Sayısalda duraklama
Küresel göstergeler yaz falan dinlemeden peşpeşe yayınlanıyor. Bu haftaki konuğumuz The Economist dergisinin vadeli tahmin merkezi Economist Intelligence Unit tarafından hazırlanan Sayısal Ekonomi 2010 İndeksi (Digital Economy Rankings. Beyond e-Readiness).
Türkiye, 70 ülke içinde 43. sırada.
Bardağa dolu tarafından bakarsak: Üç yıldır yerimizi pek azıcık geriye kaysak da koruyoruz.
Pek azıcık geriye kaymak ne demek? 2008’de toplam puanımız 5.64 idi. Ertesi yıl 5.34 olduk. 2010’da 5.24 olduk.
İndekste en yüksek puan 8.49 ile İsveç. Gerisini tahmin edebilirsiniz: Danimarka, ABD, Finlandiya, Hollanda gibi “bu iş” aşmış ülkeler. Bu iş: Ekonomiyi sayısal tabana oturtmak.
2010 sıralamasında Türkiye’nin üst kat komşuları: Güney Afrika, Meksika, Brezilya. Alt komşuları: Jamaika, Bulgaristan, Arjantin.
Bu indeksin önemi: Ülkemiz, küresel ağa ne kadar hazır?
Sorunun yanıtı, diğer küresel göstergelerdeki durumumuzdan bağımsız değil. Örneğin, Dünya Ekonomik Forumu’nun her sonbaharda yayınlanan Küresel Rekabetçilik İndeksi’ne bakalım: 2006’da 51. sıradayız. 2007’de 53’e düşüyoruz. 2008’de 66’ya düşüyoruz. 2009’da 69’a düşüyoruz. 2010 henüz ortada yok. Bekliyoruz.
Bu gerileme hallerini Uluslararası Kalkınma Yönetimi (IMD) tarafından yayınlanan 2010 Dünya Rekabet Yıllığı’nda da gördük. 57 ülke arasında 48. sıraya geriledik. Geçen yıla göre sadece bir puan düşüş: Ama olsun, ilerleyemedik sonuçta.
Bunlar, moral bozmak için değil. Ekonomideki temel hastalığın nedenini anlamadan, kabullenmeden tedavi mümkün değil. Bunu anlatmak için.