları gerçekleşti. Etkinlik sırasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Robotik Cerrahi Derneği Başkanı ve Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Eyüp Gümüş, robotik cerrahi sisteminin gelecekte cerrahi ameliyatların robotiğe yakın ya da en azından kapalı tarzda yapılacağını gösterdiğini belirterek, ''Bundan sonraki hedef bu yöntemin hekimlere yaygınlaştırılmasını sağlamak'' dedi. Türkiye'de bugün 12 robotik sistem olduğunu belirten Gümüş, bunlardan ikisinin kamu hastanesi olarak İstanbul'da, birinin Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde diğerinin de Gazi Üniversitesinde olduğunu, geri kalanlarının da çeşitli özel hastanelerde bulunduğunu kaydetti.
Gümüş, robotik cerrahinin kişilerde daha az kanama, daha az ağrı, hastanın erken ayağa kalkması gibi faydalarının bulunduğunu kaydederek, bunun yanında doktorlar için de ameliyat bölgesine yakın çalışma, üç boyutlu görme, organı 20 kata kadar büyütebilme, sinir koruyucu veya tümör cerrahisinde daha hassas, etraf dokulara zarar vermeksizin ameliyat yapma avantajı sağladığını söyledi. Gümüş, ''Bu sistem, gelecekte artık cerrahi ameliyatların bence tamamen robotiğe yakın, en azından kapalı tarzda yapılacağını gösteriyor. Gelecekte bu sistemler gelişecek. Cerraha ve hastaya daha emniyetli prosedürler geliştirilecektir. Bundan sonraki hedef, bu yöntemin hekimlere yaygınlaştırılmasını sağlamak. Çünkü buna ulaşmak zordu. Kursa gitmeniz gerekiyor. Kurslar uluslararası belli merkezlerde yapılıyor. Amacımız, Türkiye'de buna benzer bir yer oluşturmak ve Türkiye'de de isteyen meslektaşlarımıza bu olanakları sunmaya çalışmak olacak'' şeklinde konuştu.
Gümüş’ün verdiği bilgilere göre, robotik cerrahi sistemi 2 milyon 250 bin dolara mal oluyor. Her bir ameliyat 7 bin TL'ye yapılıyor. Cerrahi sisteminin çocuk cerrahisinde kullanılmasına yönelik çalışmalar kapsamında kongreye 12 çocuk cerrahı da kongreye katılmıştı. Gümüş, bu konuda Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak da Zeynep Kamil Hastanesi ve Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile ortak bir çalışma yapacaklarını, ellerindeki cihazları bu merkezlere açarak kullanmaları için yetki vereceklerini kaydetti.
Prof. Dr. Eren Berber
“Türkiye bu konuda dünyada örnek ülke olabilir”
Kongrede konuşan isimlerden biri de ABD Cleveland Hastanesinde robotik cerrahi ile ameliyat yapan Prof. Dr. Eren Berber idi. Berber, ABD’deki ilk robotik tiroit ameliyatını yapan Türk doktor. 2000’den bu yana Cleveland Clinic’te çalışan Berber, 2 yıl önce endokrin cerrahisinde robot kullanımını başlattı. Tiroidi boğazda kesi yapmadan, koltuk altından kesi yaparak robotla çıkaran Berber, bu yöntemle ünlendi. Berber, robotik teknolojinin kapalı yapılamayan ameliyatların kapalı yapılabilmesine imkan vermesi açısından çok büyük bir teknolojik gelişme olduğunu savunuyor. Berber’e göre Türkiye'nin bu konuda dünyada örnek bir ülke olabilir. Dünyada robotik cerrahi girişimlerin yeni yeni başladığını belirten Berber, kongre sayesinde Türkiye'de de bu sistemin dünya ile aynı hızla ilerlediğini gördüklerini aktardı. Berber, şunları söyledi: “Yakında Türkiye'nin bu konuda dünyada örnek bir ülke olabilir. Robotik cerrahideki amaç, hasta tedavisi ve bakımında hastaya çeşitli faydalar sağlayabilmek. Sonuçta bu teknolojilerden hasta fayda görecektir. Örneğin robotla tiroit ameliyatının avantajı ne? Tiroit ameliyatlarında boyunda 5-6 santimetrelik bir kesi yapılır. Bunu koltuk altından yapıyoruz. Robot kullanarak tiroidi çıkarıyoruz. Bu kozmetik olarak hastaya çok büyük bir avantaj sağlıyor.
Cleveland’da robotik endokrin cerrahisi bölümünü kurmamla bu ameliyatlara başladık. Bugün yılda 500 kadar ameliyatı robotla yapıyoruz. Batına girmeden, belden böbreküstü bezi ameliyatını robotik cerrahiyle dünyada ilk kez biz yaptık. Aynı zamanda Ohio eyaletindeki ilk robotik karaciğer ameliyatını ben gerçekleştirdim. Robotik endokrin cerrahisinde en fazla vaka sayısı bana ait.”
Kadın eli de değiyor
Robotla operasyonlara kadın eli de değiyor. Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz Klinik Şefi olan Prof. Dr. Fatma Tülin Kayhan, 2 yıldır 30 vakada robotik cerrahiyi uygulamış bir doktor. Son yaptığı vakalardan ikisi uluslararası saygın bilim dergilerinde yayımlanmak üzere. Kayhan, robot sayesinde 8-10 saat süren ameliyatları 2 saatte yapabiliyor. ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ünitesi Klinik Şefi Prof. Dr. Ayşe Filiz Avşar da, 2 yıldır jinekolojik ameliyatlarda robotik cerrahiyi kullanıyor.
Dünyaca ünlü Profesör Ashutosh K. Tewari
“En iyi öğretmen hastalardır”
Bugüne kadar yaklaşık 4 bin robotik prostat ameliyatı yapan, New York Presbyterian Hastanesi Weill Cornell Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı ve Halk Sağlığı Bölüm Başkanı olan Tewari de kongreydi. Kongre kapsamında 55 yaşındaki bir hastayı canlı yayında ameliyat ederek, deneyimlerini aktaran Profesör, şu önerilerde bulundu: “Ülkenizde her şey yolunda gidiyor. Başka ülkelerden hastalar gönül rahatlığıyla burada tedavi olabilir. Hastaya yaklaşım, teşhis çok önemli. Hastanızı sevin. En iyi öğretmen hastalardır. Neyi daha iyi yapabileceğinizi onlar gösterir. Acele etmeden öğrenin. Teknik olmaya çalışın.”
Kronik sistite de robotik çözüm var
Basit bir idrara çıkamama problemi hayatınızı ne kadar kabusa çevirebilir? Başta sadece küçük bir problem gibi görünebilir; ancak bu durum adım adım ilerleyerek geceleri sık idrara gitme, tuvalet yolunda idrarını tutamama ile yaşam kalitesini gittikçe düşürebiliyor. Uygulanan yeni tedavi yöntemleri ile açık cerrahi işleme gerek kalmadan tüm bu sıkıntılardan kısa sürede kurtulmak mümkün. Memorial Ataşehir Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Tibet Erdoğru, “da Vinci Robotik Cerrahi ile kronik sistit tedavisi” hakkında bilgi verdi. Kronik sistitler, basit idrar yolu enfeksiyonu olarak da ifade edilebilen akut sistitlerden çok farklıdır. Tekrarlayan ve 3 aydan fazla süre ile devam eden sistitleri kronik olarak kabul etmek gerekir. Her sistit olgusunda mutlaka mikrop olması şart değil. İdrarda mikrop olmadan da mesane dokusunda gelişen sistitler asıl kronik sistitleri oluşturur. Her yaştaki erkek ya da kadınlarda bu ağrılı kronik sistit görülebiliyor. Erkeklerde bu tablo her zaman kronik prostatit olarak da nitelendiriliyor ve büyük sıkıntılarla tarif ediliyor. Kadınlarda ise basit bir sistit şeklinde kendini gösterirken; kronikleşmiş yanma ve ağrılılarla idrarı hissetme, yapma ve sık idrara çıkma belirtileri ile kişi yıllarını geçirebilir
Tedavide “da Vinci Robotik Cerrahi” devri
Sinirlerin bir bölümünün bağ dokuları ya da kasların arasında sıkışmasına bağlı olarak gelişen ağrı durumunda LANN (Laparoskopik Nöral Navigasyon) prosedürü uygulanıyor. Sorunun hangi sinir kökü ya da sinirlerden kaynaklandığını ortaya koymak için laparoskopik ya da “da Vinci robotik nöral navigasyon” yapılıyor. Bu işlemden sonra ise sorunlu sinirlerin çevredeki baskıdan kurtulması ile ağrı ve diğer sorunlarda tam bir iyileşme sağlanabilmekte. Leğen ve kuyruk sokumu kemiğinin iç yüzünde, kas ve bağların arasında bu derin alanlardaki sinirlere ulaşmak laparoskopi dışında mümkün değil. Laparoskopik ya da da Vinci robotik teknoloji ile görüntünün 10-20 kat büyütülerek incelendiği 1-2 santimetrelik aralarda, bu işlemi açık cerrahi ile yapabilmek söz konusu değil. Ameliyat sonrası iyileşme dönemi 2-3 gün olup, sosyal hayata dönüş sadece 1-2 hafta içinde gerçekleşebiliyor.
Robotik cerrahi obezitede kolay ve güvenli zayıflama sağlıyor
Obezite cerrahisinin etkinliği ve yaygınlığı, robotik cerrahideki gelişmeler sayesinde artıyor. Robotik cerrahi, görsel ve teknik anlamda uzmanlara sağladığı üstünlükler sayesinde, operasyonların daha kolay ve güvenli bir şekilde yapılmasını sağlıyor. Acıbadem Maslak Hastanesi’nde Acıbadem Obezite Merkezi uzmanlarının düzenlediği “Laporoskopik ve Robotik Obezite Cerrahisi” eğitim programında robotik cerrahideki gelişmeler aktarıldı. Program sırasında Türkiye’de ilk kez ameliyathaneden canlı yayınla obezite ameliyatları da gösterildi. Çeşitli üniversiteler ve hastanelerden gelen hekimlerin yoğun ilgi gösterdiği ve obezite cerrahisi alanında deneyimli yabancı uzmanların da katıldığı eğitim programı sırasında 4 hastaya da farklı tekniklerle obezite ameliyatları yapıldı.
Eğitim programının açılışı nedeniyle konuşan Acıbadem Maslak Hastanesi Obezite Merkezi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cihan Uras, Türkiye’de şişmanlık oranının kadınlarda yüzde 45, erkeklerde ise yüzde 25 oranına ulaştığını, ülkemizde henüz morbit obezitenin yoğun olmadığını, ancak şişmanlığın ciddi bir toplumsal sağlık sorunu haline gelmeye başladığını söyledi. ABD’de obez hastaların operasyon sayılarının hızla artmakta olduğunu belirten Prof. Uras, “Türkiye’de henüz yaygın bir şekilde obezite cerrahisi ameliyatlarının gerçekleştirildiği çok fazla merkez yok. Sınırlı sayıda merkez hizmet veriyor. Acıbadem Sağlık Grubu, bu sağlık sorununa özel sağlık çözümleri sunmak için Acıbadem Obezite Merkezi kurdu. Multidisipliner bir yaklaşımla obez hastalara hizmet verilen bu merkezde, hastalık bütün yönleriyle ele alınıp, tedavi uygulanıyor. Ülkemizde obezite cerrahisinin daha fazla yer bulması gerektiği inancındayız. Bu eğitim programını gerçekleştirmemizin amacı da, obeziteyle ilgilenmek isteyen hekimlerimize yol gösterici olabilmektir” diye konuştu.
ABD’nin önde gelen obezite cerrahları arasında yer alan ve halen Florida Hospital Bariatrik Servisi’nin Medikal Direktörü olan Dr. Keith Kim ise, obezite cerrahisi ameliyatlarının yapıldığı ülkelerde cerrahi anlamda bazı hataların yapılabildiğini, ABD’de de bunların yapıldığını, ancak son yıllarda robotik cerrahinin devreye girmesiyle daha güvenli ameliyatlar gerçekleştirilebildiğini anlattı. 2009 yılı boyunca 362 robotik cerrahi ameliyatı yaptıklarını Dr. Keith Kim, obezite cerrahisi hakkında şunları söyledi: ““Gastrik by-pass operasyonlarının sayısı giderek artıyor. Benim yaptığım operasyonların yüzde 60’ını da bu teknikle gerçekleştirdiğim operasyonlar oluşturuyor. Ameliyatlardan sonra birtakım komplikasyonlar olabiliyor. Bunları en aza indirgemek için cerrahın deneyimli olması gerekiyor. Bu deneyim de obezite cerrahisi merkezlerinde edinilebiliyor. Hastaların ameliyatlardan sonra psikiyatrik tedavi almaları, psikolojik destek görmeleri, beslenmelerini bir uzmanın yardımıyla yönetmeleri, yaşam değişikliklerini etkili bir şekilde gerçekleştirmeleri gerekiyor.”