Rotamız uçtan uca dijital dönüşüm
Veri ve analitiği dijital dönüşümün odağına taşımayı öncelik olarak belirleyen Komtaş, bu iki başlığı BT'nin sorumluluğundan çıkartıp, diğer iş birimlerinin hizmetine sunmak odaklı çalışmalarla veriyi ve analitiği dijital dönüşümün her noktasına ulaştırabilmeyi hedefliyor.
Teradata ve Komtaş, 2017 Kasım’ında yeni işbirliklerini duyurdu. Bu çerçevede Teradata bünyesinde bulunan satış, pazarlama, destek ve profesyonel hizmetler, Türkiye pazarına Komtaş Bilgi Yönetimi üzerinden sunulacak. Komtaş Genel Müdürü Yüksel Çomak’a göre, Teradata ortaklığı, veri yönetimi ve analitik çözümler adına önemli bir dönüm noktası. Bu ortaklıkla, dijital dönüşüm yolculuğu için müşterilere uçtan uca çözümler sunma yetkinliğinin daha da gelişeceğini vurgulayan Yüksel Çomak, bu başlıkta strateji ve hedeflerini paylaştı:
Teradata işbirliğiniz hakkında bilgi verir misiniz?
Teradata’nın Türkiye operasyonu artık Komtaş’ta ve Teradata’nın tüm ekibi bize geldi. 1 Ocak 2018 itibariyle devraldığımız Teradata Türkiye de tasfiye sürecine girdi. Operasyonlar artık Komtaş çatısı altında yürütülecek. Teradata ile uzun süredir bu modeli kurguluyorduk ve özellikle Türkiye’nin dinamik yapısına uygun bir model yapı istedik. Bu modelde biz ‘exclusive distribütör’ olduk. Yani bizim ve Teradata’nın karşılıklı olarak ciddi bir taahhütleri var. Teradata’nın kendi varlıkları ve sunduğu değer yapısına erişimimiz önemli. Çünkü misal analitikle ilgili en iyi uygulamaları var ve bunlar teknoloji kadar, hatta bazı durumlarda teknolojiden de önemli. Bunlar Teradata’yı özel kılan değerleri. Biz de Teradata müşterilerine bu değerleri sunma imkanına sahip oluyoruz. Teradata Ecosystem Architecture, yani ‘ekosistem mimarisi’ dediğimiz bir yapı var. Artık tek başına veri ambarından bahsetmiyoruz. Tüm yapılar nasıl birlikte çalışacak, hangi veri nerede duracak, maliyetleri düşürürken, operasyon mükemmelliğini sağlamak da lazım. Ekosistem mimarisi ile analitik bir yol haritası çıkartmak mümkün. Bu da her bir şirket, BT yapısı ve veri kullanımı açısından şirkete özel bir çalışma ortaya koymak demek. Üç adım var: Danışmanlık ve mimari, konumlandırma servisleri, üçüncüsü de teknoloji.
Türk şirketlerinin BT’de danışmanlık desteği alma ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bence şirketler danışmanlığın önemini öğrendiler. Artık hiç kimse teknoloji almıyor. Şirketler danışmanlığı dinlemeye istekli ve kendilerine danışmanlık ile ayna tutulmasını istiyorlar. Ama bazı firmalar danışmanlık hizmetinde onların beklentilerine yanıt verecek şeyleri anlatmadıkları için bir yorulma da var. Bu nedenle artık doğrudan danışmanlık şirketine gitmeyi tercih ediyorlar. Suçu biraz da kendimizde arayalım. Bugüne kadar danışmanlık dediğimizde hep kendi teknolojimizi anlattık. Ama artık bunun ötesine geçmemiz gerek ve dünyada da trend bu yönde. Komtaş olarak uzmanlık alanımız veri ve analitik alanında bu görevi üstlenmek istiyoruz. Bu danışmanlığın bir sonuç da üretmesi gerek. Oysa ne teknolojiyi ne yurtdışında yapılan çalışmaları kendimiz özümseyip anlatmıyoruz. Bize ve Türkiye’ye özel yerelleştirilmiş, gerçekten şirkete ve ihtiyacına karşılık değer yaratan çözümleri duymak istiyorlar. Sonuçta her ülkenin her ülkede farklı sektörlerin kendilerine has dinamikleri var. Evet oradaki vakaları da inceleyelim, ama mutlaka bunun üzerine kendi müşterimize özel katma değer katalım. Ben buna ‘entelektüel cari açık’ diyorum. Cari açığı parayla ölçüyoruz, ama aslında iş kafada başlıyor. Bir katma değer vermeden fikir ithal etmemek gerek. Bu yolla, yarattığın çözümü ihraç etme şansına da sahip değilsin. Ama sen bunu bir hammadde olarak al, üzerine eklemelerini yap ve yerelleştir, müşterine değer sağla ve bu yarattığın fikri ihraç et. İşte o zaman entelektüel cari açıktan çıkmış ve katma değer yaratmış oluruz.
Teradata merkez niye böyle bir karar aldı?
Bu konuda bir süredir işleyen bir süreç vardı. Türkiye’de bu modelin etkisini gördüler ve Informatica da örnek oldu. Çünkü Informatica ve Teradata küresel pazarda da büyük iş ortakları. Biri veri, diğeri analitik odaklı. Informatica’nın da daha önce Türkiye ofisi vardı, ama biz markayı daha iyi temsil ettiğimiz için bu yapının daha güçlü başarı sağlayacağına, çevik ve dinamik olacağına inandılar.
Merkezin sizden beklentileri neler?
Teradata’nın temel beklentisi Komtaş ile birlikte Türkiye pazarında büyümek. Bu süreci birkaç seviyeye ayırdık. Bir tanesi özellikle teknoloji ve çözümler. Bunun konumlandırılması konusunda Teradata çözümlerini bizim veri çözümlerimizle bir araya getirerek, uçta uca hem veri hem analitik çözüm sunabilecek noktaya gelmek istiyoruz. Teradata’nın ekiplerini bünyemize kattık. Ayrıca Teradata, küreseldeki farklı mükemmeliyet merkezleri ile bağlantı kurma ve oradan eğitimler alma, danışmanlar getirme imkanını bize sundu. Bu küresel deneyimi müşterimize de anlatabiliriz. İş artık sadece teknoloji olmadığı, danışmanlık yetkinliği önem kazandığı için burada Teradata’dan aldığımız ekiple birlikte global Teradata ekibiyle bir araya gelerek farklı alanlarda çözüm sağlayacağız. Komtaş olarak Teradata’nın Türkiye ofisi gibi çalışacak, Teradata merkez ile birlikte yetkinlikleri bünyemize katarak ilerleyeceğiz. İkinci kısmı ise mevcut müşterileri devralıyor, onların bakım ve destek hizmetlerini üstleniyoruz. Teradata’nın Ankara ve İstanbul’daki bakım ve destek ekibi bize geçti.
Çözüm odaklı işbirliklerinde bundan sonra öncelikler neler olacak?
Bu stratejimiz ile hem istihdamımız büyüyor hem yetkin olduğumuz başlıklar çeşitleniyor. 2016’nın ikinci yarısı itibariyle rotamızı dijital dönüşüm olarak belirledik. Çünkü küresel bazda müşteriye daha yakın olacak, müşteri deneyimini daha üst noktaya çıkartacak, operasyonel mükemmelliği sağlayacak, maliyetleri düşürecek tek yöntem artık dijitalleşme. Bu şirket ölçeği veya sektörden bağımsız, bütünsel bir gereklilik. Biz dijital dönüşüm adına 2020 yılına kadar rotamızı belirledik ve odağında veri ve analitiği görüyoruz. Beklentileri ortaya koyacak, keşif ve öngörü sağlayacak olan taraf veri ve analitik. Bu başlıklarda tüm süreçler gerçek zamanlı sonuçlara uzanıyor. İçerdeki algoritmalar kararları verecek ve bunun içinde yapay zeka ve asıl önemlisi öğrenebilen sistemler gibi başlıklar var. Tüm kurumsal süreçlerde bu ikisi öncelikle yerini alıyor. Bunlar veriye dayanıyor ve bunların analitiği de bir gereklilik. Veri ve analitiği dijital dönüşümün odağına taşımak ve bu iki başlığı iş birimlerinin kullanımına sunmak, yani bu iki başlığı BT sorumluluğundan çıkartıp, pazarlama gibi diğer birimlerin de analitik yapabilmesini, birbirini besleyecek şekilde veriyi ve analitiği dijital dönüşümün her noktasına ulaştırabilmeyi istiyoruz.
Türkiye’de şirketlerin bu konudaki yetkinliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Büyük veriden anlam çıkartma çabası birçok yerde var. Ama önce altyapıyı doğru inşa etmek gerek. Her sektörde önemli çalışmalar yapılıyor. Ama çok hızlı olmak gerektiği ya da entelektüel cari açıktan dolayı tam sırasına uygun biçimde yapılmıyor. Her yere bina yapıp, sonra altyapıyı düşünüyor gibiyiz. Analitik asıl gözüken başlık. Ama bu şirketlerde veri altyapıları odaklı çalışma yok. O zaman da veri güvenliği, veriyi toplamak sıkıntı oluyor. Veri ve analitik, değirmen ve su gibi ve önce doğru yere değirmeni kurmanız, ikisini birlikte düşünmeniz gerek. Önce veri, sonra analitik dersek, sürdürülebilirliği devre dışı bırakırız. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’yla misal herkes şahıs olarak “benim verimi hangi amaçla işliyorsun?” diye sorma hakkına sahip. Yani gerçek zamanlı kişisel bir teklif yapıyorsan bu teklifi neden yaptığının, veriyi nereden bulduğunun cevabını verebilmelisin. Bu döngü gerçek anlamda birbirine bağlanıyor. Veri güvenliği ve bu veriyi doğru yönetmek kadar, akışını doğru sağlamamız, veri hakimiyetini maksimum derecede elde etmemiz lazım.
2018 planlarınız ve öncelikleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
Dünyamız bir ekosistem mantığında çalışıyor ve her sektörde her şirket kendi ekosistemi ile varlık gösterecek. Komtaş da bir ekosistem yaratıyor. Birinci adımda mükemmeliyet merkezleri oluşturuyoruz. Veri yönetimi ve aynı şekilde analitik konusunda böyle merkezlerimiz, Teradata ve Informatica olarak küresel bazda iş ortaklıklarımız ve onlardan aldığımız başarılı uygulama örnekleri var. Önceliğimiz bu ekosistemi geliştirmek ve genişletmek. Komtaş’ın iştiraki olan, analitik başlığında Digitallency firmamızın tek odağı analitik odaklı projeler yapmak. Veri yönetimi konusunda ise Damalink firmamızın amacı da veri yönetimi konusundaki en iyi uygulamaların danışmanlık metodolojilerini oluşturmak. Müşteri verisi tutmanın, veri güvenliği ile ilgili yaklaşımın metodoloji ve çerçevenin ortaya konulabilmesi hedefiyle mükemmeliyet merkezlerini hem veri hem analitik tarafında oluşturuyoruz. Bunlara, 2018’de ‘güvenlik analitiği’ konusunda bir mükemmeliyet merkezini ekleyeceğiz. 2018’de odağımızda Komtaş merkezde olmak üzere dört şirket, yani mükemmeliyet merkezi ile 5 şirket kimliğine kavuşmak var. Birbirini tamamlayan bu yapılarda, veri yönetimi, müşteri analitiği, güvenlik analitiği farklı başlıklar. Teknoloji olarak da sadece Informatica ve Teradata değil, açık kaynak teknolojiler de bizim için çok önemli. Önümüzdeki dönemde yatırım yapacağımız alanlardan biri veri ve analitik başlıklarında açık kaynak teknolojiler olacak. Ekosistemi geliştirmek açık kaynak teknolojilerine yatırım, veri ve analitik çevresinde mükemmeliyet merkezleri oluşturmak, böylece uçtan uca çözüm sağlamak temel hedefimiz. Şirketleri teknoloji çöplüğünden kurtarmamız gerek. Teknoloji ikinci veya üçüncü planda olmalı. Önce ne yapacağımıza, nasıl yapacağımıza ve neden yapacağımıza, bunun bize ne getireceğine kafa yormamız gerek.