Sanal sunuculardan Kubernetes’e geçişte artış bekleniyor
Özellikle uzaktan çalışma sistemlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte saldırılara daha açık hale gelen verileri korumak, büyük ölçüde veri sahiplerine düşüyor. Pek çok kurum, özellikle verilerini buluta taşıdığında farklı bir yedekleme çözümüne ihtiyaç duymayacağını sansa da durum aslında böyle değil. Herhangi bir platformda saklanan verinin her an erişilebilir olması ve verilerin farklı bir buluta ya da farklı bir sisteme kolayca taşınması oldukça önemli. Diğer yandan siber saldırganlar, bulutta yer alan verileri de hedef alan gelişmiş saldırılar düzenleyebiliyorlar. Bu nedenle tüm iş yüklerini bulut, sanal, fiziksel ya da SaaS’ta olması fark etmeksizin koruyan Veeam’in sunduğu veri koruma çözümleri önem kazanıyor.
Veeam Bulut Koruma Trendleri Raporu 2023’e göre, kuruluşların %98’i veri koruma stratejilerinin bir parçası olarak bulutta barındırılan bir altyapı kullanıyor. EMEA bölgesindeki kuruluşların %91’i sunucuları ve yönetilen hizmetlerin bazı kombinasyonlarını kullanarak dosya paylaşımlarını ve/veya veri tabanlarını buluttan çalıştırdıkları bir yapıya sahipler. Bu verilerin buluta olan yönelimi açıkça gösterdiğini, ancak yerel veri merkezlerinin kullanılmaya devam edeceğini ifade eden Veeam Türkiye Ülke Müdürü Kürşad Sezgin, “Buluta özgü çözümlerin büyük bir hızla yaygınlaşmasıyla birlikte Kubernetes en hızlı büyüyen altyapı platformu olmayı başardı. Özellikle rekabetin çok yoğun olduğu Türkiye’de sanal sunuculardan Kubernetes gibi konteyner platformlarına geçişte müthiş bir artış bekliyoruz. Bu alanda Türkiye’nin dünyada lider olacağını öngörüyoruz” dedi.
Verinin bulutta olması ‘tam güvenlik’ değil
Evden çalışma sisteminin yaygınlaşmasıyla artan fidye saldırılar sonucunda, şirketlerin tüm verilerini yedeklemesinin ve korumasının daha da önemli hale geldiğine değinen Sezgin, “Örneğin Microsoft 365 kullananlar, verileri bulutta olduğu için güvenliğin sağlandığını zannediyorlar. Oysa veri sahipleri verinin güvenliğinden öncelikli olarak sorumludur ve verinin bulutta olması %100 güvende olduğu anlamına gelmez” diye konuştu. Kurumların siber saldırılar karşısında çalışanlarını eğitmek amacıyla oltalama simülasyonları yaptıklarını, ancak bunların kendi başına yeterli olmadığını vurgulayan Sezgin, “Bunların yanında mutlaka bir yedekleme çözümü kullanılması verinin güvenliğini sağlamak için çok önemli” ifadelerini kullandı.
Veeam’in modern veri yönetimi yaklaşımı tek bir platform ile verinin nerede olduğundan bağımsız olarak çevik, kolay anlaşılır ve kullanımı kolay çözümlerle yönetilmesini içeriyor. Veeam’in hızlı veri kurtarmada çok iddialı olduğunu ifade eden Veeam Kıdemli Bölge Müdürü Kadir Bakaç, “Veeam, kullanıcılarına kendi ihtiyaçlarına uygun olarak alan açabilmeleri için veri sıkıştırma alternatifi sunuyor. Ayrıca veri içerisinde arama yaparak, istenen bir detaya kolayca erişmek de mümkün. Tüm bunlar hız ve zaman kazandırıyor ve kesintisiz çalışma için mükemmel bir çözüm oluyor” şeklinde konuştu. Yedeklere dakikalar içinde kullanılabilir olarak erişmenin Veeam ile mümkün olduğunu dile getiren Bakaç, “Geleneksel bir yedekleme çözümü kullanan bir kurum 30 terabayt’lık bir veri yedeğine 105 dk’da dönebiliyor. Bu, geleneksel bir yedekleme çözümü için iyi olsa da Veeam ile karşılaştırıldığında oldukça yavaş. Veeam ile bunu on saniyenin altında bir sürede yaparak büyük bir avantaj sağlıyoruz” dedi.
Veri yönetimi kritik
Son dönemde yükseliş trendinde olan Kubernetes ortamlarının modern veri koruma çözümleriyle birlikte kurumlara büyük avantajlar sunduğunu ifade eden Veeam Türkiye Kıdemli Kurumsal Satış Müdürü Fatma Mıdık, “Uygulama hizmetlerine yönelik yüksek kullanılabilirlik ve ölçeklenebilirlik sunan Kubernetes, buluta özgü çözümlerin büyük bir hızla yaygınlaşmasıyla birlikte en hızlı büyüyen altyapı platformu olmayı başardı ve bir sonraki kurumsal platform olma yolunda ilerliyor. Dolayısıyla Kubernetes uygulamalarında da veri yönetimi çok önemli” dedi. Kubernetes ve konteyner’ın Türkiye’de oldukça önemli olduğuna değinen Mıdık, “Yoğun müşteri taleplerini karşılamak için esnek olmaları gerektiğini bilen kurumlar, bu çevikliğe sahip olmak için Kubernetes’i tercih ediyorlar. Öncelikle güvenlik altyapılarını oluşturdukları bu yapılarda, verinin sürekliliğini sağlamak için yedekleme yapılması gerekiyor elbette. Biz, Kasten ile bu alanda sadece yedekleme ile sınırlı olmayan, uygulamanın taşınabilmesini de içeren kapsamlı bir çözüm sunuyoruz. Örneğin oldukça başarılı bir e-ticaret markası yoğun taleplerle karşılaştığı kampanya dönemlerinde Kasten ile veri altyapısını buluta taşıyarak, olası aksilikleri önledi, zaman kaybetmedi. Farklı altyapı yatırımları yapması gerekmediğinden ve bulut sağlayıcısına sadece kullandığı süre için ödeme yaptığından önemli bir maliyet tasarrufu sağladı. Bu da markaya kampanya zamanlarında çok büyük bir avantaj kazandırdı” diye konuştu.
Kasten çözümlerine duyulan ihtiyacın giderek artacağını öngördüklerini ifade eden Mıdık, “Verinin nerede olduğundan çok o veriye istendiğinde ulaşabilmek ve doğru bir şekilde verileri kullanabilmek önemli. Veeam Kasten ile kurumsal operasyon ekiplerine yedekleme/geri yükleme, felaket kurtarma ve uygulama hareketliliği için kullanımı kolay, ölçeklenebilir ve güvenli bir sisteme sahip, bu alandaki en iddialı çözümleri sunuyoruz. İşgücü açığı arttıkça otomatize sistemlerin daha ön plana çıkacağı gerçeği de göz önüne alındığında Veeam ve Veeam Kasten çözümlerine olan ihtiyaç da gittikçe artacaktır” dedi.