Savunma sanayisinde fikri mülkiyet hakları masaya yatırıldı
Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) ile Uluslararası Fikri Mülkiyet Haklarını Koruma Derneği (AIPPI) iş birliğiyle, 4 Ekim tarihinde TÜRKPATENT’te, ‘Savunma Sanayisinde Fikri Mülkiyet Hakları Konferansı’ düzenlendi.
Konferans; Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, TÜRKPATENT Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, Türkiye Fikri Mülkiyet Hakları Koruma Derneği Başkanı Rıza Ferhan Çağırgan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Asan yaptığı konuşmada, bilginin geliştirilmesi ve ticarileştirilmesinin, büyümenin ve iktisadi kalkınmanın temel bileşeni olduğunun altını çizerek şunları aktardı: “Yaklaşık 120 trilyon dolar olan dünya gayri safi milli hasılasının yarısı fikri mülkiyet haklarından oluşuyor. Son 10 yılda fikri mülkiyet lisanslanmasının satılması sonucu 300 milyar dolar katma değer üretildi. Savunma sanayisi özelinde fikri mülkiyet haklarınca yaratılan zenginlik büyük önem taşıyor. Ülkelerde sadece askeri alanda değil ulaştırmadan farmakolojiye, malzemeden petrokimyaya hemen hemen her alanda teknolojik ve iktisadi kalkınmayı tetikleyici bir role sahip olan savunma sanayisi, bilişim ve iletişim teknolojilerinde katedilen mesafeye dayalı olarak söz konusu etkisini daha da üst seviyeye taşımakta. Savunma ve güvenlik ihtiyaçları, büyük buluşların kaynağıdır. 2000’li yıllar öncesinde, savunma sanayisiyle ilgili TÜRKPATENT ‘e yapılan yerli patent başvuruları yabancı patent başvurularının sadece yüzde 12’si iken, 2001-2010 döneminde bu oran yüzde 47’ye ulaştı ve bu oran 2018 itibarıyla yüzde 55 oldu. Faydalı model başvuruları da eklendiğinde yüzde 87 oranına çıkılıyor. Bu dönüşümün ülkemizin şu anda karşı karşıya olduğu ve sınırlarımızı tehdit eden sorunların milli güç unsurlarıyla bertaraf edilmesindeki katkısını göz ardı edemeyiz.”
Patent alınması gereken konuların neler olduğuyla ilgili farkındalık artırıyor
Demir konuşmasında, Türkiye’nin jeopolitik açıdan önemli bir konumda bulunduğunu vurgulayarak “Uluslararası meseleler devam ederken savunma sanayinde yerlilik ve millilik vurguları daha da arttı. Yerli ve teknolojisi yüksek savunma sanayi olan ülkelerin caydırıcılığı her zaman yüksek olmuştur. Masada çözüm ararken, sahada gücünüzü ispat ettiğiniz zaman ağırlığınız daha fazla oluyor” açıklamasını yaptı. Türkiye’nin tasarıma ağırlık veren, fikri mülkiyet hakları açısından beyin gücüne dayanan işler ortaya koyduğuna dikkat çeken Demir, savunma sanayisinde de patent konusunun öneminin giderek daha da anlaşıldığını ifade etti ve yürütülen projelerde fikri ve sınai mülkiyet haklarının Başkanlığa ait olması prensipleri bulunduğunu vurgulayarak, “Geliştirilen projelerin bütününe baktığımızda, koruma altına aldığımız haklara ilişkin çok az bir veri olduğunu görüyoruz ama bunu artırmak istiyoruz. Patent alınması gereken konuların neler olduğuyla ilgili farkındalık da artırıyor” dedi. Savunma sanayisinde geliştirilen fikirlerin sivil alanı da etkilediğini dile getiren Demir, şöyle konuştu: “Genelde teknolojinin geliştirildiği alanların başında savunma sanayisi geliyor. Buradaki gelişmeler de çeşitli formatlarla sivil alana transfer ediliyor. Fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunması, aktarılması, sivil sektörde kullanılması hem savunma sanayinde sürdürülebilirliğin sağlanması hem de oluşturulan teknolojilerin yayılması ve ülke insanına fayda sağlaması açısından önemli.”