Şarabı denizde eskittim
İnovasyonda sınır yok. Yaratıcılık, buluşçuluk, araştırma, geliştirme, pazarlama, tanıtım hepsi bir araya gelince, diğer finansal koşullar ve biraz talih, şans, “kader kısmet” de olursa, katma değeri yüksek bir ürün/hizmet sunmak mümkün. Örneğin, kırmızı şarabı denizin 20 metre altında yıllandırmak. Ve sonra bunun şişesini 70 – 210 euroya satmak.
Hırvatistan’nın Adriyatik Kıyısında Dalmaçya, yüzlerce yüzlerce adası, yarımadası, koyları, körfezleriyle muazzam bir turizm kaynağı. Burada Dubrovnik’in bir saat kuzeyinde Peljesac yarımadasında Edivo Vina şarap üretim şirketi, Navis Mysterium adını verdiği şaraplarını denizin altında yıllandırıyor. Şarabın ismi Hırvatça’da “Denizin Gizemi” demekmiş. Üzüm, denize 45 derece açıyla duran yamaçta, sürekli güneşe bakarak, 300 metre yüksekte yetiştiriliyor. Daha sonra şarap yapılmak üzere işleniyor. Sonrası ise işin inovasyon kısmı: Şişeler, kauçuk bir malzemeyle sarılarak, amforaların içine yerleştiriliyor. Dalgıçlar, bunları 20 metre aşağıda özel yapım bir kafese taşıyor. Şaraplar, orada sürekli 15 derece soğuk ortamda, güneşten uzakta bekliyor. Her on günde bir dalgıçlar, aşağıya inip amforalarda çatlak, sızıntı var mı diye bakıyorlar. Kırmızı şarap için yapılan bu muamele, beyaz şarap için biraz daha farklı. Beyaz şarap şişeleri daha derine gönderiliyor. Şişe başına yüksek fiyatı, bu inovasyon ve şarabın tadına bu inovasyonla katılan aroma değeri belirliyor. Amforaya sarılmadan saklanan şişe daha ucuz, amforalı olursa daha pahalı ve “havalı.” Edivo Vina’nın şarap üretimi az, ama kullandığı yıllandırma yönteminin “tekliği” ve ilginçliğiyle rakiplerinden öne çıkıyor.
Hırvatistan’da “coğrafi işaret sistemi” ile tanımlı 300’ü aşkın şaraplık üzüm bölgesi var. Dünya sıralamasında 32’inci sırada: Yıllık üretimi 45 bin 272 ton (FAO, 2014). Ve Türkiye, hemen bir alt sırada 44 bin 707 tonla onun peşinde. (Ölçek için: İtalya birinci sırada 4.7 milyon tonla!).