Sanallaştırmaya talep artıyor
Donanımlarım daha az elektrik tüketebilir mi? Bilişim altyapımı nasıl daha az karmaşık hale getirebilirim? Yeni işletim sistemleri ile uyumlu olmayan benim için olmazsa olmaz bir uygulamamı nasıl daha hızlı çalıştırabilirim? Sistemlerimi daha güvenilir nasıl kurabilirim? Ayda sadece iki gün güçlü bir sisteme ihtiyacım olan muhasebe raporlama sistemimi nasıl daha ucuza getirebilirim?, Donanımlarımı bakıma almak istiyorum, ama bu sürede çalışmaya da devam etmek istiyorum, bu durumu nasıl çözmeliyim?” Akkalyoncu, sanallaştırmanın bu sorulara çözüm sunan bir teknoloji olduğunu, sorunlarının farkında olan her ölçekteki şirketin sanallaştırma çözümlerini kullanması gerekeceğini, kimin kullanıp kullanması gerekliliğinin aslında şirketlerin büyüklüğünden çok şirketlerin kendilerini bir adım ileride tutmak isteyip istememeleri ile ilgili olduğunu ifade etti.
Datacore Genel Müdür Serdar Özçelik, “Eğer 5-6 sunucunuz varsa sanallaşmaya hiç bulaşmayın, maliyeti yapacağınız, elektrik tasarrufu gibi tasarruflar sanallaştırma yazılımına yapacağınız yatırımları çıkarma şansına bile sahip değil” diyor. Özçelik’e göre, geniş bir şekilde sanallaştırmaları düşündüğümüzde 8-10 sunucunun üzerine bakmamız gerekiyor. 2010 yılında en önemli noktalardan birisi istemcilerin sanallaştırılması, çok dağıtık yapıda olan kurumlar. Bu tip istemcileri tek bir merkezde toplamaları gerekiyor. Özçelik, “Maliyetleri düşürmek, çok daha ucuz makineleri istemci olarak kullanabilmek anlamında istemci sanallaştırması çok daha önemli. 2010’da sunucu sanallaştırması ile birlikte revaçta olacak alanlardan birisi. Sanallaştırmaya sadece sanallaştırma olarak da bakmak doğru değil. Ana konumuz iş sürekliliği yazılımları tarafında inanılmaz avantajlar sunuyorlar. Onun için birçok kurum sanallaştırmayı düşünürken iş sürekliliğini de içinde düşünmeli” diyor.
Datamarket Teknoloji Danışmanı Cihan Özden ise sunucu sanallaştırmanın yavaş yavaş yerine oturduğu, artık talebin masaüstü ve uygulama sanallaştırma tarafına da yavaş yavaş yönlendiği görüşünde. Yeni dönemde bu teknolojilerin bilinirliğinin artmasına paralel daha fazla rağbet göreceğine inanan Özden, “Talebin sanallaştırmanın hangi yönü ile eşleştiğini belirlemek en önemli nokta. Sanallaştırma teknolojilerinde kullanılan yazılım ürünleri nerede ise aynı özellikleri ve performansı sunuyor. Bu kapsamda aynı özellikleri ve servisleri sunan ürünler arasında marka bilinirliği, referansları, yaygınlığı, arka plandaki desteği en iyi olan ürün tercihlerdeki ilk sırayı alıyor. Müşterilerinin bir sanallaştırma platformundan beklentilerinin ne olduğunu doğru belirleyebilmek ve aslında ürünlerin sağladığı fakat belki de hiçbir zaman kullanmayacakları özelliklere para ödemelerini önlüyor ve doğru yönlendiriyor olmak gerekli” diyor.
Donanımsal riskler hala mevcut
Gantek Opersayondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özgür Deniz Erzincan’a göre ise sanallaştırmanın ya da konsolidasyonun her uygulama ve platform için birebir çözüm olabileceğini gözü kapalı olarak söylemek biraz hayalci bir yaklaşım olur ancak doğru ölçeklendirilmesi durumunda kurumlara ciddi kazançlar sağlayabileceği bir gerçek. Günümüz sanallaştırma projelerinin yüzde 90’dan fazlasının konsolidasyon amaçlı projeler olup sistemlerin aynı donanım üzerinde birleştirilmesini hedeflediğini anlatan Erzincan, “Ancak bu yaklaşım doğal olarak son kullanıcıda donanımsal bir risk endişesi yarattı. Kontrollü adımlar atılmaya başlandı ve neden birçok yumurtayı aynı sepete koyayım düşüncesini haklı çıkarabilecek cevaplar arandı. Başlangıçta sepetin gerçekten sağlam olup olmadığını test etmek için performans ihtiyaçları göz önüne alınarak giriş ve orta seviyedeki sistemler konsolide edildi. Sanallaştırmanın istikrarı ve beklenen performans görüldükten sonra hızlı bir sanallaştırma devinimi yaşandı” şeklinde konuştu.
Çevreci BT’ye vurgu yapan Hayat Bilgi Teknolojileri Teknoloji Direktörü Vural Köyüstü, kaynak paylaşımı ve donanımla yazılım arasındakı bağı koparmanın amacının, atıl olan bilgisayar kaynaklarını geri kazanmak ve dinamik olarak ihtiyaç duyan uygulamaya kullandırmak, donanımdan bağımsızlık sayesinde de hem yeni donanımlara daha kolay taşımak hem de aynı özellikten yararlanarak iş sürekliliği sağlamak olduğunu belirtti. Başlangıçta bu amaçtan uzak olsa da günümüzde görülen yararlar neticesinde Çevreci BT’nin de sanallaştırma teknolojilerini kullanmak için bir amaç olduğunu kaydeden Köyüstü, “BT dünyasının geleceği artık sanallaştırma çözümlerinde. Yatay bir çözüm olup, donanım, işletim sistemi, uygulama, ağ gibi katmanların hepsinde kendine has sanallaştırma çözümleri bir çok problemi adreslemekte. Dolayısıyla yakın zamanda temel bir bileşen olarak tüm BT çözümlerinin içinde adından bahsedilsede bahsedilmesede yerini alacak. Günümüzdeki soru, şirketlerin sanallaştırmaya ihtiyaç duyup duymadıgı değil, nerede nasıl uygulayacağıdır” dedi.
Bu alandaki teknolojiler hızla yayılıyor
İnnova Teknoloji Çözümleri Direktörü Mehmethan Şişik ise sanallaştırma teknolojilerinin, her geçen gün büyük bir hızla şirketlerin hayatına girdiğini söylerken, donanımsal kaynakların uygulamalara tahsis edilmesini ortadan kaldırarak, tüm donanım kaynaklarının ortak bir havuz olarak kullanılmasını sağlayan bu teknolojinin, artık veri depolama alanında da yoğun ilgi gördüğünü dile getirdi. Şişik, “Birçok işletme sanallaştırmayı kullanmaya başladı ancak burada sanal ortamların yönetimi ve otomasyonu da oldukça önem kazanıyor. Burada işletmelerin hali hazırda kullandıkları yönetim sistemleri ile bütünleşme gerekebiliyor veya yeni çözümlere ihtiyaç duyulabiliyor. Sanallaştırma artık sadece sunucu ve depolama tarafinda değil, istemci tarafında da konuşulmaya ve uygulanmaya başlıyor” dedi.
Microsoft Türkiye Sunucu ve Yazılım Ürünleri Grup Yöneticisi Necip Özyücel’e göre ise, sanallaştırma kaynakların daha verimli kullanılmasına dayanmakta. Eş zamanlı olarak performans, süreklilik, esneklik gibi avantajlar sunabiliyor. Sanallaştırma teknolojileri bir anlamda geçmişin merkezi bilgiişlem altyapılarının sunduğu avantajların, günümüzün gelişmiş olanaklarıyla yeniden ve güçlü bir şekilde gündeme getirilmesini sağladı. Sanallaştırmanın temel amacı veri merkezlerindeki sunucu konsolidasyonunu sağlamak.
“Kurumların sanallaştırmaya olan eğilimleri, birkaç yıl öncesine nazaran daha fazla arttı ve daha güvenli bakmaya başladılar. Orta ve büyük ölçekli kurumların büyük bir bölümü, sanallaştırma teknolojilerini kullanmayı ciddi anlamda düşünüyor” diyen Global İletişim Genel Müdürü Murat Küçüközdemir, önümüzdeki dönemde masaüstü sanallaştırmasının gelecek vaat ettiği görüşünde. Masaüstü sanallaştırmasının yaygınlaşmasıyla birlikte İnce istemci çözümlerine olan eğilimin daha da artmasının beklendiğini kaydeden Küçüközdemir’in yorumları şu şekilde: “Solid State Disk teknolojisinin veri depolama sistemlerinde kullanılması şu an için her ne kadar pahalı olsa da uzun vadede yaygınlaşacağını, aynı zamanda CAS (Content Addressed Storage) sistemlerinin de yakın zamanda önem kazanacağını öngörüyoruz. Günümüz sanallaştırma hizmetlerinde, donanım yatırım optimizasyonu, enerji tüketim optimizasyonu ve fiziksel yer optimizasyonu önemli hale geliyor. Bu kapsamda veri merkezlerinde BT ve tesis bütünleşmesi gerçekleşiyor”
Fujitsu Türkiye Genel Müdürü Halit Zaim’e göre, sanallaştırma, blade sunucuları, güçlü depolama sistemleri, sanal makineler, ağ ve uygulamaları ile en uygun araçlarla yönetilmesi gereken bir altyapı olarak karşımıza çıkıyor. Zaim, şunları söylüyor: “IDC’nin Avrupa genelinde yaptığı araştırmalar, binin üzerinde çalışana sahip olan kurumların yüzde 37’si sunucularını sanallaştırdığını gösteriyor. Sanallaştırmanın bir moda değil kurumlar açısından ciddi bir ihtiyaç. IDC, 2013’e kadar bu pazarın yüzde 11 gibi ortalama bir büyüme hızıyla gelişme göstereceğini kaydediyor. Bu araştırma 2007 yılının son çeyreğinde dünya genelinde piyasaya sunulan sunucuların yüzde 15.1’inin sanallaştırıldığını ortaya koyarken, 2008 yılının ikinci çeyreğinde bu oranın yüzde 16.5’e çıktığı anlaşılıyor. İki yıl içinde ise satılan her beş sunucudan en az birinin sanallaştırma işlemlerinde kullanılması bekleniyor. Sanallaştırma toplam sahip olma maliyeti açısından özellikle orta ve büyük ölçekli kurumlara birçok getiri sunuyor. Türkiye’de küçük ölçekli şirketlerde sunucu kullanma alışkanlığının çok zayıf olduğu dikkate alınmalı. Sanallaştırma kararı veren şirketlerin ihtiyaçlarını önceden belirlemeleri ve değişen ihtiyaçlara bugün olduğu kadar yarın da cevap verecek altyapı için kendilerine en uygun teknolojileri tercih etmeleri gerekir.”