Sayısal uçurumun ortadan kaldırılması en önemli hedeflerimizden
Ulaşımdaki yoğunluğu karşılamak ve yönetmek için yerli ve milli bilişim-iletişim imkânlarıyla desteklenen verimli, güvenli, etkin, yenilikçi, dinamik, çevreci ve katma değer sağlayan sürdürülebilir bir ‘Akıllı Ulaşım Sistemi’nin gerekliliğine dikkat çeken Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, dijitalleşmenin bir ‘dönüşüm süreci’ değil, bir ‘zorunluluk’ ve ‘var oluş’ biçimi olduğunu kaydetti.
“Ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşmasına destek olacak şekilde, ulaşım ve haberleşme sistemimizi mükemmele en yakın şekilde tamamlamak üzere yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak ortaya koyduğumuz vizyonumuzun önemli bileşeni de ulaştırmada ve haberleşmede dijitalleşmenin en hızlı şekilde sağlanması” açıklamasını yapan Adil Karaismailoğlu, “Bilgi toplumu oluşumunu sağlayacak bilgi ve iletişim altyapısının oluşturulması, özellikle sabit ve mobil genişbant erişim altyapısını ve kullanımını ülkenin her tarafında yaygınlaştırarak sayısal uçurumun ortadan kaldırılması en önemli hedeflerimizden” şeklinde konuştu. Karaismailoğlu, şu noktaları vurguladı: “‘2020-2023 Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı’nın hayata geçirilmesiyle, Ar-Ge ve yerli üretimin desteklenmesi de bilgi teknolojileri ve haberleşme sektörüne yönelik temel politikalarımızdan. Ana amacımız; halkımızın yüksek kapasiteli ses, veri ve görüntü hizmetlerine en ileri teknolojilerle erişebilmesi. Bu kapsamda yeni teknolojilerin kullanımını yaygınlaştırmaya çalışırken bir yandan da ülkemizin yerli ve milli bir haberleşme altyapısına kavuşmasını arzu ediyoruz.”
Ar-Ge harcamaları, GSYİH payının yüzde 3’üne çıkarılacak
“Sabit haberleşme teknolojileri tarafında yüksek hız sağlayacak fiber yatırımları destekliyor ve fiber altyapımızı hızlı bir şekilde geliştirmeye çalışıyoruz” ifadesini kullanan Karaismailoğlu, “Tabii şunu vurgulamakta yarar görüyorum: Hem altyapı hem de hizmet seviyesinde etkin rekabet ortamının tesis edilerek iletişim altyapı ve hizmetlerinin geliştirilebilmesi ve yaygın kullanımının sağlanması son derece önemli. Nitekim politikalarımız haberleşme sektörü özelinde Bakanlığımızca belirlenen 2023 hedefleri ile de uyumludur” dedi. Karaismailoğlu, bu hedefleri şu şekilde sıraladı: “Genişbant abone sayısının yaklaşık 83 milyona ulaşması. Her hane ve iş yerine yeni nesil teknolojiler aracılığıyla genişbant erişiminin sağlanması. M2M (makineden makineye) uygulamalarının tüm sektörler ve altyapıları kapsayacak şekilde yaygınlaştırılması ve bu sayede akıllı hale dönüştürülen altyapıların da birbirleriyle etkileşimli hale getirilmesi. 16-74 yaş arasındaki nüfusun yüzde 80’ine bilgisayar kullanma becerisi kazandırılması. Ar-Ge harcamalarının GSYİH payının yüzde 3’e çıkarılması. Türkiye’nin Ar-Ge, yazılım test, çağrı, sayısal veri, internet değişim noktasıyla uluslararası gönderi alıp-verme konularında uluslararası merkez ve düğüm noktası haline gelmesi ve konumunun güçlendirilmesi. e-İmza sayısının 20 milyon, kayıtlı elektronik posta sayısının ise 4 milyonu aşması.”
Sürdürülebilir akıllı ulaşım ağını yaygınlaştırmak istiyoruz
Bakan Karaismailoğlu, “Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ doğrultusunda; ülkemizin 5G teknolojisini sadece kullanan bir ülke olması yerine, 5G teknolojisini tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden bir ülke konumuna ulaşmak için var gücümüzle çalışıyoruz” açıklamasını yaparak “Bugün artık bilgi ve iletişim teknolojileri, ekonomik kalkınmanın itici gücü ve sosyal refahın aracı. Artık her şeyin ‘akıllı’ olduğu bir dünyaya doğru hızla ilerliyoruz. Ulaşım sistemleri de teknolojinin yoğun şekilde kullanıldığı alanların başında geliyor” dedi ve konuşmasını şöyle sürdürdü: “Artan nüfus, hızlı kentleşme ve araç sayılarındaki artışla birlikte, ulaşımın güvenli ve etkin sağlanabilmesi için yeni yollar inşa edilirken, ulaşım sistemlerinde veriye dayalı etkin teknolojik çözümler tercih ediliyor ve yaygınlaşıyor. Sizlerin de çok iyi bildiği gibi ‘Akıllı Ulaşım Sistemleri’nin amacı; yolların güvenliğini ve kapasitesini artırmak, karayolu ulaştırmasında uyum ve konforu yükseltmek, çevre ve enerji kaynakları üzerindeki negatif etkilerini azaltmak, verimliliği artırmaktır. ‘Akıllı Ulaşım Sistemleri’ açısından ülkemiz güçlü bir potansiyele sahip. Yaygın ve modern bir haberleşme altyapımız var. Yerli ve milli kaynaklarla güvenli, etkin, katma değer sağlayan ve sürdürülebilir akıllı bir ulaşım ağını yaygınlaştırmak ve geliştirmek temel hedeflerimizden biri.”
‘Mikro Hareketlilik Araçları’nın kullanımını destekliyoruz
Özellikle son dönemde ülkemizin büyük şehirlerinde kent için ulaşımda ‘scooter’ olarak bilinen tek kişilik şarjlı ulaşım araçlarında artış gözlendiğine dikkat çeken Karaismailoğlu, “Kent içi ulaşımda e-Scooter, e-Bisiklet ve ‘motorlu scooter’ gibi bireysel ulaşım araçları hayatımıza girdi. Dünya üzerinde e-Scooter sayısı 2019’da 774 bin iken, bu rakam 2024’de 4.6 milyona çıkacak. Ülkemizde halen, 35 bin e-Scooterı 3 milyondan fazla vatandaşımız kullanıyor. Bu sistemlerin tümünü ‘Mikro Hareketlilik Araçları’ diye tanımlıyoruz. Bakanlık olarak bu araçların kullanımını destekliyoruz. Kullanıcıların can güvenliğinin sağlanması, verimlilik ve hizmet standardizasyonu konusunda bir düzenleme de hazırladık. 12 Eylül 2020’de ‘Mikro Hareketlilik Sistemleri Ortak Akıl Toplantısı’nda, tüm paydaşların görüşlerini alarak oluşturduğumuz ‘Mikro Hareketlilik Yönetmeliği’ni önümüzdeki yılın ortalarına kadar çıkarmış olacağız. Bakanlık olarak ‘Tüm ulaşım hatlarımızda, seyahat sürelerinin azaltılması, trafik güvenliğinin artırılması, yol kapasitemizin verimli kullanılması, hareketliliğin artırılması, enerjinin verimli kullanılması ve çevreye verilen zararın azaltılması’ yönünde vizyonumuz bulunuyor. Tüm ulaşım altyapılarımızda bu ilkelere uygun çalışmalar yürütüyoruz” açıklamasını yaptı.
Verinin iletimi de Bakanlığımızın sorumluluğu alanında
“Dijitalleşme bir ‘dönüşüm süreci’ değil, bir ‘zorunluluk’ ve ‘var oluş’ biçimi” ifadesini kullanan Bakan Karaismailoğlu, bilgi ve iletişim sektöründeki hızlı gelişmelerin bu alandaki teknolojileri de gündelik yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline getirdiğinin altını çizdi. “e-Devlet uygulamalarından finans ve bankacılık uygulamalarına, elektronik ticaretten dijital medyaya, giyilebilir teknolojilerden robotik sistemlere, sosyal medyadan sanal gerçekliğe kadar hemen her alana deyim yerindeyse damgasını vuran bilgi ve iletişim teknolojileri, katlanarak artan devasa boyutlardaki verileri de işliyor, depoluyor ve kullanıyor” değerlendirmesini yapan Karaismailoğlu, “Teknoloji hızla ilerlerken, bizler de bu gelişmeye ayak uydurmak zorundayız. Yük ve yolcu ulaşımı kadar verinin iletimi de Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın sorumluluğu alanında” dedi ve 2021 yılında gerçekleştirecekleri çalışmaları şu şekilde kaydetti: “4,5G mobil elektronik haberleşme hizmetlerinin yaygınlaştırılmasının sağlanması. 4,5G mobil elektronik haberleşme altyapısına yönelik Ar-Ge çalışmalarının ve ekipmanlarının yurt içinde üretilmesinin teşvik edilmesi. 5G mobil elektronik haberleşme altyapısına ilişkin Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesi. ‘Ulusal Genişbant Stratejisi’nin uygulanması ve fiber altyapı yatırımlarının artırılması, hızlı ve kaliteli genişbant erişim yaygınlığının artırılması. Ülkemizde internet değişim noktası kurulumunun desteklenmesi. Sabit ve mobil haberleşme altyapısı olmayan yerleşim yerlerinde altyapı kurulumu çalışmalarına devam edilmesinin sağlanması.”
Yeni teknolojilerin yaratacağı potansiyel ile işsizlik önlenebilecek
“Günümüzde artan veri hızlarıyla birlikte büyüyen bir veri trafiğinin oluşması, bu verinin depolanması ve işlenmesi ihtiyacını doğurdu. Depolanması bir hayli zor olan bu verinin işlenmesi daha da zor olmakla birlikte, bunu başarabilen paydaşlar sektörde ciddi rekabetçi avantajlar elde etmeye başladılar. ‘Büyük Veri Analizi’ olarak isimlendirilen bu yaklaşımın ne büyüklükte bir veriyle uğraştığını anlayabilmek için bir örnek vermek gerekirse 2019 yılında dünyada her gün ortalama 12 eksabayt veri işlendiği ve değerin 2020 yılı sonunda günlük ortalama 120 eksabayta çıkmasının beklendiğini söyleyebiliriz” değerlendirmesinde bulunan Adil Karaismailoğlu, “Öte yandan, 2020 yılı sonuna kadar 24 ila 30 milyar civarında cihazın birbirine bağlı olması beklenmekte olup, bunların 10 milyar adedinin telefonlar, tabletler ve giyilebilir sistemlerden oluşacağını tahmin ediyoruz” dedi. Bu ekosistemin geliştirilmesi, uygulamaların hazırlanması, cihaz donanımları, sistem entegrasyonları, veri depolama sistemlerinin oluşturulması, güvenlik ve bağlantı süreçlerinin yönetilmesi gibi nesnelerin interneti çözümlerine ise milyarlarca dolarla ifade edilen kaynaklar aktarılacağını dile getiren Karaismailoğlu, bu kaynakların dünya ekonomisine katkısının 2025 yılına kadar 13 trilyon ABD Dolarına ulaşacağının hesaplandığını kaydetti. Karaismailoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Buna ek olarak yapay zekâ giderek hayatımızın daha fazla alanına girmeye başladı. Özellikle büyük verinin doğurduğu imkânlarla yeni kabiliyetlere kavuşan yapay zekâ teknolojilerinin önümüzdeki yıllarda birçok sektörde çığır açacak yenilikleri getireceği de öngörülen bir başka gelişme. Biz de Bakanlık olarak ilgili diğer tüm paydaşlarımızla birlikte bu gelişmelerden en önce haberdar olmak ve bu gelişmelerin izleyicisi değil katkı vereni olmak anlamında yorulmadan çalışmaya devam ediyoruz. Ülkemiz, ekonomik anlamda gelişmekte olan ülkeler arasında sınıflandırılmakta. Ancak kısa zamanda dünyanın gelişmiş ekonomileri arasında yer almak ana hedeflerimiz arasında yer alıyor. Türkiye’nin teknolojik olarak uluslararası konumuna baktığımızda; mobil şebekelerin yaygınlığı, aboneye verilen hizmetin kalite ve çeşitliliği, geniş bantın gelişimi ve fibere yapılan yatırımlar yükselen bir eğilime sahip olduğunu görüyoruz.” “2020 yılının ilk yarısı itibarıyla yüzde 98,3 mobil abone penetrasyonu, 81,7 milyon mobil abone, 78,4 milyon geniş bant abonesi ve birçok ülkeye kıyasla kapsama ve hizmet kalitesinde gelmiş olduğumuz üst seviyeyle ülkemize ekonomik olarak sınıf atlatacak unsurun bilgi ve iletişim teknolojilerindeki başarımız olacağına inanıyoruz” ifadesini kullanan Bakan Karaismailoğlu, “Ülkemiz, sahip olduğu genç nüfusuyla, yapay zekâ ve büyük veri gibi yenilikçi teknolojiler konusunda önemli bir istihdam potansiyeline sahip. Gençlerimizin yeni teknolojiler konusunda alacağı üst düzey eğitimler hem ülkemizin sayısal dönüşümden azami ölçüde istifade etmesini sağlayacak hem de bu teknolojilerinin yaratacağı potansiyel ile işsizliği önleyebilecek. Bilhassa yerli ve milli üretim konusunda bakanlık olarak gençlerimizin önünü açmak için elimizden geleni yapıyoruz. Bir başka deyişle sayısal dönüşüm için yapılacak yatırımların ülkemizden beklenen ekonomik gelişmeyi çok daha hızlı gerçekleştirebilmemizi sağlayacağı ve bu yönde atılacak adımların elektronik haberleşme yatırımlarını da güçlendireceğini düşünüyoruz” açıklamasını yaptı.
Türksat 5A uydusunun Aralık 2020’de uzaya fırlatılması öngörülüyor
4-5G’ye geçiş konusundaki gelişmeleri aktaran Karaismailoğlu, “Ülkemizde düzenleyici kurumumuz Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), 5G ve ötesi sistemler için gerekli ekosistemin kurulması amacıyla koordinasyon ve sekreterya çalışmalarını yürütmekte. BTK’nın öncülüğünde kurulan 5GTR Forumu, 5G’de dünya pazarında yer alacak yüksek katma değerli ürünler, hizmetler ve teknolojiler geliştirilmesi, bu konuda ilgili tarafların birlikte çalışmasının sağlanması için ulusal ve uluslararası düzeyde endüstri ve akademi başta olmak üzere ekosistemdeki paydaşları bir araya getirmeyi amaçlıyor” şeklinde konuştu. “Uydu sistemleri, haberleşme alanında daha hızlı ve yüksek kapasiteli ama aynı zamanda da düşük maliyetli sistemler yaratma çabaları sonucunda ortaya çıkmıştır” ifadesini kullanan Karaismailoğlu, “İlk olarak savunma ve askeri maksatlarla kullanılan uydu sistemleri yıllar geçtikçe artık hayatın her safhasında kullanılır oldu. Türkiye’nin ilk uydusu Türksat 1B, 10 Ağustos 1994’te fırlatıldı. Türksat 5A uydusunun Aralık 2020’de ve Türksat 5B uydusunun ise 2021’de uzaya fırlatılması öngörülüyor” dedi.
Toplam 214,7 milyar TL’lik ‘Kamu-Özel İş Birliği Projesi’ni başlattık
Bakan Karaismailoğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak son 18 yılda 910 milyar lira yatırımla ulaşım ve iletişim alanında çok büyük ve önemli projeleri hayata geçirdiklerine dikkat çekerek “Bahsettiğim bu yatırım miktarı içerisinde kamu-özel sektör iş birliği olarak adlandırılan projeler de yer almakta. Toplam 214,7 milyar TL’lik ‘Kamu-Özel İş Birliği Projesi’ni başlattık. Söz konusu yatırımların yüzde 86’sını tamamladık ve yapımı devam eden ‘Kamu Özel Sektör İş Birliği Projeleri’ ile birlikte 30,3 milyar TL daha yatırımı ülkemize kazandırmayı hedefliyoruz” açıklamasını yaptı. Karaismailoğlu, “Bildiğiniz üzere içinde bulunduğumuz çağ, uluslararası rekabetin, bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin büyük bir hızla ilerlediği ve küreselleşme sürecinin tüm nüfuzunu gösterdiği bir dönem oldu. Bu süreç, özel sektörün dinamizminden giderek daha fazla yararlanma anlayışını gündeme taşıdı. Yatırımların finansmanında alternatif kaynak arayışları başladı.Yap-İşlet-Devret modelinin en önemli avantajı da finansman imkânıdır. Özel sektörün teknolojisi ve dinamizmi, kamunun deneyimi ve uluslararası finans kuruluşlarının mâli desteğini bir araya getirerek risk paylaşımı yapılmakta. Yabancı sermayenin ülkeye girişi de önemli avantajları arasında. Sağlanan bu finansman kaynağıyla ihtiyaç duyulan yatırımlar hızlıca yapılabilmekte. Normal şartlarda büyük projeler 7 ile 20 yıl arasında bir sürede tamamlanırken, YİD modeliyle projeler 5 yıldan daha kısa sürede bitiriliyor. Ayrıca projelerin kısa sürede hayata geçirilmesiyle zaman tasarrufu, sürüş konforu, trafik güvenliği ve istihdam gibi sosyo-ekonomik etkilerle rekabet gücünün artırılması sağlanıyor. Yine bu sayede devlet elindeki bütçeyi daha verimli kullanmakta. Örneğin YİD modeliyle bir barajınız inşa edilirken siz de onun için kullanmanız gereken parayla okul, hastane ya da yol gibi diğer yatırımlarınıza kaynak bulmuş olursunuz” şeklinde konuştu. “Bu nedenle tüm dünyada kamu-özel iş birliği modeline doğru bir eğilim söz konusu” değerlendirmesinde bulunan Karaismailoğlu, özellikle 2000’li yıllardan itibaren ülkemizde de oldukça yaygın olarak kullanılan bir finansman modeli haline geldiğini dile getirdi ve şu örnekleri verdi: “Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi Köprüleri, İstanbul Havalimanı, Avrasya Tüneli, İstanbul-İzmir Otoyolu gibi nice dev projeye kamu-özel iş birliğiyle hayat verdik. Kuzey Marmara Otoyolu, 1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu, Aydın-Denizli Otoyolu gibi dev prestij projelerimize de devam ediyoruz. Bizim için yatırımların daha hızlı tamamlanarak vatandaşlarımızın hizmetine sunulabilmesi son derece önemli. O nedenle alternatif finansman kaynaklarını her zaman değerlendireceğiz ve özel sektörün dinamizmini harekete geçireceğiz.”
Hareketlilik sistemleri ve araçları üzerine Ar-Ge çalışmaları yürütülecek ‘Mobility Lab’i kurduk
Bakan Adil Karaismailoğlu, dünyada ve ülkemizde artan nüfusa paralel olarak, kent içi ve şehirlerarası ulaşım ve iletişim trafiğinin son dönemlerde katlanarak arttığını dile getirerek “Dünya nüfusunun yüzde 50’si kentlerde yaşıyor. 2050’de bu oran yüzde 65’i geçecek. 2020-2050 arasında ulaşıma yönelik talep, yolcu sayısı ve mesafe açısından iki katına çıkacak. Ulaşımda bu yoğunluğu karşılamak ve yönetmek için yerli ve milli bilişim-iletişim imkânlarıyla desteklenen verimli, güvenli, etkin, yenilikçi, dinamik, çevreci ve katma değer sağlayan sürdürülebilir bir ‘Akıllı Ulaşım Sistemi’ gerekli. Bu amaçla, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın koordinasyonunda ‘Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Strateji Belgesi ve 2020-2023 Eylem Planı’nı, tüm paydaşlarımızın katılımıyla hazırladık. Bu eylem planımız kapsamında oluşturulan stratejik planlarımızdan birisi de; ‘Yaşanabilir Çevre ve Bilinçli Toplum Oluşturmak’tır. Bu stratejik amacın gerçekleştirilmesi amacıyla, bakanlığımızın koordinesinde, BTK, üniversiteler ve STK’ların iş birliğinde bir dizi çalışmalar yürütüyoruz. Bakanlığımız ve Yıldız Teknik Üniversitesi arasında yapılan iş birliğiyle, şehirlerimizde ulaşımın çehresini değiştiren, insanların kentsel ve ulusal düzeyde hareketlilik davranışlarını farklılaştıran bir unsur haline gelen hareketlilik sistemleri ve araçları üzerine Ar-Ge çalışmaları yürütülecek ‘Mobility Lab’i kurduk. ‘Mobility Lab’te gençlerimiz tarafından yerli ve milli tasarım projelerinin üretilmesi hedefleniyor. Ayrıca ulaşımda erişilebilirlik vizyonumuz çerçevesinde her adımda farklılıkları ortadan kaldırmaya yönelik bir ulaşım sistemi oluşturmak ve engelli, yaşlı, bebek arabalı seyahat etme zorunluluğu olan hareket kabiliyeti kısıtlı vatandaşlarımızın hayatlarını kolaylaştırmak amacıyla ulaşımda erişilebilirliği iyileştirmeye yönelik Ar-Ge, tasarım ve erişilebilirlik proje çalışmaları yürütülecektir” şeklinde konuştu.
Mobil teknolojilerde yaşanan gelişme, ‘Sayısal Dönüşüm’e giden yolda en önemli hızlandırıcılardan
Bakan Adil Karaismailoğlu, “Son yıllarda mobil haberleşme ve genişbant internet teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişim sonucunda ortaya atılan ‘Sayısal Dönüşüm’ kavramı; nesnelerin interneti (Internet of Things, IoT), mobil teknolojiler, sosyal medya, Endüstri 4.0, yapay zekâ, büyük veri, bulut bilişim, robotik teknolojiler ve üç boyutlu yazıcılar gibi birçok teknoloji ve uygulamaları kapsıyor” şeklinde konuştu. ‘Sayısal Dönüşüm’ün ticari girişimlerin ve kamu kesiminin iş yapış şekillerinde radikal değişikliklere yol açarak bu teknolojilerin iş süreçlerinin bütününde uygulanması olarak kendini gösterdiğini vurgulayan Bakan Karaismailoğlu, “Özellikle mobil teknolojilerde yaşanan gelişmeyi, ‘Sayısal Dönüşüm’e giden yolda en önemli hızlandırıcılardan biri olarak kabul edebiliriz. Dünya Ekonomik Forumu’na göre 2018 yılında 8 milyar olan internete bağlı cihaz sayısı, 2030 yılında 1 trilyona ulaşacak. Bu da mobil teknolojilerin ulaşacağı yer hakkında bize önemli fikirler veriyor. Sadece mobil teknolojilerin değil, nesnelerin interneti, bulut bilişim, büyük veri analizleri ve öğrenen makinelerin birlikte oluşturacağı büyüme potansiyelinin bu teknolojilerin tek tek var olan potansiyellerinin çok üzerinde, üssel bir artış sağlayacağına inanıyorum. Bu teknolojilerde yaşanacak ucuzlama da bu gelişmeyi hızlandıracak. Örneğin 2007 yılında maliyeti 100 bin ABD Doları olan ‘drone’lar bugün 1.000 ABD Dolarının altına düştü ve bu düşüşe paralel olarak ‘drone’ sayısı hızla arttı. Bir başka örnek olarak güneş panelleri verilebilir. Bu panellerin maliyetleri 1984’de 30 ABD Doları/km2 iken son yıllarda 0,2 ABD Dolarının altına kadar geriledi. Maliyetlerdeki bu düşüş de bütün dünyada kurulan güneş tarlalarının sayısını ivmelendirerek büyütmekte” açıklamasını yaptı. “Dünya Ekonomik Forumu’nun bir başka çalışmasında ise ‘Sayısal Dönüşüm’ün önümüzdeki 10 yılda iş dünyasına ve topluma 100 trilyon ABD Dolarlık katkı yapmasının beklendiği ifade ediliyor” bilgisini paylaşan Karaismailoğlu, “Aynı raporda ‘Sayısal Dönüşüm’ün hem endüstrinin hem de toplumun refah seviyesine olumlu katkı yapacağı belirtiliyor. Bununla birlikte, ‘Sayısal Dönüşüm’ün sadece ekonomiye ilişkin sektörleri değil yaşamın tüm yönlerine de etki etmesini bekliyoruz. Bu durum diğer birçok ülkede ‘Sayısal Dönüşüm – Endüstri 4.0’ ilişkisinin dışına çıkıyor ve yeni bir isim alarak ‘Toplum 5.0’ adıyla anılıyor. ‘Toplum 5.0’ ile kastedilen insanoğlunun yaşadığı ‘avcı toplum – tarım toplumu – endüstriyel toplum – bilgi toplumu’ gelişiminin yeni bir aşamaya geçmesi. Bu aşama; ‘Çok Akıllı Toplum/ Super Smart Society’ olarak adlandırılıyor. ‘Endüstri 4.0’ nasıl üretim mekanizmalarının sayısal dönüşümü ise ‘Toplum 5.0’ da sayısal teknolojilerle toplumun dönüştürülmesi anlamına geliyor” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu