Sanallaştırma, yeni dinamikleri beraberinde getiriyor
Sektör uzmanlarının da dile getirdiği gibi sanallaştırma teknolojileri aslında günümüzde çok popüler olan sunucuları sanal hale getirme ile sınırlı değil. Pek çok noktada sanal hale getirilen bileşenlerle daha basit, efektif, yönetilebilir, esnek çözümler oluşturulabilmesi mümkün hale gelmiş durumda. Bu sayede de kritik olan makinelerin durmaksızın çalışması sağlanabiliyor. Sektör temsilcilerine göre sanallaştırma ile birlikte güvenlik konusu da daha fazla önem kazanırken, sunucu sanallaştırması da veri merkezlerini farklı bir noktaya taşıyor.
Sanallaştırma için hacim ve operasyonel hedefler göz önünde bulundurulmalı
Hayat Bilgi Teknolojileri Sanallaştırma Takım Lideri Onur Vatandaş’a göre günümüzde sorulması gereken soru, şirketlerin sanallaştırmaya ihtiyaç duyup duymadığı değil, sanallaştırmayı nerde nasıl uygulayacağı. İhtiyacı belirlemek için bilinmesi gereken işletmenin hacmi ve operasyonel hedeflerinden oluşan iki temel faktör olduğunu ifade eden Vatandaş, “Şirket operasyonları bilgisayar altyapısına bağlı küçük bir şirket, bunun tersi olan çok büyük bir şirkete göre farklı operasyonel hedeflere sahiptir. İhtiyacı bu tür faktörler belirler. Bu doğrultuda birçok şirket de birçok farklı ürün ile çözümler sunuyor ve her biri ürünlerin yapabildiği ölçüde müşterilerini sanallaştırmadan faydalanmalarını sağlıyor. Her şirket çözümlerinin bütünleştirmesi için çalışanlarına satış ve teknik ağırlıklı eğitimler aldırıyor. Buradaki amaç, her şirketin kendi DNA’sına uygun en iyi ürüne karar verdikten sonra, doğru bir ekiple kendi sistemlerine uyum sağlamasından geçecektir. Bu rekabette sevindirici nokta, ülkemiz için bir katma değer olacağıdır ve bu sayede de ülkemizin milli serveti daha az ölçekte yurtdışına gidecektir” diye konuştu.
Bimsa Sistem Depolama Sanallaştırma Danışmanı Cem Güneyli’ye göre de sanallaştırma teknolojilerinin pek çok noktada kullanılması mümkün. Fiziksel olarak işlemci yansa bile hazırda bekleyen başka bir işlemci ile çalışmaya devam edebilmenin, ya da işletim sistemlerini sanal makineler haline getirerek, çalışmaya devam etmesinin söz konusu olduğunu belirten Güneyli, şöyle konuştu: “Çalışan işletim sisteminin fiziksel olarak farklı bir sunucuya taşınabilmesi, çalışan işletim sistemine işlemci, hafıza, disk eklemek çıkarmak, felaketten kurtarma çözümlerinin çok daha ucuza ve kolay bir şekilde uygulanabilmesi de mümkün. Bu bahsettiğim bütün teknolojiler temelde sanallaştırma kullanıyor ve bu teknolojiler sayesinde görev ya da iş icabı kritik olan makinelerin durmaksızın çalışması sağlanabiliyor. Sanallaştırmanın en önemli avantajlarından biri de “Yeşil BT”, yani kısaca daha az elektrik, daha az soğutma ve fiziksel olarak daha az makine kullanılması. Böylece binlerce farklı işletim sistemi fiziksel olarak çok daha küçük alanlarda barındırılabiliyor. Sonuç olarak, daha az alan, daha az enerji ihtiyacı, daha az soğutma ihtiyacı sağlanıyor.”
Türkiye’de sanallaştırma projelerinin önemli bir fazının geride bırakıldığı görüşünü taşıyan Check Point Satış Müdürü Serdar Yalçın’a göre sanallaştırma alanında da önden takipçiler ilk faz sanallaştırma projelerini bitirmek üzereler. Ancak kurumlar, büyük yatırımlar yapıp onlarca uygulamasını sanal ortamların içerisine yerleştirdiği andan itibaren bu uygulamaların fiziksel dünyadan arındırılmış o sanal ortam içerisindeki güvenliğinden sorumlu hale geliyor. Yalçın, bu noktada sanal ortamların teorik ve pratik olarak da güvenlik ihtiyacının artarak hissedildiği bir ortam haline geldiğine dikkat çekiyor. Gelinen noktada sanallaştırmanın faaliyete geçmesi ve kurumların da önceliklendirmesi ile birlikte güvenlik yaklaşımlarının daha da olgunlaştığını ve yaygınlaştırılabilir hale geldiğini belirten Yalçın, “Bugün çok çağdaş güvenlik çözümlerin hayata geçtiğini görebiliyoruz. Örneğin klasik ağ veya sunucu tabanlı güvenlik çözümlerinden apayrı, tamamen sanal ortamlara yönelik özel güvenlik çözümleri uygulanabiliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Gelinen noktada artık sadece sunucu sanallaştırma değil PC ve uygulama sanallaştırma çözümleri de oluştuğunu belirten Oytek Kurumsal Satış ve Çözüm Danışmanlığı Grup Yöneticisi Tolga Erbilgin de, uzmanlığın tüm bu projeler açısından taşıdığı öneme dikkat çekti. Bu projelerle merkezi yönetim ile kontrol gibi endişelerin yanında, günlük hizmet sürelerinin büyük oranlarda azaltılmasının da günümüzde kurumlardaki kullanıcıların ihtiyaçlarının hızlı karşılanmasını da sağladığını ifade eden Erbilgin, “Bilişim altyapılarının artık bir servis olarak verilebilmesini ve kurumların artık teknik detaylardan bir seviye daha üste çıkarak uygulamaların fonksiyonelliği, iş ihtiyaçlarına uygunluğu, sürekliliği, güvenliği vb kavramlara daha fazla zaman ayırabilmelerine olanak tanıyacak. Bu ise gerek ana iş alanlarına bilişim departmanlarının sağladığı faydanın ve önemin daha da artmasına yol açacak” dedi.
F5 Türkiye Yöneticisi Mutlu Güngören’e göre de, veri merkezleri optimize edilmeye başlanmış durumda. Müşteri portföylerinin yaklaşık yüzde 20-25’inin yerel trafik yönetimi çözümümüzün içinde yer alan “offloading” kabiliyetlerinden gerçek anlamda yararlanmakta ve belki beş sunucudan bir tanesinin sanallaştırma çözümü kullandığını ifade eden Güngören, “Bu uyum süreci hızlandıkça dağıtık sanal makinelerin sayısında bir patlama olacak ve veri ağının trafiği, erişimi, performansı ve güvenliği yönetmesi anlamında çok daha yüksek seviyede zekaya ihtiyaç duyulacak” dedi. Veri merkezlerinde görülen gelişimin büyük küresel veri merkezi konsolidasyonu eğiliminden kaynaklandığını belirten Güngören, “Operasyonları basitleştirmek, maliyetleri kısmak ve az da olsa daha çok çevreci BT kavramını hayata geçirmeye yönelik olan ihtiyaç veya istekler” dedi.
KoçSistem Veri Merkezi Satış Destek Grup Yöneticisi Güney Seyhan’a göre sanallaştırma veri merkezlerine, bugüne kadar görülmemiş bir verimlilik getirmiş durumda. Veri merkezlerinin en büyük maliyet kalemlerini sunucu yatırımları, elektrik sarfiyatı ve operasyonel hizmetlerin oluşturduğunu belirten Seyhan, sunucu sanallaştırma teknolojileri ile sunucu konsolidasyon oranının 12/1 mertebesinde gerçekleşebildiğini vurguladı. Bu doğrultuda daha az tamamlayıcı ekipmana da ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Seyhan, “Artık yazılımlar, masaüstleri, geliştirme platformları da veri merkezinde barındırılıp kullanıcıların hizmet olarak kullanabilmesi sanallaştırma teknolojilerine bağlıdır.Operasyonel hizmetler açısından da sanallaştırma teknolojileri ile sistem yöneticisinin sanal ortamda yönetebileceği sistem sayısı artmıştır. Tüm bu kazanımlar toplandığında sunucu sanallaştırma teknolojilerine yapılan yatırımlar bir yıl içerisinde kendi kendini ödemektedir” diye konuştu.