Sayısal uçurum da “eski” hikaye…
Burada gördüğünüz gazete kesiti, bugün de süren bir sorunun 19 yıl önceki durumu… 1995’te interneti dünya üzerinde kullananların sayısı sadece 40 milyonken bile “sayısal uçurum” diye bir konu varmış. Şu farkla: Adı, sayısal uçurum değil henüz, Kuzey-Güney Bölünmesi…
Ben o yıllarda Londra’da BBC’de prodüktör olarak çalışıyordum. Ve Cumhuriyet muhabiriydim. Bilim ve teknoloji haberlerine yatkınlığım nedeniyle böyle bir haberi görmüşüm. İnternet henüz “kullanılmadığı” için bir habere ancak gazete, tv, radyoda rastlıyorduk. Ya da rapor olarak ortaya çıkıyordu. Londra’daki Panos Enstitüsü’nün “İnternet ve Güney: Süper otoyol mu? Patika mı?” başlıklı raporuydu bu.
Raporun alt başlığı, bugün için bile geçerli bir soruna işaret ediyordu: Gelişmekte olan ülkeler, yeni bir yoksullukla, “bilgi yoksulluğu”yla karşı karşıya.
19 yıl öncesinin verileri bugün için yoksul kalıyor: Dünyada 80 bin şirket internete “bağlanmış.” 6.8 milyon belge web’de mevcutmuş. Ama sunucuların yüzde 70’i ABD’deymiş. Afrika’da internete bağlı ülke sayısı 10 bile değilmiş. Bilgisayarı internete bağlayan “modem” adı verilen aygıtın fiyatı Hindistan’da, ABD’dekinden 4 kat pahalıymış.
Raporun ana fikri bugün de doğru: “Güney, gelişmesi için internetten yararlanabilir, ama bütün mesele, internete erişim zorluğu…”