Robotlar yeni köleler mi?
Dizi yaratıcısı HBO, Taht Oyunları ve Lost’u çok aşan yeni bir diziyi dünyaya yayınlıyor: Westworld.
Konusu, Amerikalı romancı Michael Crichton’ın aynı isimli romanından 1973’te çekilen filmden esinlenen yenilikçi bir versiyon. Dizinin senaryosu Jonathan ve Lisa Nolan’ın. Yönetmen ise, Star Trek ve Yıldız Savaşları Güç Uyanıyor vb filmlerin yönetmeni J.J.Abrams. Bu isimler, ABD görsel eğlence sanayiinde önemli. Bir bilim kurgu fantezi dizisi yarattılar. ABD’de 2 Ekim’de başlayan dizi 10 hafta sürecek. Ön bilgiler sayesinde ABD’de ilk gösterildiği gece 3.3 milyon kişi izledi. Bizde de yayınlanıyor.
Dizide müşteriler ve insanlardan farksız robotlar bir tema parkında (Western stilinde) beraberler. Robotlar, müşterilerin akla hayale gelmeyecek veya gelecek bütün fantezilerini tatmin için varlar. Parktaki tema western olduğu için, müşteriler, insandan farksız robotları “öldürebiliyor.” Ama robotlar, o an ölseler bile, akşam park görevlileri tarafından toplanıp, parkın yönetildiği “yerdelen”e taşınıyor. Yerdelen, yerin 100 kat altına inen süper-über bir ileri teknolojik üretim merkezi. Yöneticisi Anthony Hopkins. Bütün robotların (bindikleri atlar dahil) 3D imal edildiği, tamir ve bakımının yapıldığı, yazılımlarının yüklendiği bir üs.
Kovboy müşteri, robotları “öldürebiliyor” ama kovboy robotların silahı müşteriye işlemiyor. Öyle bir teknik düzen kurulmuş ki müşteri, robota istediğini yapsın. Bu parkta insanlar bütün hayvani, en ilkel duygu ve davranışlarını ortaya koymakta özgür. Eski yüzyıllarda insanlar, yaptıkları hareketlerin sosyal ve hukuksal boyutlarını zerre kadar düşünmeden davranabiliyordu. Onları belki frenleyen tek şey dinsel ahlaktı. Zamanla hukuk diye bir kavramın ortaya çıkarak yüzyıllar boyunca ince ayar evrimleşmesiyle bugün insanlar “istedikleri” gibi davranamıyor. Çünkü davranışlarının yaptırımı var.
Westworld’de ise yaptırım sıfır. Müşteri en ahlaksız, en canice dürtülerini özgürce yaşayabilir. Batılı eleştirmenler, dizinin yenilikçi yaratıcılığını takdir etmekle birlikte, ırkçı, ayırımcı, hukuku yok sayan bencilliğine, şiddetine dikkat çektiler: Robotlar, kölelik dönemindeki kölelerdi aslında. Beyaz “sahipler” köleyi mal gibi alıp satar, ona istediğini yapardı. Dizi sanki köleliğin (robotun), müşteri (sahip) için ne kadar da yararlı (!) olduğunu mu gösteriyor? Öte yandan, tecavüz, öldürme, aşağılama gibi eylemlerin insanlara özgü olduğunu, robotun ruhsuz bir yazılım olduğunu tartışanlar da var. Dizide ise, robotların yazılım hataları sonucunda “ruh kazanıp” onlara yapılanların intikamını alacağına dair ipuçları bulunuyor.