Sağlıkta hedef: Yurtdışı pazarı
Sağlık sektöründe bilişimin kuvvetlenmesi için doktor ve mühendislerin birlikte çalışabilmesi büyük önem taşıyor. Böylece dünya standartlarında çözümlerin milli kaynaklarla yapılabilmesi mümkün kılınıyor. Türkiye’de geliştirilen ürünlerin dünyaya pazarlanması artık bir ihtiyaçtan öte gereklilik.
Çevrimiçi içerik üretiminin yanı sıra giyilebilir teknoloji ve bulut eğitim sistemleri üzerine yatırımlar yoğunlaşırken giyilebilir teknolojilerin son kullanıcıya yönelik tasarlanması da ön plana çıkıyor. Kironna Dijital Sağlık Çözümleri Yönetici Ortağı Yağmur Selin Gülmüş konuyla ilgili gelişmeleri şöyle aktardı:
“Giyilebilir teknolojilerin önemli sağlık verileri üretip kullanıcılara ve hekimlere anlık geri bildirimler sağlaması sağlık bilişiminin geleceği olarak görülüyor. Bu konudaki çalışmalarımız prototip aşamasında ilerliyor. Bulut eğitim konusunda ise www.kongredeyim.com üzerinden gerçekletirdiğimiz medikal toplantı yayınlarıyla bir arşiv oluşturuyor ve sağlık profesyonelleri, dernek ve ilaç şirketlerine destek veriyoruz.”
BTech olarak ileriki dönemde tamamen 3 boyutlu yazıcılar ve üretim sistemleri, 3 boyutlu kayıt ve görüntüleme sistemlerinin bulunduğu bir makine parkı yatırımı yapılmasını planladıklarını dile getiren BTech Kurucu Ortağı ve Ar-Ge Yöneticisi Kuntay Aktaş, “Hedeflerimiz arasında sistemlerimizin tüm Türkiye’de tanınarak en ücra devlet hastanelerinde bile kullanılması, çaresiz bekleyen hastalara çözüm olurken, sistemin faydaları sayesinde dünya standartlarında cerrahi operasyonların ülkemizde milli kaynaklarla yapılması bulunuyor” dedi ve alanın güçlenmesi noktasında düşüncelerini şu şekilde paylaştı: “Farkındalık yaratılması, hastaların, doktorların bu teknolojiyi öğrenmesi ve talep etmesi çok önemli. Bu alanın güçlenmesi için şüphesiz doktorlar ile mühendisler beraber çalışmalı, ameliyat sahasında doğan ihtiyaçlara yönelik yeni teknolojiler geliştirilmeli, özellikle biyouyumlu malzemelerde yeni malzemeler yapılmalı ve insan vücuduyla birebir özellikle yapay organik yapılar ve organlar bu sistemle bütünleştirilmelidir. Ayrıca teknolojinin 3 boyutlu yazıcı teknolojisi ile birebir bağlantılı olduğu düşünülürse bu alandaki gelişmeler de paralel olarak sistemi geliştirecektir.”
KoçSistem Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Can Barış Öztok, “Sağlık sektöründe, artan maliyetler, uzun Ar-Ge süreçleri, teşhislerde hatalar gibi sorunların pek çoğunun, konuyla ilgili tüm bilgi kaynaklarının tek çatı altında toplanarak birbirleriyle bağlantılı hale getirilmesi ve sistematik bir yapıya kavuşturulmasıyla sağlanabileceği görüşündeyiz” yorumunu yaptı.
Öztok, BT’nin daha etkin şekilde kullanılmasıyla daha iyi tedavi yöntemlerinin önünün açılacağını vurgulayarak “Böylece sağlık sektöründeki hizmet kalitesi yükselir ve ülkemiz bu alanda çok daha ileri bir noktaya taşınabilir. BT, tabii ki tek başına hastalıkları tedavi edemez ancak KoçSistem olarak sunduğumuz katma değerli çözümlerle hastalıkları tedavi edenlere, bu alanda Ar-Ge çalışmaları yapanlara, kısacası tüm sağlık sektörüne, çalışmalarını daha kaliteli, hızlı ve kolay şekilde yapmaları için yardımcı olmayı hedefliyoruz” dedi.
Giyilebilir teknolojiler gerek sağlığımızın gerekse gündelik yaşantımızın birer parçası haline gelecek
SGK Biyometrik Kimlik Doğrulama Projesi kapsamında geliştirdikleri BioPOS parmak damar izi ile biyometrik kimlik doğrulama projesini Türkiye’den sonra, faaliyet gösterdikleri Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinin sağlık altyapılarına bütünleştirmekle ilgili faaliyetlerini sürdürdüklerini kaydeden Proline e-ID ve Biyometrik Çözümler Departman Yöneticisi Serdal Karakaş öngörülerini de şöyle paylaştı: “Giyilebilir teknolojilerin gelecek yıllarda gerek sağlığımızın gerekse gündelik yaşantımızın birer parçası haline geleceğini ve birçok alışkanlığımızı değiştireceğini söyleyebiliriz. Örneğin, yakın zamanda telefonlarımızı taşıma gerekliliğini ortadan kaldıran saat şeklindeki telefonları daha fazla görmeye başlarken, bu cihazların üzerindeki fonksiyonların geliştirilmesiyle birlikte, tansiyon ve şeker hastaları gibi birçok kişinin anlık durum bilgisini ölçme yeteneği kazanacağı ve herhangi bir acil durum karşısında ilgili kişi veya hastanelere bildirim yapabileceğini tahmin etmek güç değil. Öte yandan, ilaçlar ve tıbbi donanım alanlarında da teknolojinin faydalarını görüyoruz. Geliştirilecek daha kompakt cihazlarla belki de bugün sadece tam teşekküllü bir hastanede gerçekleştirebileceğimiz bir tahlili ev ortamında yapabilir hale geleceğiz.”
DataMed Genel Müdürü Ömer Kayahan Yalçın, önümüzdeki dönemde, ürünlerinin yurtdışında tanıtımının ve satışının birinci öncelik olacağını belirterek “Bilkent Cyberpark bünyesinde Ekonomi Bakanlığı destekli bir projede ‘Bilişim ve Telekomünikasyon Kümesi’ kurulmuş olup küme şirketlerinden biri olan şirketimizin kümelenme kapsamında diğer paydaş şirketlerle birlikte yapacağı yurtdışı çalışmaları sonucunda ürünlerimizin ihracatı da hedefleniyor” açıklamasını yaptı. Yalçın, “Ayrıca kısa ve orta vadede Telemedicine (Uzaktan Tıp) konusunda yeni ürün ve yazılımlar geliştirilmesi hedeflerimiz arasında. Hastaların başka hastanelerde çekilen tıbbi filmlerinin bütün hastanelerden görülmesi ve hekimlerin bu filmler hakkında görüş alış verişinde bulunabilecekleri araçlardan oluşan bir sistem geliştirilmesi düşünülüyor” dedi.
Yalçın, “Internet of Things -Nesnelerin İnterneti konusunda Ar-Ge projesi hazırlanarak bu konuda diğer şirketlerin de kendi ürünlerini tasarlayabilecekleri bir yazılım çerçevesi geliştirilecek. Bu sayede asıl uzmanlık alanımız olan sağlık alanında, yoğun bakım cihazlarının, sağlık verilerinin akıllı cihazlarla iletişim kurarak bu verilerin depolanacağı, yorumlanabileceği sistemler kurulması hedefleniyor. Yine mobil tablet ve telefonlar kullanılarak yeni tasarım ve yeni yazılım yöntemleriyle mobil cihaz üretimi de önümüzdeki dönemlerdeki Ar-Ge çalışmalarımız alanında yer alacak” diye vurguladı.
Amaç; iyileştirmeden öte ‘korumak ve önlemek’
“BDY Bilişim olarak hedeflerimiz; katma değeri olan, nitelikli ürünler geliştirmek” diyen BDY Bilişim Ar-Ge ve Yazılım Geliştirme Direktörü Özgür Öztürk, “Zaten yüzlerce örneği olan, herhangi bir yenilik içermeyen ürünler geliştirmek istemiyoruz. Bu anlamda özellikle yurtdışında da sektörü yakından takip ediyoruz. Tamamen milli sermaye ile üretilmiş ve uluslararası rekabet gücü olan ürünler sunmaya çalışıyoruz” şeklinde vizyonlarını paylaştı.
Ölçsan Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Burak Sondal, 16 yıldır biyometri üzerine çalıştıklarını belirterek bu konuda sektördeki ilkleri gerçekleştiren şirketlerden biri olduklarının altını çizdi. Sondal, “Parmakizi, parmak damarı, yüz tanıma, 3 boyutlu yüz tanıma, iris, göz damarı, ses, kulak biyometrileri, dudak hareketi tanıma, DNA gibi birçok sistem üzerinde ürün geliştirme ve uygulamaları üzerinde çalışıyor ve bu alanlardaki gelişime yatırım yapıyoruz. Ölçsan olarak geleceğe şimdiden hazır olduğumuzu söyleyebiliriz. Zira teknolojiyi gelişim ile eşzamanlı olarak takip ediyor ve bilfiil teknolojik gelişim için çalışmalar yapıyoruz” şeklinde teknoloji yaklaşımlarını dile getirdi.
“Türkiye’de elimizde bulundurduğumuz sektörel liderliğimizi, uluslararası alanlara da taşımayı amaçlıyoruz” şeklinde yol haritasını vurgulayan Sisoft Genel Müdürü Ömer Siso, “Hâlihazırda, KKTC, Senegal, Nijerya ve Azerbaycan’da projelerimiz mevcut. Ayrıca ürünlerimizin kalitesi ve geniş yelpazesi sayesinde başarılarımızın artarak devam edeceğine güvenimiz tam. Bu sayede Sisoft’un dünya devleri arasında yer almasını ve ülkemizde gelişen ve değerlenen yazılımlarımızın, yurt dışına ihracatının artırılmasını amaçlıyoruz. Ürünlerimizi özellikle yurtdışı pazarında pazarlayabilmek adına şu an 8 olan farklı dil desteği sayısını daha da artırmak ve pazar payımızı olduğunca maksimize etme hedefindeyiz. Ülkemizde gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge projelerini yurtdışında da gerçekleştirerek, ‘Horizon’ bünyesinde ülkemizi destek kapsamında üst sıralara çıkarmak ve projelerle de adımızı uluslararası platformda daha sık duyulur hale getirmek istiyoruz” açıklamasını yaptı.
Corlam Kurucu Ortağı Mehmet Doğan Aşık da, Türkiye’de geliştirilen Ar-Ge ürünlerinin dünyada yer bulmasını sağlamayı hedeflediklerini söyleyerek şunları kaydetti: “Özellikle Türkiye’de geliştirilen ürünlerin dünyaya pazarlanması artık bir ihtiyaçtan öte gereklilik. Gelişmekte olan ekonomimizi sağlamlaştıracak bakış açısı; Türkiye’de teknoloji üretmek ve bu Ar-Ge ürünlerinin dünyada kullanılabilirliğini arttırmaktır.”
“En temel hedefimiz üyelerimizin hayatını kolaylaştıracak teknolojilere yatırım yapmayı sürdürmek” yorumunu yapan Acıbadem Mobil Sağlık Genel Müdürü Rasim Topuz, “Şu bir gerçek ki, teknolojik gelişmelerin de yardımıyla sağlık kuruluşlarının misyonlarında önemli değişimler yaşanıyor. Yakın bir geçmişe dek sadece ‘iyileştirmek’ olan bu misyon, ‘korumak ve önlemek’ şeklinde bir dönüşüm yaşıyor. Bu misyonun ülkemizdeki önemli temsilcilerinden biri olarak faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Genel değerlendirecek olursak, mobil sağlığın artık bir lüks değil, gereklilik ve ihtiyaç olduğu günden güne daha geniş kesimler tarafından da fark ediliyor. Yenilikleri, ülkemizde uygulama ve inovatif çözümler üretme konusundaki çabamızı hız kesmeden devam ettiriyoruz” ifadesini kullandı.
İTS MOBİL YAYINA ALINDI
SAĞLIK İÇİN İŞ ZEKÂSI
DESTEKLEYİCİ REGÜLASYON SİSTEMİ ÖNEMLİ