RPA pazarı, yapay zekâ teknolojileriyle çok daha büyüyecek
Robusta Kurucu Ortağı Murat Dayanıklı, ülke olarak önümüzde stratejik bir fırsat bulunduğuna; kamunun da desteğiyle RPA pazarında Avrupa’da yaygınlaşabileceğimize ve ciddi bir oyuncu olabileceğimize dikkat çekti.
RPA (Robotic Arocess Automation / Robotik Süreç Otomasyonu) teknolojilerinin bugün beyaz yakalıların işlerini dönüştürmek için bir araç olarak dünyada hızla yayıldığını ve çok popüler bir hale geldiğini, pandemi döneminde de şirketlerin, insan elinin değmediği süreçlerin önemini keşfettiğini vurgulayan Robusta Kurucu Ortağı Murat Dayanıklı, BThaber’in ‘3 Gazeteci 1 Konuk-3G1K’ başlıklı dijital etkinliğinin konuğu oldu. Dayanıklı, BThaber Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi, BThaber Ankara Temsilcisi Sedef Özkan ve BThaber Editörü Handan Aybars’ın sorularını yanıtladı:
- Son dönemin en gözde konularından bir tanesi robotik teknolojiler. RPA’nın fiziksel robotlardan farkını kısaca anlatabilir miyiz? RPA’yı bir nevi sanal robot olarak adlandırabilir miyiz?
Evet, RPA’lar sanal robotlardır. Fiziksel robotlardan farkını anlatmak için tarihte yolculuğa çıkarsak 20. yüzyılın başında emek gücünü otomasyona tabi tutmak için fiziksel robotlar; endüstriyel otomasyon diyebileceğimiz otomasyon ortaya çıktı. Üretimde dünya çapında çok büyük patlamalar yarattı. Daha sonra bilgisayarlar hayatımıza girdi, bilişim teknolojileri dünyada giderek yaygınlaştı ama sistem dışında yürüyen bilişim teknolojilerinin kapsamına girmeyen birçok ‘manuel iş’, sistem dışında kaldı. Teknolojideki son değişikliklerle, ilerlemelerle birlikte bugüne kadar sistem dışında bırakılan işler de otomatik olarak yapılabilir hale geldi. Özetle; endüstriyel otomasyon, mavi yakalıların işlerini dönüştürdü. RPA teknolojileri, beyaz yakalıların işlerini dönüştürmek için bir araç olarak dünyada hızla yayıldı ve çok popüler bir hale geldi. Dönüşüm kaçınılmaz; iş yapış şekillerimiz dönüşecek; bunu kabul etmeliyiz. Gelecekte bugünkü yapmış olduğumuz bazı işler olmayacak ama yeni meslekler olacak. Daha da derinleşecek. Kendimizi güncellememiz, yeni yetkinlikler kazanmamız gereken bir dönemdeyiz. Ülke olarak da çok stratejik bir konumdayız. Birçok teknolojik dönüşümü kaçırdık ama bu dönüşümü kaçırmazsak Avrupa’daki robotik işlerin hem teknoloji sağlayıcısı hem de hizmet sağlayıcısı olmak için çok büyük bir potansiyel barındırıyoruz. Robusta olarak biz burada ciddi bir fırsat görüyoruz. Dolayısıyla ülkemizde robotik konusunda çalışacak uzmanlar hizmet verecek. ‘RPA Devoloper’ diyebileceğimiz bir meslek ortaya çıktı. Bu meslekte, ülkemizin coğrafi konumu olarak baktığımızda, özellikle Avrupa’daki pazarda çok ciddi bir oyuncu olabiliriz. Yazılım konusunda Hindistan’a kaptırdığımız bu durumu, ülke olarak almak için önümüzde stratejik bir fırsat da duruyor. Şu aşamada sadece RPA’lar daha çok kuralları net olan rutin işlerin otomasyonu konusunda kullanılmaya başlandı. Daha fazla bilgi gerektiren işlerde de çalışanlara yardımcı olacak, onların işlerini kolaylaştıracak bir fonksiyona doğru evrilecek.
- Pandemi süreci RPA’nın yaygınlaşmasını, bazı sektörlerde bazı süreçlerde gerekliliğini nasıl etkiledi? Hangi sektör ve ölçekteki şirketlerin bu teknolojilere ilgisi arttı?
Birçok şirket buna hazır değildi. İnsan bağımlı çok süreç; ‘manuel’ süreçler var. İnsanlar çok bağımlı olduğu ve pandemi de çok aniden hayatımıza girdiği için bazı şirketler bu konuda önce ne yapacaklarını anlamaya çalıştılar. Türkiye’deki şirketlerin çok dinamik ve hızlı bir şekilde bu döneme adapte olduklarını görüyorum. Bu dönemde RPA’ya olan talep evlerimizden çalıştığımız, hiçbir müşteri ziyaretine gidemediğimiz halde arttı. Birçok toplantıları tamamen çevrimiçi sanal ortamlarda yaparak satışları gerçekleştirdik. Satış sonrası hizmetlerin, RPA süreçlerinin robotlara öğretilmesi, süreçlerin canlıya alınması, kullanılması konularının tamamını hiçbir müşteri ofisini ziyaret etmeden yapabildik. Bu dönemde özellikle müşteriye dokunan süreçlerde şirketler, insan elinin değmediği süreçlerin önemini keşfetti.
RPA’lar kamuya ilaç gibi geldi
- Kamu kurumlarının bu yeni teknolojilere bakış açısını, gerek kamuda gerek reel sektörde kullanımına yönelik destekleri nasıl yorumluyorsunuz? Avrupa’da oyuncu olma konusunda kamunun nasıl etkisi olabilir?
Kamu bu tür teknolojileri benimsedi. BT konusunda en fazla yatırımı kamu yapıyor, güncel birçok teknolojiyi hızlıca kullanıyor. İhtiyaçlar, regülasyonlar çok hızlı değişiyor; kamu bunlara uygun olarak birçok teknolojiyi, uygulamayı geliştirip bünyesine koyuyor. Zaman içerisinde uygulama ve teknoloji sayısı arttığında bunları entegre etmek, değişiklik yapmanın maliyeti çok yüksek. Bunları yönetmek, hızlı değişime ve regülasyona ayak uydurmak çok zor. Bu kadar dağınık işin, farklı teknolojinin olduğu bir ortamda, RPA’lar kamuya ilaç gibi geldi. Süreçlerini hızlı bir şekilde optimize etmek için RPA kullanmaya başladılar. Öncelikle kamunun kullanması önemli bir indikasyon. Aslında bizim kamudan, sadece kullanıcısı değil, yerli firmaların yurt dışında oyuncu olması için desteklenmesi konusunda da taleplerimiz var. Bunu değişik platformlarda dile getiriyoruz. Bu konudaki çabalarımızı sürdüreceğiz. Daha fazla sayıda kişinin Robusta bünyesinde çalışmaya başlaması, Avrupa’da hızlı bir pazar oluşturması için önemli. Kamunun da desteğiyle birlikte iyi bir yol alacağımızı düşünüyorum. Burada yapılacak şey tabii ki kaynak yetiştirme. Üniversitelerle iş birliği yaparak robotik konularında seminerler vermeye başladık. Bunun bir sonraki aşaması, üniversitelerde ‘RPA Devoloper’ diyeceğimiz mesleklerin potansiyel çalışanlarının üniversitelerde yetiştirilmesi olabilir. Birçok öneri setini kamuya sunmaya çalışıyoruz. Robusta Akademi’yi hayata geçirdik. Ürünle ilgili ‘öğrenme’ platformumuz var. Bunu artık kendi platformumuzun dışına taşıyıp bu konuda eğitim veren gerek STK’lar gerek BT eğitimi veren kurumlar olsun onlarla görüşüp kaynak yaratma konusunda çalışmalar yapmayı planlıyoruz.
- Robusta’nın bu alandaki gelişimi ve pazara bakış açısı hakkında bilgi verebilir misiniz?
Bu pazar çok yeni, çok hızlı popüler hale geldi. Pazarın çok daha büyüyeceği, özellikle yapay zekâ teknolojileriyle birleşmesiyle birlikte robotik süreç otomasyonu platformlarının daha ileri boyutlara gideceği beklentisi var. Aslında gelecekte bu alanda dünyada yaşanacak gelişmeleri, beklentileri şirketler satın aldı. Bu konu daha derinleşecek. Gerçek dijital çalışana doğru evrilecek. Yaptığımız birçok ‘manuel iş’ ve birçok meslek tamamen dönüşecek. Gelecekteki teknolojilerde BT uygulamaları görünmez hale gelecek. Şirketler, bu teknolojileri erken dönemde deneyimlemek, kullanmak ve bunların gelecekteki oluşacak çalışma şekillerinde kendilerini nasıl etkileyeceğini görmek istiyorlar. Bu nedenle dünyadaki RPA kullanmayı benimseme oranı Gartner’ın bir araştırmasına göre yüzde 73. Bunu yaygınlaştırabilen şirket sayısı henüz çok yüksek değil; yüzde 6’larda. Şirketler bunu anlamaya, ‘işimi nasıl dönüştürüm, dönüşüm aracı olarak nasıl kullanırım’ı anlama aşamasındalar. RPA, çalışma anlamında da daha güvenli bir ortam yaratıyor. Robusta olarak servis olarak değil, proje bazlı yazılımdan farklı olarak, ürün olarak yurt dışına açılmak istiyoruz. Ürünümüz küresel olgunluk seviyesine ulaştı; ürünümüzle yaygınlaşmak istiyoruz. Bunu yaparken oradaki lokal BT danışmanlık şirketleri ile bunu yapmaya çalışıyoruz. Böylece aslında biz değer olarak hem teknolojimizin düzgün bir şekilde teknoloji sağlayacağız hem de arkadaki satış sonrası hizmetlerin düzgün bir şekilde verileceği bir merkeze dönüşeceğiz. Aslında Türkiye’deki iş ortakları kanallarımızı pandemi döneminde geliştirdik. Büyük bir pazar var; hizmet sektörünün Avrupa Birliği’nde çok pahalı olduğunu biliyoruz. RPA, ‘insourcing’ için ciddi bir dönüşüm aracı. Sürecinizi RPA ile daha düşük bir maliyetle yeniden içinize alıyorsunuz. Batıda bu konuda ciddi bir talep var, bu talebi ülke olarak kaçırmamız gerek. Kamunun da buradaki desteğiyle birlikte hızlı bir şekilde öncelikle Avrupa’da yaygınlaşacağımızı düşünüyoruz. Daha sonra daha küresel olmak için Amerika’ya açılmayı düşünüyoruz ki RPA pazarının yüzde 50’si Amerika’da. Yüzde 25 Avrupa, yüzde 25 de dünyanın geri kalan kesimi olarak oranlayabiliriz. Ürünün geliştirilmesine ve müşteri sorunlarına, ihtiyaçlarının karşılanmasına odaklanırken iş ortaklarımızın hem satış hem satış sonrası hizmete odaklanacağı bir model oluşturduk. Bu şekilde hızlı olarak yaygınlaşacağımızı öngörüyoruz. İlk girişimlerimiz Avrupa tarafında oldu, orada satış ortakları kanallarımızı oluşturmaya çalışıyoruz. Amsterdam şubemizin kuruluşunu yaptık ve faaliyetlerimize başladık. 2021 yılı itibarıyla bunu hızlı bir şekilde artırmayı düşünüyoruz.
- RPA sistemlerinizin, ERP gibi iş uygulamaları ile entegrasyonu konusundaki gelişmeleri değerlendirebilir misiniz? İş birlikleri gelişebilir mi?
RPA’larda entegrasyon ihtiyacı yok. Yaygınlaşmasının en büyük sebebi de bu. RPA’in en büyük avantajı sizin mevcut BT uygulamalarınızda herhangi bir değişiklik yapmanıza gerek kalmıyor ki mevcut BT uygulamalarında değişiklik yapmanın maliyeti çok yüksek. RPA’nın getirdiği en büyük fayda, uygulamalarda kullanıcı gibi etkileşime girmesi. Mevcut uygulamaya dokunmuyorsunuz; bu ciddi bir avantaj. RPA’ya yatırım yapmamızın en büyük nedenlerinden birisi bu. Mevcut ERP sistemlerinde, arkanızdaki teknolojinizden bağımsız olarak o teknolojilerle kullanıcı gibi etkileşime giriyor. ERP sistemlerinde kullanıcıların çok sık yaptığı şeyleri Robusta içinde şablon süreçler olarak tanımlıyoruz, süreç olarak Robusta’nın içine koyuyoruz. Bizim müşterimiz Robusta’yı aldığında ERP’de kullanılan birçok servisi de almış oluyor. Bu şablonları yerli üreticilerle görüşüyoruz. Yakalayacağımız başarıdan sonra küresel ürünlere götürmeyi hedefliyoruz. Dolayısıyla bu süreçlerin dağıtıcısı biz değil ERP üreticileri olacak.
Herkesin kişisel, sanal bir asistanı olacak! KOBİ’ler ‘Bulut RPA’ya uygun maliyetle ulaşacak!
- KOBİ’lerin size, sizin onlara yaklaşımınız nasıl? Bulut yönündeki çalışmalarınız hakkında da bilgi verir misiniz? Robot teknolojileri nereye gidiyor?
RPA teknolojileri sadece büyük şirketler için değil küçük şirketler için de büyük değer taşıyor. Hatta orta vadede RPA’nın artık bireysel seviyeye, ‘Business To Consumer –B2C’ diyeceğimiz pazara da ineceğini öngörüyoruz. Günlük hayatımıza girecek pek çok şey RPA’ler tarafından yapılacak. Herkesin kişisel, sanal bir asistanı olacak! Dolayısıyla KOBİ’lerimizin bunları uygun maliyetlerde deneyimlemesi önemli. Bir iş ortağımız üzerinden ‘Bulut RPA’ çözümümüzü sağlamak için çalışıyoruz. Çok yakında KOBİ’ler bu çözümlere çok düşük maliyetlerle bulut üzerinden erişebilecekler. Hem maliyet düşük hem de yönetmesi daha kolay bir yapı olacak. Ürünü en baştan tasarlarken yüzde yüz buluta uygun bir şekilde, bulut mantığına uygun bir şekilde tasarladık. Avrupa, Amerika müşterilerinin böyle bir talebi var. Bankacılıkta regülasyonlarda ötürü sıkıntılar mevcut ama onun dışındaki sektörlerde bulut konusunda şirketler oldukça istekli. 5G ile birlikte RPA servislerinin daha da yaygınlaşacağını öngörüyoruz. Robot teknolojileri hayatımızı kolaylaştıracak bir aşamaya doğru gidiyor. Gelecekten korkmuyorum. Robotlar sayesinde kendimize daha fazla zaman ayırabilir, uzmanlığımızla ilgili bir şeyler yapabilmeye vakit kazanıyor olacağımızı öngörüyorum. Beni heyecanlandıran kısmı; bugüne kadar kaybettiğim zamanı geri almak istiyorum.