Sayısal dünya mobile yöneliyor
Dünyada ve ülkemizde sayısallaşma hızla gerçekleşiyor. Son dönemde açıklanan araştırmalar sayısallaşmanın yanı sıra mobil yöne hızlı geçişin de altını çiziyor. Araştırma grubu TNS ve Ericsson’un gerçekleştirdiği iki ayrı araştırmanın sonuçları konuyla ilgili durumu gözler önüne seriyor.
TNS’in dünya çapında gerçekleştirdiği geniş kapsamlı Digital Life (Sayısal Yaşam) araştırması sayısallaşmanın gerek ülkemizde gerekse dünyada hangi noktaya geldiğini ortaya koyuyor.
Araştırma şirketine göre sayısal platform kullanıcılar için birincil kanal haline gelmiş durumda. Gelişmekte olan pazarlarda ise sayısallaşma yeni bir kavram ama hızlı bir dönüşüm gerçekleşmesi bekleniyor. 46 ülkeden 50 bin kişinin katılımıyla gerçekleşen araştırma, dünya üzerindeki çevrimiçi nüfusun yaklaşık yüzde 90’ına ulaşmış durumda. Bu araştırma dünyadaki çevrimiçi alışkanlıklarda yaşanan değişimleri mercek altına alıyor.
Araştırmaya göre küresel boyutta çevrimiçi olan nüfusun yüzde 61’i sayısal kaynakları birincil medya kanalı olarak tanımlıyor. Buna karşın TV yüzde 54, radyo yüzde 36, gazete 32 ve dergi yüzde 14 oranında tercih edilen kanallar.
Hızlı gelişim gösteren pazarlar, olgunlaşmış pazarlara oranla sayısal etkinlikleri birleştirmeyi başarabiliyor. Gelişmekte olan Mısır (yüzde 56) ve Çin’e (yüzde 54) gibi ülkeler sayısal bütünleştirmeyi Japonya (yüzde 20), Danimarka (yüzde 25) ya da Finlandiya (yüzde 26) gibi gelişmiş ülkelere göre çok daha fazla gerçekleştiriyor. Üstelik olgunlaşmış pazarların internet altyapıları çok daha gelişmiş durumda.
Blog ve sosyal ağlara ilgi hızla artıyor. Araştırmaya göre Çin’de yüzde 88 oranında ve Brezilya’da yüzde 51 oranında kullanıcı kendi bloglarına sahip. ABD de ise bu oran yüzde 32. Diğer yandan özellikle Asya’da gelişmekte olan ülkelerde internet fotoğraf paylaşımı konusunda da ana seçenek haline gelmiş durumda.
Dünya çapından masaüstünden mobile kayışın etkileri sosyal ağlara erişimde de görülüyor. Mobil kullanıcılar haftada ortalama 3.1 saatini sosyal ağ sitelerinde geçiriyor. Aynı grup e-posta platformlarında ise 2.2 saat harcıyor. Araştırma sayısallaşmanın masaüstünden mobil platformlara kayacağına dikkat çekiyor.
Sosyal ağlar ağırlık
kazanıyor
Kapsamlı çalışmanın ortaya koyduğu dikkat çekici sonuçlardan biri de çevrimiçi nüfusun sosyal ağlarda e-posta platformlarından daha fazla zaman geçirdiği görülüyor. Hızlı gelişme gösteren Latin Amerika, Ortadoğu ve Çin pazarlarında sosyal ağ ortamlarında haftada geçirilen süre ortalama olarak 5.2 saat. Buna karşın e-posta platformlarında geçirilen süre ise 4 saat. Olgunlaşmış pazarlarda ise e-posta daha önde. Bu ülkelerde çevrimiçi kullanıcılar haftalık ortalama 5.1 saati e-posta okuyarak geçirirken sosyal ağlarda 3.8 saat harcıyor. Sosyal ağların en yoğun kullanıldığı ülkeler ise haftada 9 saat ile Malezya, 8.1 saatle Rusya ve 7.7 saat ile Türkiye.
Türkiye ne durumda?
Araştırmaya göre ülkemizde internet kullanan nüfus 35 milyon ve bunun penetrasyon yansıması yüzde 45 oranında.
Günlük aktivitelere bakıldığında; kullanıcıların yüzde 32’si sosyal ağlara ağırlık veriyor. Yüzde 30’u e-posta kullanıyor. Yüzde 11 bilgi ve planlama için bu platformu kullanırken yüzde 9’u haber takibi; yüzde 7 oyun ve yüzde 2’si ise alışveriş için “önemli” diyor. Ülkemizde mobilite her geçen gün daha önemli hale geliyor. Cep telefonlarının ve mobil cihazların kullanım oranı artış ivmesini koruyor. Bununla birlikte araştırmada bu günlük aktivitelerin PC üzerinden yapıldığı görülüyor.
Türkiye, haftada ortalama 17 saatini çevrimiçi geçiriyor. ABD’de bu rakam 21 iken İngiltere’de 22, Fransa 21, Yunanistan 19, Mısır 18, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) 17 ve Çin 23. Araştırmaya göre Türkiye yüzde 52 oranında sayısallaşmış durumda. Bu oran ABD’de yüzde 42, İngiltere’de yüzde 43, Fransa’da yüzde 48, Yunanistan’da yüzde 38, Mısır’da yüzde 56, BAE yüzde 50 ve Çin’de 50. Bu oranlar ülkemizin sayılaşmada dünya ortalamasında yerinin sağlam olduğunu gösteriyor.
Günde 76 dakika cep telefonuyla konuşuyoruz
Ericsson, Kanyon Alışveriş Merkezi’nin önünde bulunan Roadshow TIR’ında düzenlediği toplantıda, daha önce 2006 ve 2008 yılları arasında da gerçekleştirilen “Consumer Lab” araştırmasının 2010 yılı sonuçları paylaştı.
Türk kullanıcılarının teknoloji kullanım alışkanlıkları ve eğilimlerini ortaya koyan “Consumer Lab 2010 Türkiye” araştırması Türkiye çapında 7 bölgedeki 15 şehirden bin 500 kişinin verdiği cevaplardan oluştu. Araştırma, tüketicilerin hangi servislere ilgi duyduğu ve bu servislere ne kadar ödemek istediğinden, mobil genişbant alanındaki eğilimlere kadar kapsamlı bir analizi ortaya koyuyor.
Araştırma sonuçlarına göre katılımcılara “Gün içinde ne kadar süre telefonla konuştukları” sorulduğunda, Türk kullanıcıların günde 76 dakika telefonda konuştuğu ortaya çıkıyor. 76 dakikalık bu konuşmanın 52 dakikası kişisel, 24 dakikası ise iş ile ilgili görüşmelerden oluşuyor. Bu sonuçla Türkiye, dünyadaki araştırmalar içinde en yüksek konuşma süresine sahip.
Türk halkının mobil genişbant memnuniyetinde yüzde 48 ile dünyada en yüksek orana sahip olması. Genişbantın ne olduğunu bilen Türk insanı yine yüzde 79’luk bilinirlik oranıyla dünyada ilk sırada.
Türkiye’deki sabit genişbant ve taşınabilir bilgisayar kullanımı da belirgin ölçüde artmış durumda. 2008 yılında yüzde 45 olarak ölçülen sabit genişbant kullanımı, 2010 yılında yüzde 62’ye çıkmış durumda. 2008 yılında yüzde 21 olan taşınabilir bilgisayarların pazardaki oranı 2010 yılında yüzde 26’ya yükselmiş bulunuyor. Araştırma sonuçları, mobil genişbant ve mobil internet kullanımının ise şu anda yüzde 6 civarında olduğunu ve her geçen gün artmaya devam ettiğini söylüyor.