Sanatta Yapay Zekâ… Bir oyuncak mı yoksa bir tehdit mi?
Yazar: Can Orhun
Son günlerde sanat ve teknolojinin kesiştiği tartışmalı konulardan biri olan ‘Yapay zekâ kullanılarak sanat eseri üretilir mi?’ tartışmasına biraz da olsa biz de girelim 🙂
Yapay zekâ ile üretilen görseller sanat eseri olarak değerlendirilebilir mi?
Veya yapay zekâ ile yazılmış bir hikâye ya da roman edebi bir eser midir?
Tartışmaya bir yerden başlamak lazım 🙂
Örneğin sizce, Midjourney ile üretilmiş aşağıdaki görselin altına yazılacak hangi tanımlama daha doğru olur?
“Bu görsel, Can Orhun tarafından yapay zekâ kullanılarak yaratıldı” mı?
yoksa,
“Bu görsel, Yapay Zekâ tarafından Can Orhun kullanılarak yaratıldı” mı?
Burada araç kim? Yapay zekâ mı yoksa metni görsele çevirmesi için yazan kişi mi?
Çıkan esere bakınca bu işin üretiminde bir sanatçının rolü var mı?
Varsa o kim?
AI mı? AI’ı geliştiren yazılımcılar mı? Yoksa AI’a hayalindeki görseli oluşturmak için gerekli olan satırları yazan kişi mi?
Peki, çıkan ‘ürün’?
Sanat eseri mi? Yoksa sentetik sanat mı? Ya da bunlardan hiç biri, bambaşka bir şey mi?
Ya da Midjourney gibi AI yazılımlarının fonksiyonu için hangi tanımlama daha doğru olur?
Text-to-art mı, yoksa text-to-image mi?
Bu konudaki tartışmaların hararetlenmeye başlaması bu yılın ortalarına rastlıyor. Colorado’da yapılan bir sanat yarışmasında dijital sanat dalında AI (yapay zekâ) ile üretilen bir sanat eserinin (?) birincilik ödülünü kazanması sanat çevrelerinde büyük tartışmalara yol açtı. Katılımcı M. Allen’ın metin satırlarını hiper-gerçekçi grafiklere dönüştüren bir yapay zekâ programı olan Midjourney kullanılarak yarattığı çalışması, ‘Théâtre D’opéra Spatial’ yarışmasında birincilik ödülünü aldı. Aldığı ödül üzerine yapılan eleştirilere yapay zekânın tıpkı bir boya fırçası gibi bir araç olduğu ve bu aracı etkinleştirmek için yaratıcı bir dürtü gerektiğine dair açıklamalarda bulunsa da bu açıklamalar çoğu çevreler, özellikle dijital görsel sanat çevreleri tarafından tepki aldı. Tepkiler “sanat üretiminde AI kullanabiliyorsak atletizm yarışmalarına da robotlarla katılabiliriz” söylemine kadar sürdü.
Süregelen tartışmalar yaratılan görüntünün niteliği veya sanat olup olmayacağı konusu bir yana, araçlar değiştikçe ve AI tabanlı yazılımlarla daha sofistike hale geldikçe, sanatı nasıl tanımladığımız ve yargılarımızın değişebileceğini açıkça gösteriyor. Görüntü oluşturmak için algoritmik araçların kullanılmasının yeni normal haline gelip gelmeyeceğini, hatta aradıkları görüntüyü metin biçiminde iyi tanımlamayı bilenlerin veya daha iyi anlayanların övgüsüne yol açıp açmayacağını söylemek için henüz çok erken.
Küçük bir anekdot; ‘Ex Libris ya da Pertev Efendi’nin Olağanüstü Yolculuğu’ romanımdaki bazı sahneleri AI ile canlandırıp Instagram’a koyduğumda en ilginç ve akılda kalıcı övgü cümlelerinden biri şöyleydi;
“what a nice sentence!”
Yani bunu yazan kişi eseri övmek için “ne güzel resim”, ya da “ne güzel görsel” değil AI ile üretimin aşamalarını bildiği için ‘ne hoş cümle” ifadesini kullanmıştı.
Diğer bir tartışma konusu da AI’ın oluşturduğu çıktıların AI algoritmaları ile Internet üzerindeki milyonlarca görüntünün işlenmesi ile olduğu ve buradaki telif hakkı konusunun ne olacağı. Örneğin Getty Images, fikri mülkiyetle ilgili hangi koşulların uygulanacağının belirsiz olduğunu söyleyerek, bu tür bir araç kullanılarak oluşturulan görüntüleri çevrimiçi deposunda yasakladı.
Ayrıca örneğin DALL-E 2 gibi deneysel AI araçları ile üretilen eserleri satamaz ve onları ticari amaçlarla kullanmanızken Midjourney tarafından oluşturulan görselleri ticari amaçlar için kullanılabilir, standart lisansları altında sahiplenebilir, kopyalayabilir, düzenleyebilir, yayınlayabilir, dağıtabilir ve/veya NFT kopyalarını satabilirsiniz.
Konuyu çok dağıtmadan az önceki tartışmaya dönersek, yapay zekâ uygulamaları ile uygulamaya bir metin girerek, görsel üreten, işleyen ve hayalindeki imajı AI yardımıyla bir esere dönüştüren kişiye sanatçı diyebilir miyiz?
Kişisel görüşüm denmemesi gerektiği yönünde…
Sanatçı bir düşünceyi ya da bir görselliği en güzel şekliyle yansıtan veya ifade edebilen kişi iken biz örneğin Midjourney ile üretirken bu yansıtmadaki rolün çoğunu AI’a bırakmış durumdayız ve kendi çıktımızın bile nasıl olacağına dair son ana kadar çok fazla fikrimiz bile yok.
Bir diğer tanımlamada sanatçı olabilecek insanın, görsel ya da işitsel olarak estetik öğeler üretebilmesi gerekir. Burada AI aracılığı ile çıkan görselin insanın üzerinde estetik duygularını uyandıracak kadar güzel olması o metni yazan insanın büyük oranda kontrolünün dışında olan bir olgu.
Bunu edebiyata aktarırsak buradaki durumun “aklımdaki çok güzel fikri bir yazara söylesem de bunu yazsa” gibi bir sonuçla eşdeğer görmemiz olası aslında. Bu da o çok güzel fikrin sahibini sanatçı yapmıyor. Burada sanat olan fikir değil, o fikrin nasıl yansıdığı.
Peki, AI ile üretilen eseri üreten bir sanatçı değilse, AI ile üretilen görsel bir sanat eseri olabilir mi?
Bu da bambaşka bir tartışma konusu ve daha uzun zaman tartışılması gerekiyor.
Peki, bir yazar olarak ve her bir roman yazmak için yıllarca emek harcayan bir kişi olarak karşıma AI ile birkaç dakikada yazılmış bir roman çıktığında yorumum ne olacak?
İşte burada daha şimdiden bir milyonun üzerinde kullanıcı rakamını aşan ve metin olarak girdiğiniz sorulara ya da komutlara uzun uzun yanıtlar veren yapay zekâ uygulaması OpenAI’in ChatGPT uygulaması devreye gidiyor. ChatGPT’ye bana örneğin ‘bir köyde yaşayan ve büyük hayalleri olan bir çocuk hakkında hikâye yaz’ dediğinizde size birkaç saniye içerisinde istediğiniz içerikte bir hikâyeyi ekranınıza yazıyor.
Yapay zekâ tarafından üretilen sanatın zaman geçtikçe nihayetinde nereye varacağını ve kabul edilebilirlik düzeyinin ne olacağını bugünden tahmin etmek zor.
Durum gerçekten Allen’in dediği gibi “Bu durmayacak, sanat öldü dostum. Bitti. AI kazandı. İnsanlar kaybetti” durumu mu? Yoksa bu da bir süre sonra sığ bir tartışma cümlesi olarak tarihte yeri alacak mı?
Yoksa AI’ın şimdilik yaratıcılığı Internet’te buldukları ile sınırlı olduğu için AI ile sanat göze hoş görünen üretimler yapmakla mı sınırlı kalacak?
Sanatı sanat yapan sadece insanda hoş duygular uyandırması ya da estetik öğeler içermesi değil şüphesiz. Sanatın aynı zamanda insan ruhunu kışkırtması, provoke etmesi, aklını başka dünyalara taşıması ya da konfor alanından çıkarması gerekirken AI ileride bunu daha sığ bir düzeyde tutacak ve daha tüketilir ve hatta artık tüketimini bile cazip olmaktan çıkaracak bir meta haline mi getirecek?
Hep beraber tartışarak, düşünerek ve izleyerek göreceğiz.